Beklemediginiz an iyi şeyler olur..

221 19 2
                                    

Bir Hafta Sonra

Hafta sonlarının en sıkıcı yanı yapacak bir şey bulamamasıydı kadının, Cumartesi günü alışverişe çıkıyor ancak Pazar günleri bir eziyetten ibaretti. Nedensiz bir şekilde sabahın erken saatlerinde uyanmıştı. Gözlerini açtığında sanki geceden farksızdı. Erken uyandığını düşünüp saate baktığında 07.15'i gördüğünde camdan dışarı baktı.

Kapkaranlık bir gökyüzünden yağmur taneleri aşağıya doğru yağıyordu. Pazar gününün sıkıcılığı yetmezmiş gibi birde yağmurun öfkesi ve soğukluğu bütün şehri kaplamış gibiydi derin bir nefes aldı. Sonra cama bir kalp şekli çizdi sonra gülümseyerek yataktan kalktı.

Çocukluğu aklına gelmişti. Yine böyle yağmurlu bir günde evde tek başına kalmış aşırı derece korkmuştu camın kenarından telefonla anneannesini aramıştı

'Anneanne çok korkuyorum dışarıda çok fazla yağmur yağıyor, gökyüzü karanlık ve aydınlanıyor bazen lütfen gel beni al demişti.'

Ancak anneannesinin işi olduğundan gelememiş ona şu öğüdü vermişti.

'Ne zaman yağmur yağarsa böyle evde yalnız olduğunda buğulanmış cama bir kalp çiz yağmur taneleri bu kalbi görür seni daha fazla korkutmazlar. Ve yanına birisi gelene kadar canında sıkılmaz.'

Artık yağmur yağmasından pek korkmuyordu. Çünkü insanların ne kadar korkunç ve çirkef olabileceklerini görmüştü. Yağmurun taneleri ancak ona sadece eski güzel günleri hatırlatıyordu. Mutfağa gitti.

Uzun zamandır kahve keyfi yapmadığını hatırlamıştı. Suyu ısıtıcıya koydu sonrada mutfağın camından sokağı izlemeye başladı. İnsanlar yağmur yağdığı vakit sokakta olduklarında nedensiz bir şekilde adımlarını hızlandırırdı. Yağmurda hızlı yürümek ıslanmaya engel miydi acaba. Bu sırada ısıtıcının suyun kaynadığını belirten sesi bu düşüncelerinden sıyrılmasına neden oldu.

Kahve fincanını eline alıp oradan ayrıldı. Salondaki en sevdiği koltuğunun önünde durdu Bu koltuk ona annesinden kalan tek şeydi. Babası yeni evlendiği günlerde evde kalan birkaç kitabini almaya gitmişti. O zaman görmüştü bu koltuğu babasının yeni eşi koltuğu kapının önüne koymuştu. Ancak annesi çocukken kadını kucağına aldığında hep bu koltukta otururlardı birlikte ona ne güzel masallar anlatmıştı. Çok zoruna gitmişti ve bu koltuğu biz alalım Anneanne diye sormuştu ninesine. Hayatındaki ikinci annesi olan Anneannesi bu isteğini kırmamıştı o gün koltukla birlikte dönmüşlerdi.

Ne zaman o koltuğa otursa annesinin o sıcak kucağını tatlı sözlerini hatırlıyor ve gülümsüyordu kadın. Oturdu yavaşça tıpkı annesinin kucağına oturduğu gibi gözlerini kapadı bir süre o anları hayal ederek. Sonra muzipçe gülümsedi kahvesinden bir yudum almadan önce. Çocukluğu özlediği o günler mazide kalmıştı.

Şimdi sorsalardı kendisine ki aslında her insana sorsalar o masum günlere dönmek isterdi şüphesiz ancak gidiyordu o günler ve geri gelmiyordu. Nedense çocukken hep büyümek isterdi herkes nedense.

Kalemi ve duygularını yazdığı şu mısraları yazdı;


Keşke hiç büyümeseydim diyorum bazen

Büyüdükçe insanların değişen yüzlerini gördükten sonra.

Değer verdiğiniz her insanın siz büyüdükçe değişmesi ne garip değil mi?

babanızın ne kadar değiştiğini görmek canınızı kim bilir ne kadar acıtır.

Sevdiğiniz insanları kaybedersiniz sonra..

Adam ve Kadının HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin