Bir ısırık alsam mı şu tatlı hayattan? Leyça hikayesi

mutluluk

Çağandan

Kucağıma oturmuş resmen kalkmamak için direniyordu.Ben o kadar şeyden sonra yüzüme bakmaz derken o benim göz kırpıştırmamdan yalan söylediğimi anlıcak kadar tanımıştı beni.Aşık olduğumu zaten 7 düvel anlardı ki bu leyadan kaçmasın.Zaten aşık olduğumu anlamasa durmaz herhalde.Peşimi bırakmayacaktı.Kucağımda yaklaşık 15 dakikadır oturuyor,hayatla bağlantımı kesiyordu.Hormonlarımı sessize alıp kokusunu içime çekerken bir yetişkin gibi düşünmeye başladım.O an açıkça bir şekilde söylemeye karar verdim.Söyledikten sonra yüzünde en ufak mimik oynamadı.Omzumdaki elleri bedenimi terkederken kucağımdan kalkıp sandalyeye oturdu.Uyuşan bacaklarımın karıncalanması bile leyadan gözlerimi almama yetmiyordu.Kızmasını bekliyordum.Kızsın ki kendimi suçlu hissedeyim.

L.haklılar..

Sadece bu kadar mı?Kızmak,neden yaptın demek,aşığız biz neden karışırlarki demek yok muydu?Canım en az onunki kadar acımıştı.

Ç.haklı mı?Allah aşkına leya sevenleri ayırmak bile büyük günah.Sana açıkça diyorum ki senden uzak durmama neden olan kişi benim annem babam.Ve haklılar öyle mi?

L.bak kendi ağzınla söyledin.Onlar senin annen baban.Ayrıca yetişkin bile değiliz daha.Senin için en iyi karar-

Ç.SENİN ONLAR HAKKINDA Bİ BOK BİLDİĞİN YOK.PARAYA TAPAN BİR AİLEM VAR.STATÜLERİNE GÖRE İNSAN AYIRIYOLAR.BABAM ANNEMİ ALDATIYOR.ANNEM DE BUNA İZİN VERCEK KADAR UMURSAMAZ.VE BENİM İÇİN YAPTIKLARI TEK ŞEY SAĞLADIKLARI MADDİ YAŞAM.ŞİMDİ SANKİ HAKLARIYMIŞ GİBİ SEVCEĞİM KIZA BİLE KENDİLERİ KARAR VERMEK İSTİYOLAR.

Yanına gidip dolan gözlerine baktım.Dokunamadım ama..yasak meyve gibi geldi o an.Gücüme gitmişti onları haklı bulması.

Ç.bana neden kızmıyorsun yaptıklarım için.Nolur kız bişey de bağır çağır.Aileni mi dinledin,bana olan aşkın bu kadar mıydı de.Seni ne ile tehdit ettiler de.Lütfen sor.Artık doaln gözleri kendini bıraktığında bana sıkı sıkı sarıldı.Bende bu sarılmaya tepkisizi kalamadım.

L.Senden nefret etmek istiyorum.Ama bir türlü olmuyor.Her geçen gün yine seni düşünerek başlıyorum güne.Sana kızamam da.Eğer annemle babam hayatta olsaydı ve bana deselerdi ki o çocukla görüşme(yüzünde acı bir gülümsemeyle)ben seninle görüşmezdim.En azından onlar öyle bilirdi.O kadar isterdim ki hayatta yanıbaşımda olsunlar.Babamdan gizli gizli anneme seni anlatmak,seninle gizli saklı köşelerde buluşmak...Sonrada seni en az onlar kadar sevdiğimi ispatlamak..Eminim mutluluğumu görünce kendi oğulları gibi severlerdi seni.

Ç.leya ben çok üzgünüm.Sana olan aşkım ailemin önüne geçemedi.Çünkü babam beni seninle tehdit etti.Seni bu okuldan,bu şehirden göndermekle ki yapar.Ablanla seni ayırmaktan bile bahsetti.Ben sen sırf üzülme diye seni üzdüm.Sandım ki benden nefret edersen fazla üzülmezsin.Ama en büyük kötülüğü kendime yapmışım.Senden ayrı kalmak o kadar zor ki..Artık dayanamayıp dudağına uzunca bir öpücük bırakmıştım.Omzumdaki elleri yavaşça yanağıma çıkarken bu sefer öpüşümüz hasret kokuyordu resmen.Ayrıldığımızda yüzünün heryerine minik minik öpücükler kondurduğumda huylanıp kıkırdadı.O gülünce hayat bana verebilceği en güzel şeyi veriyordu.Mutluluğu..

L.şimdi ne olacak peki?Napıcaz?

Ç.senin en çok istediğin şeyi..

Mutluluğu Nereye Saklamışlar?İnsanoğlu mutluluğu hep hor kullanıyormuş... Hep şikayetçi hep bıkkınmış... Birgün melekler mutluluğu saklamaya karar vermişler... Saklayalım, zor bulsunlar... Zor buldukları için belki belki kıymetini bilirler diyerek başlamışlar tartışmaya... sorun büyükmüş... Mutluluğu saklamak kolay değilmiş.Çünkü... Kimisi... "Everest'in tepesine saklayalım" demiş,kimisi; "Atlas okyanusu'nun dibine" demiş. Taç mahal kubbesi,Mekke sokakları,italyan sofrası... Bir hastanenin yeni doğan odası,dondurma külahı,şarap şişesi... Sigara paketi,lale bahçesi... Pek çok yer düşünmüşler ama hiç biri yeterince zor gelmemiş... Derken Meleklerden biri:"İÇLERİNE SAKLAYALIM" demiş... Kimsenin aklına gelmez içine bakmak... İşte o gün bu gündür mutluluk insanın içinde saklıymış... Hiçbir mutluluk kolay gelmiyor.Kolay kolay gülmüyor insanın yüzü... Emekte ve insanın içinde saklı mutluluk... Ne başkasının ekmeğinde,ne başkasının evinde,ne de başka bir şeyde... Bu yüzden gözünüz hep içeride olsun... Siz dışını boşverin,içine bakın...