13.BÖLÜM

59 0 0
                                    

Günler günleri kovalarken bendeki 168 saatlik sürede dolmuş oldu.
Tam son gelen mektubun üstünden bir hafta geçmişti.
Beni kendi kendimden eden çevremdeki insanlara yokmuş gibi davrandıran mektup beni çıkmazın içine sokmuştu.
Ailem ve sevdiğim adam arasında tercih yapmamı isteyen bir mektuptu.
Ben ise ne yapacağımı bilmeden o bir haftayı altana ve kendime bir nevi zehir ederek geçirtmiştim.
Anlatsam da onun başına birşey gelecek diye anlatamamıştım.
Bu durum gittikçe çığırından çıkarmıştı altanı
Ara ara sinir nöbetleri geçirdi, kendinden uzak durduğumu, ona eskisi gibi davranmadığımı, kendisini bakmakla yüksündüğünü, söylemişti tek cümleleri bu olmuştu bana karşı.

Herşeyi söyledi ama aklına kendinden uzak durmam kendi iyiliği için olacağını bile getirmemişti.
Açıkcası bu da benim canımı sıkmıştı birazda olsa.

Kendi kendime dışarıda tek başıma acımı çekerken arkamda kimsenin destekçi olmadığını, herzaman ki gibi tek olduğumu, yardım edecek bir çift elin olmayışı hissettiğim gözler önündeydi.

Bir el ağzımı kapamıştı tek hatırladığım buydu,
Attığım son çığlık bırakın beni demeye çalışırken gözlerime ağır bir yorgunluk çökmesiyle göz kapaklarımın kapanması bir oldu.

Ne zamandan belli uyuyor olduğumu bilmiyordum. Yeni yeni kendime geldiğim sıralarda soğuk bir yerde olduğum tenime çarpan delici soğukla  içimin sanki buz tutmuş gibi olmasıyla kendini fazlasıyla hissettiriyordu.

Aşırı üşümem bir yana, heryer karanlıktı şerefsizler gözüme bandaj bağlamışlar, beni nereye getirdiğini görmeyeyim diye.
Ama kulağıma engel olamamışlardı iğrenç sesleri kulağımı deler derecede yüksek geliyordu. Ve ben seslerini duydukça sinirimden yerimde kuduruyordum.
Gittikçe yükselen sesleri neye güldüklerini bilmediğim iğrenç kahkahaları artık beni son noktaya getirmişti.

-Lan şerefsizler bırakın beni kimsiniz siz?
Adamlar inadıma daha çok gülüyor ve bana aldırış etmiyorlardı birde.
Kendi kendime deli gibi konuşuyordum bildiğin.

-Hoppp  dağ ayıları! daha başka nasıl sesleneyim size insan müsseppeleri, insanlık acizleri, vicdansız köpeler! Çözün beni çabu..
Dememe kalmadan bir el yüzümde çınlama ve aşırı bir yanma hissi bırakmıştı.
-kes sesini be kadın beni daha kötü şeyler yapmaya zorlama sabrım gittikçe zorluyorsun şuan!

Adi köpek ne oldu gücün bana mı yetti!
Hepiniz acizsiniz paraya ve o bilmediğim patronunuza tapmış aç köpeklerisiniz.

Gittikçe sinirim artıyordu ama susmaya niyetim yoktu.  Karşımdaki adamlar bana deli gözlerini dikmiş yiyecek yiyecek bakıyorlardı.
Ben ise kurtulmak için elimden geleni yapıyordum. Ya beni çözecekler yoksa devam ederdim başlarını ağrıtmaya başka çareleri yoktu.

-keyif diye birşey koymadın be adamda! sen nasıl bir çenesiz kadınsın sus artık bir ya

Tam ağzımı açıp birşey diyecekken  adamın dediğine, kadın ve erkeğe karışık gülme sesi yükseldi bilemediğim bir yerden . Kahkahası gittikçe artıyordu tek derdi beni deli etmekti bu şerefsizin.

-Küçük Alya hoş geldin oyununa nasıl seni güzel ağırladılar mı adamalarım? beğendin mi sana yaptığım sürprizi
mi?

