Bölüm 5 Asansör

31 12 51
                                    

Merhabaaa! 👋🏻 (01.07.2022)

Yeni bir bölüme daha hoş geldiniz.

Hadi başlayalım

Zevkle okumalar

*

"Uyanamıyorum abiciğim! Gözlerimi açmak işkence gibi geliyor yeminle!"

Sadece birkaç adım ardımda yürüyen Bahadır'ın sesini çok net duyabiliyordum.

Dün gece o kulüp senin bu kulüp benim fazlaca gezdiği için uykusuz kaldığından şikayet ediyor,  "Sert bir kahve içmeden kendime gelemeyeceğim!" diyordu.

Dönem ödevi için Profesör tarafından eşleştirildiğim arkadaşımla fakülte binasının üst katındaki laboratuvarda buluşmuş, ödevimiz üzerine çalışmalar yapmıştık.

Tekinoğlu kardeşler ve saz arkadaşlarının dersliklerinin olduğu kattı burası. Dolayısıyla onlarla karşılaşmamız imkansız değildi.

Ki karşılaşmıştık da... Bahadır, Cenk ve Ulaş üçlüsü derslerinin olduğu amfiden çıkmışlar, kantine inmek üzere hemen ardımda asansöre doğru ilerliyorlardı.

"Bana da bir Amerikano alsana?" demişti Ulaş Bahadır'a.

Ardımdaki üçlüye kulak kesilmişken 'Bunlarda da ne iştah var' diye geçiriyordum içimden. Şu saatte kahve içmek hiç benlik değildi. Çay-severdim ben arkadaş!

"Bana da latte al" Gıcık Cenk'in gıcık sesini duymuştum hemen ardından. "Ama benimki İNEK sütlü olsun. Yoksa içemiyorum!"

An itibariyle arkamdan gelen gülüşme sesleri sinirimi bozuyordu.

Biliyordum, şu an o salak, bana sataşıyordu aklınca... Ama duruşumu hiç bozmayacak, kızdığımı belli edip onu eğlendirmeyecektim.

"İNEK sütü kırmızı çizgimdir, olmazsa olmazım!"

Hala laf atıp gülüyordu Cenk malı! Yanındaki prototipleri de ondan farksızdı gıcıklıkta. Bahadır aptalı da onu desteklercesine "Ağzının tadını bilirsin sen!" diyordu.

Güya dalga geçiyorlar, beni sinirlendirmeye çalışıyorlardı. Ama yemezdim ben.

Arkamı dahi dönmeden yoluma devam ettim ve asansörün kapısının karşısında durup çağrı düğmesine bastım.

Gıcık üçlü de tam yanımda durmuşlardı. Ama ne yazık ki çeneleri bir türlü durmuyordu. "İNEK sütü demişken... Şu ara youtube'ta en çok izlediğim şey; İNEK videoları. Beni acayip eğlendiriyor."

Duyduklarım üzerine kaşlarımı çatıp hemen sağımdaki geri zekalı üçlüye baktım. Tam da o sırada Cenk'le göz göze gelmiştim. O aptal sırıtışı yüzündeydi yine.

Bakışları ise 'seninle dalga geçiyorum' diye bağırıyordu adeta!

Anında başımı aksi yöne çevirip onlarda olan bakışlarımı kaçırdım. Tepki vermem demek onlara prim kazandırmak demekti. Bunu yapmayacaktım.

Hala asansörü beklediğimiz sırada bir telefon zili duyuldu. Melodisi telefonumunkiyle aynıydı. Hızlı hareketlerle elimdeki telefonun ekranını çevirip baktım, ama çalan telefon benimki değildi.

"Tamam, bekle geliyorum!" demişti Ulaş aramayı kapatmadan önce. Sonrasında ise "On dakikaya yanınızda olurum." deyip arkadaşlarının yanından ayrıldı.

Raflar ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin