Sonunda Nikkal kendine geldi. Herkes etrafına toplandı. Konuştum.
Afrodit
"Nikkal iyimisin. Nasıl hissediyorsun."Nikkal
"İyiyim Afrodit. Teşekkür ederim. Sadece çok yorgunum."Jev'in sesi geldi.
Jev
"Hadi herkes dışarı. Kingu ve Nikkal'i yanlız bırakalım."Dışarı çıktık. Ares kolumdan çekti.
Ares
"Seninle konuşmam gerek."Boş bir odaya geçtik. Beni karşısına oturttu.
Ares
"Murpy ile ne konuştuğunuzu biliyorum. Ve gerçekten bu gerçeği saklamak için herşeyi yaptım."Sustu. Kendini topladı ve konuşmaya devam etti.
Ares
"Dün birisi seni gözümün önünden kaçırıyor, sabah olunca hiçbir şey olmamış bir şekilde geri dönüyorsun. O kimdi. Bana herşeyi anlat."Son sözleri bağırarak söyledi. Bağırmadan önce odaya bir pus kurdum. Böylelikle konuşmalarımız dinlenmez. Sonra Arese döndüm.
Afrodit
"Gerçeğimi öğrenmek istiyorsun. Beni kimin kaçırdığını mı."Ares
"Yooo hiç de kaçırılmış değilsin. Eğer kaçırılmış olsaydın seni serbest bırakmazlardı. Tabi sen ellerinden kaçmadıysan. Doğruyu söyle sen beni aldatıyormusun. Şu kaçırılma olayıda aslında gerçekte değil."Afrodit
"Bu sözleri nasıl söylersin Ares. Evliliğimizin temeli güven değil mi. Seni aldattığımı nasıl düşünürsün. Beni bir kere bile tanımadın mı."Ares
"Kendi kuzenin bile sana âşık. Neyden bahsediyorsun. Hem beni aldatıyorsun hemde haklı çıkmaya çalışıyorsun."Afrodit
"Bu sen değilsin. Benim Aresim asla böyle sözler söylemez. Onu aldatmayacağımı bilir."Düşündüm. Sonra ona döndüm. Bu enerji bana tanıdık geliyordu. Ares'in enerjisine hiç benzemiyordu. Bu Eragondu.
Afrodit
"Gömleğini çıkar."Ares
"Vay emirleri yağdır. Sonuçta Serafların başısın."Afrodit
"Serafların başıysam bana itaat edeceksin. Şimdi sana emrediyorum. Gömleğini çıkar."İtiraz edecekti ama kızgın bakışlarımı görünce dediğimi yaptı. Ares'in göğsünde bir şey yoktu. Ares'in asla geçmeyen ona acı verdiğini söylediği bir yara izi vardı. Ama onda yoktu. Hançerimi çektim ve karşımdaki kişiden uzaklaştım.
Afrodit
"Beni kandırabileceğini mi sandın. O gün Ares çok yorgundu. Direk odaya uyumaya gitmişti. Ve on dokuzuncu yüz yılda çıkan bir savaşta ağır yaralandı. Göğsünde kalp şeklinde bir yara izi vardı. Senin yok. Kolyemi çaldın ama o kolye tek kullanımlıktı Eragon."Beni itti. Nefretle ona saldırdım. Gerçekten beni sevmemiş. Beni silah olarak görmüş. Hançerimle yüzünü çizdim. Muazzam bir çığlık attı. Kaos ile onu kapana kıstırdım ve bağladım.
Afrodit
"Neden yaptın bunu. Niye Lucifer'a iftira attın."Eragon
"Çünkü sürekli ondan bahsediyorlar. Yaptıklarıyla, konuşmasıyla. Bütün kızlar onun peşinde. Yetmiyormuş gibi Serafların başı oldu. O daha düne kadar dünyada yaşayan zavallı bir ruhtu. Şimdi bu ruh bütün meleklerin kaderini yazıyor. Zaten herkes onun isyan etmeyeceğini biliyordu. Ama kimse ona inanmadı."Güldü.
Eragon
"Ah zavallı Artemis. İkizini kurtarabilmek için kendini feda etti. O olaydan sonra Apollon ortalıkta yoktu. Bu benim dikkatimi çekti ama umrumda olmadı. Sonuçta ondan kurtuldum. Ama Lucifer ölümlerden ölüm beğensin. Nedeni cehenneme gittiğinde bile denge uğruna savaştı. Buna rağmen yine herkes ondan bahsetti. Sürüldü ama namı kaldı. Onun sevgili eşi ve çocukları gözünün önünde ölecek. Aynı Amaya gibi. Zavallı kız. Oğlum saf bir sevgi besliyordu. Bu kadar civdansız oldum için kusura bakma Afrodit. Kaos bedene sonradan girdiğinde kafa yapıyor. Yaptığım kötülüklerin arkasındayım. Biliyormusun. Sadece yirmi yaşındasın benim Ares olmadığımı hemen anladın. Seninle biraz daha konuşur ağzından laf almaya çalışırdım. Ama demek ki ben beceriksiz hale geldim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKLERDEKİ KARMAŞA
FantasyKim olduğumu öğrendiğimde bir karar aldım. Hayatı akışına bıraktım. Tek istediğim mutlu olmaktı. Daha çok küçükken omuzlarıma bir yük bindi. Yirmi yaşında Cennetin kraliçesi oldum. Bütün melekleri korumam gerekiyordu. Meleklerin kanıyla doğan bazı i...