-Pislik adi insan kim olduğunu bilmiyorum ama bunu senin yanına bırakmıycam bunu bilesin. Adamların da sen de yerin dibine girin inşallah
Beni kaçırmanın, buraya hapsetmenin, beni dövdürmenin, bin katlısını sana kendi ellerimle inim inim ileterek çektiricem gününü bekle sadece.

-Kes yeter çok konuştun şimdi konuşma sırası bende sus ve beni dinle uslu uslu yoksa canın daha çok yanar bunu bil isterim.

Şimdiiii! Seni buraya neden getirdiğimi çok merak ediyorsundur bence eminim ama sana bunu bir anda söylemiycem demiştim. Sana her gelen mektupta bunu kendin çözücen anlaşıldı mı?

-Mal insan sen ne saçmalıyorsun ben hiç Birşeyi çözmiycem bunu yapmaya zorunluluğum yok çünkü.

-Bu kadar emin olma Alya zorunluluğun var istersen  bunu sana gösterebilirim.

-Göster pislik neymiş benim zorunluluğum gösterde bende bileyim.

-Açın gözlerini!

Kadının emriyle gözlerim açılmıştı heryer ve herkes çok bulanıktı ama etrafta kimsecikler yoktu yanı başımda iki tane adam dikilmiş kendine bana karşı verilen emirleri yerine
getiriyorlardı.
H

oş ya adamalrın yüzünü de göremiyordum

.

-Getirin şimdi!

Kadının 2. Emriyle baygın bir insan getirdiler karşıma.
İçin içimi yerken korktuğum başıma gelmesin diye dua ediyordum.

-Açın yüzünü!


-kadının her bir emriyle kalbim güm güm atarken Kafasındaki torba da  yavaş yavaş kalkarken içinden Altan çıkmasın diye ardı ardına duaları gökyüzüne salıyordum.


Yüzü görmemle ağzımdan çıkan çığlık bir oldu..
- Hayııııırrrr! bunu yapmış olamazsın iğrençsin sen, gözlerim benim bile bakmaya kıyamadığım yüze bu pislik yaratık kıymıştı.
Altanın yüzü kan ve morluk içindeydi.

-Hani Altana zarar vermeyecektin sen ne psikopat Bir insanın ya böyle!

Ben kızdıkça, ağladıkça kendimi telef ettikçe, karşımda daha çok gülüyordu lanet şey bu insan için hiçbirsey önemli değil belliki bu hayatta. Hayatı yaşamayı bilmeyen yaratık ne olucak.

-Yeter bu kadar aşk sahnesi şimdi ya dediğimi yaparsın ya bundan daha kötülerini yaparım bunu aklına kazı küçük Alya hahahah!

-Gülme iğrenç insan gülme nefret ediyorum senden yapıcam ne diyorsan oldu mu?
Ama Altana bir zarar vermeyeceksin kılına zarar gelmeyecek yoksa dediğin hiçbir şeyi yapmam.


-Boşuna tehditkar konuşuyorsun biliyormusun küçük Alya ikimize bana zarar veremeyeceğini biliyoruz.

-Sen öyle san derim sadece hele burdan bir kurtulayım o zaman başına neler gelecek tahmin bile edemezsin.

-Şimdilik bu kadar eğlence bana kaafi sana gönderdiğim kağıtlara iyi bak ve dediklerimi yap o gönderilen her kağıtta bir şifre var aklını kullanırsan çözersin şifreyi.

-Ne şifresi söylesene beee ! beni nasıl bir oyuna alet ettin sen! Çırlamam sadece kendimeydi karşımdaki kim  olduğunu bilmediğim kişiye boştu ne desemde.
Açıkcası beni bir yerlerine bile takmıyordu.


Sesi ondan sonra kesilmişti birdaha da birşey demedi. Beni korku ve merak içine koyarak öylece defolup gitmişti.

Yanımdaki iki adam bandajı gözlerime bağlayarak görmemi engellemişlerdi yine ne kadar çırpımsamda gücüm onlara yetmiyordu.

Altana ve bana  ne yapacaks... demeye kalmadan burnum ve ağzıma kapadıları bezle herşey bir rüyaya dönüşmüştü yine derin ve sessiz bir uyku yolculuğuna  hapsetmişlerdi beni..


Canlarım yeni bölüm hem heyecanlı hem merak uyandırıcı şekilde yazdım umarım beğenirsiniz iyi okumalar ❤️

Uçurum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin