Franklin ve John adam'ın cesedini oradan uzak bir yere taşırken Jose:
- sence ölülerin sesi diye bir grup gerçekten bizi izliyorlar mı?
- Niye olmasın olabilir, bizi öldürecekler biz de onları ama kimin ölüp ölmiyeceğini bilemiyorum. Dedikten hemen sonra adamı yere atar ve onu yakarlar.
Allison ve Angel tekrardan birbirlerine kavuştukları için mutlulardır. Ama tabi birde Jose...
Jose tekrar vurulmuştur ancak bu sefer gerçekten çok kötü durumdadır. Onu acilen tedavi etmeleri gerekmektedir. David, Roder'ın doktor olduğunu bilmez. Aslında doktor değildir ama bu işlerden anlıyordur, onun asıl mesleği bilimadamlığıdır. Roder:
- Galiba bu iş yine bana kaldı.
David:
- Bu da ne demek?
James:
- David dostum, o adam bir doktor sen yokken diğerlerini de o ameliyat ettirdi.
Mitchell geri kalan malzemeleri Roder'ın yanına getirir. Birkaç saat geçer, içeriden Roder çıkar ve artık hayati tehlikesi olmadığını, yaşayacağını söyler. Herkes artık rahatlamıştır. Roder akşam bir toplantı yapmak istediğini ve herkesin de orada olmasını ister. Biraz daha zaman geçtikten sonra, Angel David'in yanına gelir:
- David, John ve Jose sizi aramak için bizden ayrılmışlardı o kadar zaman geçti onlardan hiçbir iz yok. Başlarına bir şey gelmiş olabilir.
David diğerlerine de haber verir, hemen bir plan kurarlar ve tam oradan gidecekken Martin, David'e:
- Hey David, dün telsizde söylediklerimden dolayı senden özür diliyorum. Sadece korkmuştum. David:
- Neyden... Neyden korkmuştun?
Martin:
- Grubun ayrılmasından, dağılmamızdan korktum David. Çünkü, biz bir aileyiz ve eğer bu aile dağılırsa bir daha toplanması çok zor.
Alaina:
- Martin çok haklı eğer aile bölünürse çok kötü şeyler olur. Keşke bu aile içinde bizde olsaydık.
Allison:
- Alaina, siz de bu ailenin içinde olabilirsiniz belki iyi bir tanışmamız olmayabilir ama siz çok iyi insanlarsınız ve bence zaten sizde bu ailedensiniz.
Desmond ile David ve Franklin ile de Martin ayrılıp yola çıkarlar. Şimdi birde Jose'nin yanına gidelim. Jose ve John'un gittikleri yer aslında David ve diğerlerinin akşam kaldıkları yerdir.
Jose:
- John, buldum. Burada daha önceden başkaları kalmış. Yerde ateş izi var.
Bundan şüphelenip etrafı armaya başlarlar. Tam o sırada çevrelerini aylaklar basar her yeri kapatmışlardır. Etrafa bakarlar kaçacak yer ararlar. Tam o sırada John:
- Jose yukarıya çıkmak için halat var hadi!!
Kendisi çıkar, Jose de çıkar ama tam yukarıya ayağını basacaktır ki ayağından aylak tutar ve çekmeye başlar. John
- Jose, elimden tut, seni çekeceğim
Ama Jose gittikçe aşağıya doğru gitmeye başlar. John belindeki palayı çıkartır ve aylağın kolunu keser. Yukarı çıkarlar ancak orada sıkışırlar.
David ile Desmond, Franklin ile de Martin onları aramaya çıkarlar. David ile Desmond harabeyi ararlar. Desmond:
- Kamp alanından ayrılacağımızda senin cesedini gördüğümü zannettim işte o anda bunun bir kabus olduğunu zannettim.
- Niye kabus zannetin ki
- Çünkü senin daha ikinci günde ölüceğine inanmamıştım seni dayanıklı bilirim.
- Sağol ağabey bundan sonra hep beraberiz hiç ayrılmak yok.
Onlar konuşurken birde martin ve Franklin'e bakalım.
Jose ve John'u ararken küçük bir şato gibi bir yere rastlarlar John:
- Heyy Jose gel de şuranın bahçesine bakalım belki içeri girmişlerdir
İçeriye girerler etraflarına bakarlar ama kendi ayak seslerinden başka hiçbir ses yoktur. Evin duvarını döndükten sonra yerde bacakları kopmuş bir erkek aylak görürler. Çok fazla korkmazlar çünkü, aylak onlara saldıramıyacaktır, ateş etmeden yanından geçip giderler. Martin:
- Grubunuzdaki değer verdiğim herkesin buna dönüşmesinden çok korkuyorum
Franklin:
- Gerçekten çok acı birşey.
Desmond ve David'e dönelim.
Jose ve John harabenin tepesinde oturmuş etrafa bakıyorlardır. David
- İşte ordalar, ama niye yukarıya çıkmışlar.
- Herhalde bir sorunları vardır, hadi gidip bakalım.
Tam gidiyorlardır ki altlarının aylak dolu olduğunu görürler. David cebindeki çakmağı çıkartır, Desmand'da çantasından evde bulduğu içkiyi çıkartır Molotof yapacaklardır. David tişörtünü yırtar Molotof yaparlar aylaklar ses ve ışığın geldiği yere gideceğinden onların arka tarafına doğru atarlar. Bir kısmı gider ancak hala orada duranlar vardır onları da Jose ve John halleder. Oradan inip yollarına koyulurlar. John David ve Desmond'a:
- Dostum biz sizi kurtarmak için gelmiştik ama siz bizi kurtardınız, sağolun.
Yoldayken Martin ve Franklin'e haber verirler. David yoldayken arkadaşlarına farklı bir yere gideceğini kamp alanına yakın olduğunu ve arkasından da gelmemelerini söyler. Diğerleri grubun yanına gelirler James, Jose'i görünce duygulanıp ağlamaya başlar çünkü onun öldüğünü zannetmiştir, birbirlerine sıkıca sarılırlar ve Jose:
- Bir daha seni hiç bırakmayacağım, kardeşim.
Brian:
- Arkadaşlar, David nerede giderken birlikte gittiniz. Şimdi de yanınızda değil.
John:
- Dönerken, farklı bir yere gideceğini daha sonra da geri geleceğini söyledi.
Mitcheal kendi kendine:
- Christiana!!!
Jose:
- Ne... Mitcheal, ne dedin?
- David bir kızdan hoşlanıyordu, onun evine gitmiş olabilir.
Desmond:
- Sen nerden biliyorsun bunu?
- İlk buluştuğumuz gün gece ikimizde uyuyamamıştık, işte o zaman konuştuk.
Bir süre geçtikten sonra Angel, Desmand'ın yanına gelir ve:
- Desmand, onun için hiç mi endişelenmiyorsun? Neredeyse iki saat oldu ve hala gelmedi, başına kötü bir şey gelmiş olabilir.
- O benim kardeşim ve onun için en çok endişelenmesi gereken benim ancak onu benim kadar tanısaydın kendi başının çaresine hangi zorluklarda nasıl dayanabileceğini bilirdin. Dedikten sonra oradan uzaklaşır.
Angel, Mitcheal'ın yana gelir ve David'i aramaya gideceğini onun da gelip gelmeyeceğini sorar. Mitcheal ve Angel diğerlerine de haber verir ve yola çıkarlar.
Biz de David'e bakalım.
David'in gittiği ev gerçekten de onun hoşlandığı kızın evidir. Kız kendini silahla vurmuş, vurmadan önce de bir not yazmıştır. David kıza deliler gibi aşıktır ama bir türlü de ona onu sevdiğini söyleyememiştir. Artık o kızın da onu sevdiğini öğrenemeyecektir. Notu alır tam okuyacaktır ki, kapıdan Mitcheal ve Angel gelir. Mitcheal:
- David burada ne yapıyorsun?
- Hiçbir şey.
Geldikleri gibi dışarı çıkarlar David yoldayken Angel ve Mitcheal'a o evde ne aradığını anlatır. Gruba geldiklerinde, David bir değişik hisseder. Çünkü artık bir aile gibi olduklarını anlamıştır. Herkes birbirlerine alışmış, birbirleri için hayatlarını bile göz ardı edebileceğini ve onlara bir şey olduğunda da aynen kendilerine olmuş gibi tepki vereceğini anlar. Biraz zaman geçtikten sonra Mitcheal bir toplantı yapmaları gerektiğini söyler. Roder da birşey aöyleyectir ama herkes bunu unutmuştur.
Akşam olur herkes evin içinde toplanır ve toplantı başlar. David:
- Bugün oraya gidip gördüğüm şeylerden dolayı şu anda çok tehlikede olduğumuzu anladım. Bir not gördüm ve takip edildiğimizi, bizi öldürmek isteyen insanların olduğunu öğrendim. Tedbirli olmalıyız. Her an bir çete burayı basabilir.
Mitcheal:
- Fazlasıyla malzemeye ihtiyacımız var, bu durumda kendimizi koruyamayabiliriz.
John:
- Bence, çok fazla olduğumuzdan dolayı malzemeler bize yetmiyor bu yüzden buradan ayrılmalıyız.
Brian:
- Buradan ayrılmamalıyız, benim fikrimle buraya malzeme taşımalıyız.
Roder:
- Ayrılamazsınız da...
Desmand:
- Bu da ne demek oluyor?
- Diğer yerlere giderseniz fikir ayrılığından grubunuzun içinde gruplaşma olacaktır.
Alaina:
- Bir ya da iki gün verin, belki de durumumuz düzelebilir.
David:
- Alaina haklı iki günümüz var belki malzeme bulabiliriz.
James:
- O zaman yarın erkenden gidip hallederiz. Ama kim kim gideceğiz?
Benjamin:
- Onu ben hallederim ben akşam planı kurarım sabah da anlatırım. Şimdi yatsak diyorum.
Brian:
- Evet bence de, hem yarın çok yorulacağız hadi size iyi geceler. Herkes yatar.Sabah olur grubumuz yine sonu olmayan bir güne uyanırlar. Çünkü her gün bir ölüm tehlikesi ile karşı karşıyadırlar. Herkes uyandıktan sonra Benjamin, planı anlatır. Malzeme aramaya:
David - Mitcheal - Brian ve Martin gidecektirBir eve giderler içerideki bütün gerekli eşyaları alırlar. Martin:
- Kartaldan Sürgüncü 1'e bizi duyuyorsan cevap ver. Belli bir zaman geçtikten sonra:
- Seni duyuyoruz Martin Ben Allison. Malzeme bulabildiniz mi?
- Evet bulduk hem de fazlasıyla. Biz biraz dinleneceğiz, geç gelebiliriz bu yüzden endişe etmeyin.
David hariç herkes dışarıda etrafı araştırır. David içeride notu okuyacaktır. Notta;
David, bunu yaptığım için beni affetmeni istiyorum seni seviyorum, yazıyordur David kağıdı yere atar, yere düşerken ters döner David görmez ama kağıdın arkasında "DİKKAT EDİN SENİ VE GRUBUNU İZLİYORLAR" diğer grupta Benjamin çatıdan etrafa bakarken her yeri aylakların sardığını hiç öldüremeyecekleri kadar aylak olduğunu fark eder. Bunu arkadaşlarına söyler hemen savaşmaya başlarlar fazlasıyla aylak vardır dayanamazlar silahlar ve adam sayısı yeterli gelmez birden içeriden Franklin aylak olmuş bir şekilde çıkar savaşmaya devam ederler ama bu hali görünce çok üzülmüşlerdir Angel bunu görünce yere çöker çok üzülür. Allison, Angel'a hemen ayağa kalkıp kendini toplaması gerektiğini söylerken arkadan Allison'ı aylak ısırır. Benjamin aylağı öldürür ama geç kalır. Desmond da Franklin'i öldürür. Angel tam ayağa kalkıp aylağı öldürecektir ki silahı tutukluk yapar ve ateş edemez aylak onu da ısırır.
Tam o sırada David rüyasından uyanır, çok korkmuştur, bir an hepsinin gerçek olduğunu zannetmiştir. Önünde hiç tanımadığı bir adam:
- Günaydın David.
- Sen de kimsin, adımı nereden biliyorsun?
Yabancı:
- Fark eder mi... diye sert bir tavır koyar.
David ayağa kalkar ama adam David'i iter ve tekrar oturur. David tekrar ayağa kalkar adam yine iter ama bu sefer David adama yumruğu geçirir. Adam da David'e yumruk atar, David yanına koyduğu silahı ve bıçağı arar. Silah yoktur ama bıçağı sakladığı için yabancı onu bulamamıştır. David bıçağı alır ve yabancıya doğru savurur, karın kısmını keser. Adam David'e tekrar yumruk atar ve boyun kilidine alır. Kapıdan içeriye Martin ile diğerleri gelir.
Yabancı:
- Silahlarınızı bırakın yoksa David'in kafasını keserim.
David ile Martin gözleriyle anlaşırlar.
Yabancı:
- Tekrar söylemeyeceğim.
David kendini yere bırakır Martin de adamı sırtından vurur. David adamdan kurtulur, yabancı ise yerde kıvranıyordur. Yabancı:
- David, gelir misin sana çok önemli bir şey söylemem lazım.
David adamın kulağına yaklaşır, bir şeyler söyledikten sonra David adamın kafasına ateş eder ve çıkar. Giderken Mitcheal:
- David, adam ne dedi?
- Eğer kamp alanında gerçekten değer verdiğin biri varsa acilen benimle gel ne olduğunu sonra söylerim.
Hemen kamp alanına doğru gitmeye başlarlar. Kamp alanına geldiklerinde Benjamin "aylaaakklarr" diye bağırır. Herkesi dışarıda toplarlar. David:
- Allison, Alaina, Angel, Franklin, Dean ve Roder içeri girin biz dışarıda sizi koruyacağız gece gördüğüm bazı şeylerden dolayı sizi içeri sokmam gerekiyor. Onlar içeri girerler dışarıda her bir aylağı teker teker öldürmeye başlarlar. Gittikçe artıyormuş gibi daha fazlası gelir. Etrafları kapanmıştır tek çözüm önlerindeki tepecikten atlamaktır. Biraz düşündükten sonra atlamaya karar verirler, hep beraber atlarlar. Aslında yollarına devam etmek istemezler çünkü arkadaşlarını diğer yerde bırakmışlardır. Ama devam etmek zorundadırlar, yoldayken Johan telsiz ile gruba:
- Biz evin önündeki tepeden atladık sizi orada bırakmak zorunda kaldık ama geri geleceğiz sizin orada bir sorun var mı?
Birkaç saniye sonra arkadan çığlık sesi gelir, işte sormaya gerek kalmamıştır, bir sorun vardır.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOUND OF THE DEATH
ActionDünyaya hakim olan ses (Ölülerin sesleri) dünyayı kasıp kavururken bir grup insan hayatta kalma mücadelesiyke baş başalar. Bu gurup, diğerlerini öldürmekten hiç çekinmiyor. Sound Of The Deaths Öncelikle merhaba arkadaşlar. Yazdığı...