Eşyalarımı eve bırakır bırakmaz bisikletime atlayıp abimin evine doğru yol almıştım. Kısa süre içinde abimin evine vardığımda gidip kapısını çaldım fakat açan olmadı. Gidip arka bahçeyi kontrol ettiğimde ise kapıların ve pencerelerin kapalı olduğunu gördüm. İşte olabileceğini düşünüp bisikletimi alış veriş merkezine dogru sürmeye başladım. Onbeş dakikalık bisiklet yolculuğumun ardından bisikleti girişe kilitleyip abimin çalıştığı dondurmacıya çıktım. İnsanlara dondurma servis eden Robin'i görünce çok sevinmiştim çünkü herkes gibi onu da uzun zamandır görmemiştim. Sıra bana geldiğinde Robin'in arkası dönük olduğu için zile basmıştım.
"Ahoy, günaydın hoşgeldiniz size nasıl yardımcı olabilirim?"
"Selam. Abim burada mı?" Robin'in kafasını kaldırıp bana bakmasıyla abimin arkadan çıkıp bana seslenmesi nerdeyse aynı anda gerçekleşmişti.
"Aisha! Dönmüşsünüz."
"Evet erken geldik. Hala çalışıyorsun kovulmamışsın."
"Evet çalışıyorum." Abimin beni kucağına alıp döndürmesiyle korkup küçük bir çığlık attım ama dükkanda kimse olmadığı için dikkat çekmedi. Ben Abimle masada sohbet edip kasabadan bahsederken Robin hepimize dondurma getirip bize katıldı. Uzun uzun sohbet ettikten sonra abimlerin molası bittiği için işin başına dönmek zorunda kalmışlardı o yüzden bende kalkıp bizimkilere bakmak için okula gitmeye karar vermiştim. Okulun önüne geldiğimde tekrardan bisikletimi kilitleyip içeriye girdim ve hangi sınıfa bakarsam bakayım kimseyi göremedim. Abim geleceğimi haber verdiğini söylemişti. Acaba beni unuttular ve hep beraber gezmeye mi gittiler? Onlar için eskisi kadar değerli değil miyim? Şeklindeki düşüncelerime dışarıya doğru yürürken birine çarptım ve kafamı kaldırıp çarptığım kişiye baktım.
"Özür dilerim dikkatim dağınıktı. Önüme bakmıyordum."
"Sorun değil. İyi misin? Seni korkutmadım umarım."
"Hayır korkutmadın iyiyim teşekkürler."
"Pekala bu okulda mısın? Seni daha önce görmedim."
"Eskiden buradayım ama başka bir kasabaya taşınmıştım geri döndüm Hawkins'e."
"Anladım. Bu arada tanışmadık, Eddie Munson ben." Uzattığı elini sıktım.
"Aisha, Aisha Harrington."
"Steve bahsetmişti senden. Küçük kız kardeş sensin demek." Eddie ile birlikte bahçeye çıkıp bir süre daha sohbet ettikten sonra ara saatine yaklaştığımız için Eddie içeri girmişti, ben ise tekrardan abimin yanına gitmiştim. Abimin iş çıkış saatine kadar bekledikten sonra bisikletimi arabanın bagajına atıp Robin ve abim ile birlikte yeni yerleştiğimiz eve doğru yol almıştık. Evin önüne vardığımızda ışıkların kapandığını gördüm muhtemelen babamdır deyip bagajdan bisikletimi indirdim ve garaja bıraktım. Abimde kendi eşyalarını alıp benim arkamdan eve girdi.
Eve girmemle ışıkların açılıp herkesin hoş geldin diye bağırması bir olmuştu. Havada patlayan konfetilerin yanında sevdiğim herkesin bir arada olmasına çok sevinmiştim ben bütün gün onların beni unuttuğunu düşünürken onlar bütün gün burada bana sürpriz hazırlıyorlarmış. Dustin'in koşup bana sarılmasıyla bende kollarımı ona dolamıştım, hemen arkasından El, Lucas ve diğerleri de bana sarılmıştı. Çocuklarla sarılmamız bittikten sonra Hopper ve Joyce'un yanına gittim ve onlara da sarıldım.