Yarısı kadar bile güzel değilim'

156 17 42
                                    

Why would you ever kiss me?
I'm not even half as pretty
You gave her your sweater, it's just polyester
But you like her better
Wish I were Heather

Gece bara gittiğin saati kaçırdım yine.

Evde aylak aylak gezinerek akşamın olmasını bekliyorum.Seni yine o adını bilmediğim kız ile göreceğim fakat bekliyorum işte.

Çorak bir çölün,yağmuru beklediği gibi bekliyorum seni.

Öyle büyük bir ihtiyaçla,gelmezsen ölecekmişim gibi bir his ile bekliyorum.

Anlamaya çalışma sevgili,sen anlayamazsın benim gelgitli hallerimi.

Dün gece sen o kızla bütün olurken ki nefretimi,ardından senin ilk uyandığın saatlerde meydana gelen şapşal hallerini hatırlayıp dalgın dalgın gülümseyerek dolaşmamı anlayamazsın.

Sen sevemedin ki beni.
Nasıl anlayasın halimi..

Düşüncelerimden uzaklaşmalıyım acilen.Bir ağlama krizine daha girmek istemediğimden fırçalarımı alıyorum elime ve her yerde dağınık duran,bir türlü tamamlamayı bitiremediğim tuvallerimin başına geçiyorum.

Senle ayrıldıktan sonra dışarıya çıkmak istemediğimden evden çalışmaya başladım.Sen bilmezsin büyük ihtimalle fakat yaptığım tuvalleri satıyorum internette ve böylece azda olsa geçimimi sağlıyorum.

Tabi bu sıralar öylesine seni çizmeye adamıştım ki kendimi diğer tüm resimlerim yarım kaldı.Aklımda öyle çok yer ediniyorsun ki her bir fırça darbemde seni resmediyor gibi hissediyorum,bu ise bana öylesine zevk veriyorki işimi en iyisiyle yapıyorum.

Ah,alışkanlıklar.

Her yaptığım işe seni katmayı bırakmalı,her cümlemde seni anmamalıyım.

Ben,şu kalbimi delik deşik eden seni aşmalıyım.

~

Tuvalim bitti sonunda.Bir kaç güzel resim çekebilmek adına gün batımını beklemeye koyuluyorum pencere kenarında.

Senin dairene bakmamak adına öylesine büyük bir çaba sarfediyorum ki anlatamam.Evimin her odasının penceresinin sana dönük olması ilk defa kötü bir şeymiş gibi geliyor gözüme.

Fakat kendimle verdiğim savaşa yenik düşüyorum ve göz bebeklerim 3 yılımızın neredeyse yarısının geçtiği o daireye varıyor.

Bilirsin sevgili,anılarla yaşamak zor.

Rengi solmaya yakın o yeşil kadife koltukta oturmuştum evine ilk geldiğim gün.Çok çekingendim,sen ise öylesine atılgan.

Hep çok farklı olduğumuzu düşünmüştüm.Ben çay içmeyi severdim sen kahve.O gün de bana ısrarla senin meşhur kahveni denememi söylemiştin.Seni kıramayıp kabul etmiş,kahveden ne kadar nefret etsem dahi yüzümde gülümsemeyle içmiştim.

Sen yapmıştın bana o kahveyi çünkü.
Nasıl olurda içmezdim..

Bir süre gülümsememi silmeden kahvemi yudumlamıştım sen ise bu süre boyunca gözlerini benden ayırmamıştın.

İçin gidercesine bakmıştın bana,hatırla

Sonra ise ben ne olduğunu bile anlamadan dudaklarıma kapanmıştın.

Çok aşıktın Jeongguk,
Çok aşıksın sanmıştım..

Gözüme çarpan batan güneşin son ışıkları beni daldığım yerden çıkarmaya yetmişti bile.Bu yüzden hızlıca kendime gelerek dakikalar önce resmettiğim tuvalin karşısına geçiyorum tekrardan.Elimdeki kamera ile pencereye karşı en iyi anı yakalamaya çalışıyorum.

Through My Window / TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin