8.BÖLÜM

43 0 0
                                    

Yazılan bu bölüm altanın ağzından bir bölümdür canlarım.

Hayat ne Kadar da  karmaşık bir labirent gibi tek başıma yaşadığım hayatta bilmediğim tanımadığım bir insan hayatıma eşlik etmeye başlamıştı.

O kadar çektiği zorluğa rağmen benim gibi hasta bir adama razı gelmişti. Ben ise onu bir oyuncak oynar gibi oynamıştım. Geldiğinden belli yapmadığım eziyetler kalmamıştı.
O ise sadece bana korunmak için sığınmıştı. Şöyle düşünüyorum da yaptığım büyük ayıplıktı Açıkcası.

Durduk yere bunları düşünmeye başlamıştım Alya ya karşı içimdeki bazı  şeyler beni kemiriyordu. Ona karşı haksızlık yaptığımı acımasız olduğumu düşünüyordum.
Düşüncelerime anlam veremez olmuştum.

İlk geldiği gün korkarak kapıma sığınmıştı ben ise ona kötü davranmıştım. Korkarak gözlerime bakışını unutamıyorumdum o ela gözler masum olduğunun kanıtıydı ama ben buna inanmak istemiyordum.

Karşımda korkmadan bana cevap verişleri kendisinin güçlü bir kız olduğunu gözler önüne bir bir seriyordu.

Uçurum kenarında ki hayattan bezmiş halleri kendini ölüme mahkum edişi kafa kurcalar derece karışıktı. Belki de o gün ben o hissiyatıma inanmayıp uçurum kenarına kadar onu takip etmeseydim babam gibi o da melek olup kızgın derenin sularında kaybolacaktı.

Düşündükçe kendimden utanıyordum. Beni bu kadar kötü  olmaya zorlayan neydi şöyle düşünüyorum da hiç birşey yoktu kötü olmam için.
Kendi yalnızlığıma kurguladığım belkide acımasız tavırlarım beni kötü olmaya itiyordu bilemem.

Bu kadar kalpsiz bir insan değildim. Alyaya karşı bir düşmanlığım da yoktu. Ama ben sadece bu hayatta çocukluk aşkımdan başka kimseyi sevmemiştim. Belkide o gün Alya kendi yatağında korkudan benim kollarım arasındayken ben çocukluk aşkıma ihanet ediyor gibi hissediyordum.  Çünkü onunda ismi alyaydı onunla hep yatma hayalini kurardım. ondan başka bir kızla yakın olamayacağımı, kafamı kaldırıp bakmayacağımı, söz vermiştim kendime. O da beni bırakıp gitmişti bana  ondan tek kalan ise küçük bir beyaz kuş desenli bir tokasıydı. Ondan başka hiçbir hatırası hafızamda yoktu.
Alyaya karşı duygularımın hepsi çoçukluk aşkımdan gelen bir kızgınlıktı sadece.
O lanet ismi taşıdığı içindi herşey. Onun dışında bir kızma sebebim yoktu ona.

Gözlerimden yaşlar tek tek süzülürken uçurum kenarına Alya gelmişti. Düşüncelerimden sıyrılıp aynı kızgın halimi takılmıştım.

Yanıma oturup elimdeki tokaya gözlerini getirmişti.

-o nedir elindeki?
-Neden ağladın sen?

Kısa bir sessizlikten sonra cevap verme ihtiyacı duyarak.

-Sanane! seni ilgilendiren işlere karış, ilgilendirmeyen işlere burnunu sokma tamam mı ufaklık.

Birşey demesine izin vermeden arkama bakmadan göz yaşlarımı silerek uçurum kenarından hızlıca yanından uzaklaşıp kendimi mahkum ettiğim ağaçlar arasından kaybolmuştum.

Canlarım yeni bölüm de alyanın altana karşı düşüncelerini içerecek.
İyi okumalar..

Uçurum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin