Ona bir daha onunla evlenmek istemediğimi söylediğimde sinirlenmişti. Yüzüme bakmamamak için çaba harcıyordu. Önümde boş boş dolanmaya başladı, gömleğinin yakasını açarak.
Birden "Sen benimsin kadın! Bunu o kafana sok! Şimdiki hayatında da, sonraki...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Keyifli okumalar...
°°°
Sahile doğru yürüyüp yerde yatan kadının yanına yaklaşarak "Duyuyor musun beni?" diye sordu genç adam. Genç kadının bedenini yalayıp geçen denizin sularına baktı. Yere eğilip yüzünü gizleyen saçları yavaşça geri iterek kadının yüzünü dışarı çıkardı.
Genç kadının yüzü ortaraya çıkınca genç adamın eli durdu. Güzel bir kadındı. Hatta fazlasıyla güzeldi. Kurumuş dudakları, yüzüne yapışan kum taneleri onun güzelliğine engel olmamıştı. Genç adam kendine gelip elini çektiğinde kızarmış ellerine baktı. Kandı bu! Gözleri genç kadının kafasını bulduğunda kanamanın başında olduğunu gördü ve devam ediyordu. Göz bebekleri büyürken kadının nabzını kontrol etti. Zayıfta olsa duyuyordu. Hemen kadının başını düzeltip dudaklarına yaklaşarak suni teneffüs etmeye başladı. Birkaç kez hareketlerini tekrarladıktan sonra kadının nabzına tekrar baktı. Bu sefer birleştirmiş olduğu elini kadının göğüs kafesinin altına yerleştirip bastırmaya başladı. Aynı hareketleri tekrarlarken aniden kadın öksürmeye başladı. Genç kadının ağzından su çıkmış sonra yeniden bayılmıştı. Hızlı davranarak genç kadını sudan çıkardı. Kucağında olan kadının soğukluğu terli vücudunun titremesine sebep olmuştu.
Adasına misafir gelen kadına tekrar baktı. 'Ne işi var burada? Suya nasıl düştü?' diye düşündü. Hızla başını iki yana sallayıp kafasındaki sorulardan kurtuldu.
Genç adam pusuya çekildiği adasına hızlı adımlarla yürürken unuttuğu tek bir şey vardı. Hayat satranç oyununa benziyordu. Çok kez şah edersin fakat sadece bir kez mat edersin! Siyah şahı, Beyaz şah mat edecekti!
