Bölüm 8 Dağ Evi (Part II)

27 9 17
                                    

Merhabaaa! 👋🏻 (16.07.2022)

Part II'ye hoş geldiniz.

Hadi başlayalım.

Zevkle okumalar.

*

Akşam üstü, okuldan bir grup arkadaş daha katılmıştı aramıza. Ev bir anda daha da fazla kalabalıklaşmıştı.

Parti dedikleri gürültülü eğlenceleri de çoktan başlamıştı. Herkesin keyfi yerinde görünüyordu.

Özellikle de Gökçe'nin...

Cenk'in dizi dibinde oturmuş onunla sohbet ediyor, geniş geniş gülüyordu arkadaşım. Hayalini kurduğu anı yaşıyordu kesinlikle. Onun adına mutluydum.

Ama ... Bu gürültüye daha fazla katlanamayacaktım.

Üzerime aldığım kalın hırkamla ve cebime sıkıştırdığım telefonumun kulaklığı ile arka bahçeye attım kendimi. Bahçenin eve uzak sayılabilecek köşesindeki masaya doğru ilerledim.

Sandalyeyi çekip oturduğumda bir diğer sandalyeye de bacaklarımı uzattım.

Evdeki gürültü buraya kadar geliyordu. Bu gerçekten dayanılmazdı. Cebimden çıkardığım kulaklığın giriş ucunu telefona taktıktan sonra beklemeden kulaklarıma yerleştirdim.

Artık bu saatten sonra sadece ben, yıldızlar ve sakin müziğim vardık... Ah bir de hafif dağ esintisi...

Huzur tam olarak buydu işte...

Gözlerimi kapattım ve hayal kurmaya başladım.

***

Üzerimde hissettiğim ağırlıkla gözlerimi açtım.

Cenk Tekinoğlu tepemde dikilmiş elindeki battaniyeyi üzerime örtmeye çalışıyordu. Hışımla oturduğum yerde vücudumu dikleştirdim.

"Gerek yok, teşekkü... Ahh! Boynum!"

Elim anında boynuma gitmişti. Ne ara uykuya dalmıştım, ne kadar zamandır burada uyuyordum bilmiyordum. Bildiğim tek şey vardı ki; boynum tutulmuştu.

"Boynun ya... Bu soğukta burada uyursan sadece boynunun tutulduğuna şükretmelisin!"

Gıcıktı! Laf sokmaktan adeta zevk alıyordu. Uyuz şey!

Boynumu ovuştururken bir yandan da kaşlarımın altından bakıp göz devirdim karşımda dikilen gereksiz kişiliğe.

"Masaj yapabilirim. Boynunun tutukluğuna iyi gelir." dedi yanımdaki sandalyeye oturduğunda. Ellerini de boynuma doğru uzatmıştı.

"İstemez!" Ani bir hareketle ellerini reddettim. Hala boynumu kendi kendime ovalıyordum.

"Tanrı aşkına! Sana yardım etmeye çalışıyorum." demişti bıkkın sesiyle.

"Yardımına ihtiyacım yok!"

"Katır kadar inatçısın, biliyor musun?" dedi Cenk ellerini tekrar boynuma götürerek.

Ona itiraz edemeden elleri boynumu ovalamaya başlamıştı. "Ama itiraf etmeliyim ki bu benim çok hoşuma gidiyor. İnadın beni kamçılıyor. Sen inatla beni reddettikçe ben de inatla sana yaklaşmaya devam edeceğim!"

Raflar ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin