"Aisha ne oluyor ya?"
"Justin Chrissy sana defolmanı söylemedi mi?"
"Hayır Aisha. Seninle konuşmam gerekiyor."
"Hayır Justin. Laftan anlamıyorsun!"
"Aisha durum acil ve önemli."
"Ne diyeceğini merak ediyorum açıkcası. 'Aisha seni sürtüğün biriyle aldattığım için çok üzgünüm, beni affedebilir misin?' Ve bunu söylerken benim cevabımın şöyle olmasını umacağına eminim. 'Aman Tanrım Justin tabi ki seni affediyorum!' sonrasında öpüşüp barışacağız falan, haksız mıyım? Güle güle Justin. Hadi Eddie gidelim artık." Eddie'nin evine geldiğimizde son gelişimde pek incelemediğim için etrafı incelemeye başladım.
"Güzel bir evin varmış."
"Biliyorsun ki bana yalan söylemene gerek yok."
"Hayır şaka değil. Huzurlu gözüküyor." Güldüğünde ben hala etrafı incelemeye devam ediyordum.
"Hassiktir!"
"Sorun ne?"
"Chrissy'ye vereceğim hapları kaybettim."
"Chrissy? Yok artık! Chrissy Cunningham mı? Hawkins lisesinin kraliçesi?"
"Evet bir tanem. Ben onları ararken sende bir film hazırla geldiğimde izleriz." Göz kırpıp odasına gittiğinde bende Eddie'nin filmleri koyduğu kutuyu karıştırıyordum. Güzel bir film bulup her şeyi hazırladığımda koltuğa oturup Eddie'nin dönmesini beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra kapı çaldı.
"Kapıya bakabilir misin?" Eddie arka odadan seslenince kalkıp kapıyı açtım.
"Oh hey Aisha. Eddie nerede acaba?"
"Diğer odada bekle de senin için baktığı şeyleri bulmuş mu diye kontrol edip geleyim."
"Teşekkürler Aisha." Chrissy bana gülümsediğinde onu içeriye alıp kapıyı kapattım ve arka odaya geçtim.
"Eddie, Chrissy içeride bekliyor buldun mu?"
"Neredeyse. Buraya koyduğuma yemin edebilirim." Kendi kendime onun haline gülerken arkamı döndüm.
"Tamam ona haber vereyim."
"Hey hayır beni yalnız bırakma. Bakmama yardım et."
"Sen ne zaman böyle yapışkan bir şey oldun?" Eddie beni odaya doğru çekince bir şey diyemeden aramasına yardım etmeye başladım.
"Aisha buldum!"
"Tamam ben Chrissy'yi kontrol edip geliyorum bütün gün tuhaf davranıyordu." Salona gittiğimde Chrissy hareketsiz şekilde duruyordu ve gözleri arkaya kaymıştı.
"Eddie salona gel. Bunu görmek isteyebilirsin!"
"Neler oluyor? Uh Chrissy?" Eddie elini kızın önünde sallıyordu bense durmadan ona sesleniyordum ama transa girmiş gibiydi ve tepki vermiyordu.
"Hey Chrissy iyi misin?"
"N'oluyor?" Işıklar yanıp sönmeye başlayınca bir adım gerilemiştim. Chrissy'nin bedeni hızlıca havaya yükselince Eddie küfür etmeye başladı ve bende bir anlık korkuyla geri gidip yere düştüm. Aklımdan trilyon tane düşünce geçerken Chrissy'nin tüm kemikleri kırılmaya başladı. Kolları ve bacakları ters dönmüştü ve yüzünde kırılan kemiklerin sesini duymuştum. Göz bebeklerinin içeri göçmesiyle o da tekrar yere düşmüştü. Tüm bedeni tanınamaz haldeyken Eddie beni kaldırıp dışarıya sürüklemişti.