O kadar fazla sıkılmış hissediyordum ki.
Her şey üzerime geliyordu resmen. Neden bu kadar sorumluluğum vardı ki? Neden kendi hâlimde takılamıyordum? Neden aptal arkadaşlarıma ve beni asla sevmeyen sevgilime katlanmak zorundaydım?
Ama bugün bu iş son bulacaktı.
Öğle arasında asla yanlarından beni ayırmayan sevgilimin ve en yakın arkadaşımın(!) aniden bir işi çıkmış beni yalnız bırakmışlardı.
Sebebini anlamak çok da zor değildi. Beni kandırabileceklerini sanıyorlardı ama ben salak değildim. Sadece ellerinde kozu olup beni oynattıkları bir maşaydım. Ama bugün bitirecektim bu işi.
Öğle arasına girdiğimizde sınıftan önce Furkan yaklaşık 5 dakika sonra da Sıla çıkmıştı. Sınıfta kimse kalmayınca yerimden kalkıp arkasından ilerlemeye başladım. Gerginlikten elimde tuttuğum telefonu kıracaktım sıkmaktan.
Göreceğim şey için gergin değildim, yakalanma korkum vardı. Bugün bu işin bitmesini istiyordum.
"Lütfen kurtulayım bu eziyetten, lütfen."
Kendi kendime konuşup duruyordum resmen. İçimde öyle bir sıkıntı vardı ki adını bir türlü koyamıyordum.
Okuldan çıkıp bahçeye indi Sıla. Etrafına bakınıyordu ama henüz beni görmemişti. Etrafta kimse yoktu. Yemek saati olduğu için herkes yemekhanedeydi. Daha dikkatli davranmaya çalışıyordum. Sıla adımlarını okulun arka tarafına ilerletmeye başladığında saklanarak ben de adımlarımı o yöne atmaya başladım.
Kamera görmeyen gizli bir köşe vardı arka bahçede. Genelde sigara içenler ya da sevgililer burda buluşurdu. O köşeye geçip telefonunu eline aldı. Birini arıyordu. O köşeyi daha rahat gören bir ağacın arkasına geçip saklandım. Görünmediğime emin olduktan sonra telefonumu çıkarıp kamerayı açtım.
Elimde bir kanıt olması gerekiyordu bu durumdan kurtulabilmem için. Yaklaşık 5 dakika sonra bahçenin diğer tarafından Furkan göründü. Adımlarını Sıla'nın olduğu köşeye doğru atmaya başladı. Tahmin ettiğim gibi buluşmuşlardı.
Kayıt tuşuna basıp izlemeye koyuldum onları. Furkan, Sıla'nın yanına vardığında bir süre konuşmuşlardı. Sesleri bana çok az geliyordu ama telefonuma kaydettiğimde daha iyi duyabilirdim umarım. Sıla etrafa göz atıp Furkan'a bir adım yaklaştı. Bir elini boynuna koyup okşamaya başladı. Furkan bu hareketine gülümseyip vücutlarını birleştirip dudaklarına yapıştı ardından.
Yemin ederim şu an canım acımıyordu. Aksine yüzüm gülüyordu artık. Yapabilseydim kahkaha atardım şu an. Kurtulmuştum resmen. Bitecekti artık.
Yeteri kadar kayıt altına aldığımı farkettiğimde kapatıp cebime koydum telefonumu. Daha fazla bu görüntüye maruz kalmak istemediğim için yerimden ayrılmak için harekete geçtim. Fakat ayağımın dibinde ki pet şişeyi farketmedim ve üstüne bastım. Onlara yakın olduğum için duyup ayrılmışlar birbirlerinden.
Ağacın arkasına saklandım fakat Furkan gözlerini etrafta gezdiriyordu. Beni şu an görmemeliydi. Eğer görürse telefonumu alıp ya siler ya da kırardı. Haberimin olduğunu bilmemeliydi. En azından şu an.
Furkan'ın gözleri olduğum yere takılınca kalbim hızlanmıştı. Biraz daha saklanabilmek için geriye doğru bir adım attığımda bir bedene çarpmamla duvara yaslanılmam bir oldu. Kim olduğuna bakamadan yüzüme eğilen yüzle vücudum gerilmişti. Ellerimi göğsüne koydum refleksle.Gözlerimi açıp kim olduğuna bakabildim bir süre sonra.
Gece.
Şu an yüzüme eğilmiş kişi Geceydi. Allah'ım rüya mı bu? Öldüm mü yoksa? Kafayı yiyeceğim, ne oluyor tam şu an? Neden bu kadar yakındı bana? Tanrım dudakları çok yakınımdaydı. Kalbim duracak gibi hissediyordum resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI|BXB
Short Story-TAMAMLANDI- Bilinmeyen numara:Neden öptün onu? Deniz:Farkında mısın sevgilim o benim. Tabii ki öpeceğim. Bilinmeyen numara:Sevmiyorsun ama O da seni sevmiyor. Deniz:Şunu demeyi keser misin? Seviyorum tabii ki O da seviyor. Bilinmeyen numara:Peki...