~~~
"Oğlum nereye? Seungmin!"
Bir an olsun düşünmeden, ilk kez nereye çıkacağını belirtmeden geç bir bir saatte kendini dışarı atmıştı Seungmin. Göz yaşlarını saklama gereği duymadan yapmıştı bunu.
Kara bulutlar gök yüzünü kaplamış, gökten düşecek yağmur damlaları yağmak için zemin hazırlıyordu kendine. Yağsın istiyordu, altındayken kimse zayıflığını görmeyeceği için, içi çıkana kadar ağlayabilirdi en azından. Dayanma gücünün sınırına gelmişti çünkü.Hyunjin, neredeyse bir haftadır yoktu ve yakın sayılabilecek tek arkadaşı Felix, Seungmin'in Hyunjin'e olan duygularını bilmeden, üzüntü için de kimliği belirsiz, uzun koyu kahve saçlı, 1.80 boylarında bir çocuğun deniz kenarında ölü bulunduğunu söylemişti.
Hyunjin, olamaz değil mi? Düşüncesi ona kafayı yedirtmek üzereyken "Dostum! Bu gerçekten çok üzücü. üstelik o, bizim okuldanmış, biliyor musun?" Değişiyle dünyası başına yıkılmıştı.
Evine dahi gidecek olsa, onun yaşıyor olduğunu bilmesi gerekti şu an. O yüzden adımlarını kontrol eden kalbine izin vermişti.~
"Nereye gitti bu saatte? Lütfen, peşinden git Minjoon. Nasıl bu kadar rahat olabilirsin."
Seungmin'in annesi öfke ve korkuyla karışık salonda gülümseyen, hüzünlü gözleriyle duran kocasına püskürdü. Seungmin, bu haldeyken nasıl endişe etmezdi diye çok kızmıştı.
"Hiç bir yere gitmiyorum Sunyeon."
"O da ne demek?! Delirdin mi!"
"Bırakalım da gençliğini yaşasın. O kuralları dışına ilk kez çıktı ve acemi bir aşık. İstediği kadar ağladığında evde olur zaten. Onunda özel bir alana ihtiyacı var, değil mi?"
"Ama halini görmedin mi? Ona hep istediği her şeyi yapabilirsin dedim, evet ama bugün hiç iyi değildi. Üstelik dışarda neredeyse fırtına çıkacak. Böylesi hiç iyi olmadı." Diyerek hayıflandı. Başını korkuyla titreyen ellerinin arasına aldı.
Minjoon, kırık gülüşüyle sevdiği kadına sonuna kadar hak vermişti ama elinden bir şey gelmezdi. Seungmin, zorluk görmeden, 'tek çocuk' adı altında büyümesine rağmen tertipli, düzenli ve saygılıydı. Şimdiye kadar kendisine ve ya bir büyüğüne şımarıklık yapmamıştı. Ne kadar iyi bir evlat olduğu konusunda şüphesizdi ama bir kez olsun gençliğini yaşamasını isterdi. Kendisine kıyasla oğlu; aşk denen şeyin yanına bile yaklaşmamıştı. Aşk güzel olduğu kadar acı vericiydi. Bunu her yönüyle öğrenmesi, onun gibi biri için iyi bir deneyim olurdu.
Sabit düşüncesini eşinin onaylamayacağını bildiği için sadece teselli verdi ve sustu. Seungmin, iyi olduğunda gelecekti. Buna adı kadar emindi.~~~
Tak tak tak!
Beyaz kaplama, çelik kapıya üst üste vurdu. Gecenin bir yarısında, yağmur yağarken saatin kaç olduğunu önemsemedi. Hyunjin, iyiyse gerisi hiç önemli değildi. Apartmanın üçüncü katına asansörsüz çıkmayı seçmişti, bu yüzden nefes almak güçtü.
Sabırsız ayak ritmi kapının açılmasını beklerken bu kapının ardında ne ile karşılaşacağını düşünüyordu. Ya Hyunjin açmazsa ne olacaktı? Pişmanlık şu an ki en büyük cevaptı. Utangaç olduğu için duygularını söyleyemiyordu. Onu hiç kazanamamışken kaybetmek en büyük korkusuydu. Açıklayamasa bile orda olması yeterliydi. Hyunjin'ini gülerken, eğlenirken, mutluyken görmek tek temennisiydi.
Kapı açılmıştı. Seungmin'in ıslak saç uçlarından ayak parmak uçlarına kadar karıncalanan ve milyonlarca yük binilmiş kadar huzursuz olan omuzları büyük bir rahatlık hissiyle kendini usulca bırakmıştı aşağı.
![](https://img.wattpad.com/cover/294858196-288-k805739.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Despite Everything | HyunMin
FanfictionKırgın gözlerin ne güzel görünüyor, mavi gökyüzünden bile parlak. 🍂Heather🍂 ______ Yan shipler: Changlix Minsung _______ Kan Küfür Şiddet Madde kullanımı!