Geç kaldın'

87 12 27
                                    

Sen bana yangın ol, efendim, ben sana rüzgâr
Tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar
Sen bana geç kaldın, ben sana erken
Soyunsun gün, sarsın geceler, vaktimiz varken

Yaklaşık yarım saattir uyanığım,yattığım yerden öylece tavanımı seyrediyorum.

İçimde anlamlandıramadığım bir his var...

Beni sarhoş etmişsin ve ben şimdi bununla baş edemiyor gibiyim.

Zira hatırlıyorum,
Seni öpmek için delirdiğim,yakınlığından çıldırdığım saatleri.

Ancak öpemedim seni,yapamadım.

Dudaklarım dudaklarına değdiğinde 1 yıllık mahvoluşum aklıma gelir diye çok korktum.
Tekrar sende takılı kalırım diye korktum...

Hoş,ben çoktan takılı bir plak misali sende kaldım.

Aynı şarkıyı söylüyorum gecelerce,sen ise sıkılmadan dinliyorsun sanki beni.

Ancak o plağı durdurmaya gücün yetmiyor gibi,ancak eşlik edebiliyorsun bana.

Sana söylediğim aşk şarkıma yarım yamalak daha ilk adımlarını atan bir bebek misali eşlik ediyorsun*

Karşındaki daireden taşınmaya gücüm yok,sana bakmayı çok seviyorum lakin anılar yaralarımı deşiyor.

Gidemiyorum sevgili,kalmak da bir hayli zor.

Dün gece hatrı sayılır şekilde ağladığımdan olsa gerek başıma giren ağrılar sonunda ayaklanmamı sağlıyor.

Kokunla öylesine uyuşmuştum ki,Tanrı şahidim 1 yıl sonra ilk defa böyle güzel uyudum.
Ancak uyandığımda seni yanımda görememek kabustan bile beterdi.

Silik anılarımdan tek net olan şey bana seni seviyorum demendi ve benimde kendime ihanet ederek sana çok aşık olduğumu söylemem..

Paytak adımlarla odamın kapısını açıyorum ve burnuma aylar sonra taze yemek kokusu geliyor.

Zar zor mutfağa ilerliyorum ve ocakta ki hâlâ ılık olan çorbayı görüyorum.Normalde yemek yapmayı geç yumurta kırmayı bilmeyen sen benim için çorba yapmışsın.

Dün yağmurda durduğumuz için ağrıyan boğazımı ve burun akıntımı daha yeni idrak edebiliyorum.Bu çorbada büyük ihtimalle bunun için.

Ancak hâlâ beni iyi tanımıyorsun sevgili,sırf senin elin değdi diye bile ikinci kez kullanmadığım aletler varken özenerek yaptığın bu çorbayı nasıl olurda içme cüretine girerim.

Ancak endişelenme,içeceğim çorbayı,beni düşünerek yapmışsın,özenmişsin,Tanrım gözlerim doluyor,engel olamıyorum kendime.

Seni deli gibi istiyorum lakin önümde kendi etimden bir duvar var.

Kendimin en büyük engeli yine benim.

Aşılmaz duvarlarım,beni öldüren düşüncelerim,sensiz geçen onca ayın izleri var kollarımda.

Düşüncelerim ile beraber durgunlaşıyorum.

Biliyorum sevgili,ben 2 ay önce intihar etmeye kalktığımda beni bulanın Jimin değil sen olduğunu biliyorum.

Küvete yasladığım başım,buz gibi sudaki morarmış kesik bileklerim,beceriksizliğimden dolayı heryeri kan olan küvet,yerde işlediğim suçun kanıtı misali duran jilet ve benim bayılmadan önce hıçkırarak senin adını haykırmam.

Ben...beni duymadığın için seni suçlamıştım,affet beni ne olursun....

Sen duymuşsun beni,bulmuşsun,hayata döndürmüşsün.

Through My Window / TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin