Başlangıç tarihi: 12.06.2015
Yağmurun saçlarımdan damla damla akması benim gözümdeki yaşıda tetikliyor ve ben daha çok ağlıyordum ağlamaktan nefret eden ben ağlıyordum.
Babamı kaybettim bugün toprakla kavuştu bedeni annemin feryatlarını daha fazla duymamak için dışarı çıkıp yürümek istemiştim annem her ne kadar istemese de çıkmıştım karanlıktı hem de çok karanlık.
Babam tanınan bir iş adamıydı ne kadar dostu varsa bir o kadarda düşmanı vardı bunu ailecek iyi biliyorduk.
Henüz 20 yaşında bir genç kızım ben. İsmim destina doğduğumdan beri istanbuldayım evin tek kızıyım bu yüzden babam benimle haddinden fazla ilgilenirdi. Fakat tek bir sorunu vardı oda para.. Zengin olmamıza rağmen herşeyden sıkar daha fazla zengin olmak ister annem ve beni çok bunaltırdı.
Sahilin kenarına geldiğimde boş bir bank buldum ve oturdum denizin sesinden başka hiç bir ses yoktu bu can sıkıcı olsa da güzeldi. Saçlarım yağmurda sırılsıklam olmuş cildime yapışmış durumdaydı kendimi sessizliğe o kadar kaptırmıştım ki Ani frenle bir araba durunca irkildim.
Büyük bir arabaydı siyah cam filmleri yüzünden içi görünmüyordu parlak siyah renginde ve çok temizdi hatta fazla temiz.. Biraz korkuyordum açıkcası burası İstanbul ve şuan saat gecenin bir buçuğu. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım hızlı adımlarla sahilden uzaklaşmaya çalıştım.
"Hey sen bekle!"
Bana mı demişti bunu? Sanırım evet. Duymamazlıktan gelerek koşmaya başladım var gücümle koşuyordum arkamdaki ayak sesleri artıyordu kimdi bunlar ne istiyorlardı benden? Keşke annemin sözünü dinleseydimde evden dışarı çıkmasaydım diye düşünmedende edemedim.
Issız sokağa girip bir çıkıntı yere saklandım nefesim düzene girene kadar bekledikten sonra acaba gittiler mi diye kafamı hafif öne doğru uzattıgımda bir el belimde bir el ağzımda hissettim ve boynumda bir sızı...
Bingo! Yakalandım.
*****
Gözlerimi yavaş yavaş açtıgımda bir odada olduğumu gördüm neresiydi burası? Neden buradayım? Dayanamadım ve ağlamaya başladım. Bütün oda beyaz fayanslarla kaplıydı fakat fayanslar pislikten görünmüyordu odada tek bir eşya bile yoktu korkmaya başlamıştım ne yapıcaktım ben şimdi?
Yavaş yavaş ayağa kalkıp çelik kapıya doğru süründüm gücüm yoktu. Sanırım bana yaptıkları iğnenin etkisiydi bu. kapıya var gücümle vurup bağırmaya çalıştım evet çalıştım çünkü bogazımın kuruluğu canımı acıtıyordu.
"Çıkarın beni buradan! Kimsiniz siz !"
Ne gelen vardı nede sesimi duyan. Kaç saat böyle bağırdığı mı hatırlamıyorum bile acıyan boğazım daha fazla acıyordu artık
Çagresizdim elimden hiç bir şey gelmiyordu dua etmekten başka.
Annem ne yapıyordu acaba? Kesin beni çok merak etmiştir keşke kelimesini hiç sevmiyorum işte bu yüzden. Yere oturdum ve dizlerimi kendime çektim hıçkırıklarım dudaklarımdan dökülüyordu.
Demir kapının sesiyle hızla oturduğum yerden ayağa kalktım içeri uç tane takım elbise giymiş adamlar bana doğru yürüyorlardı.
Titriyordum, soğuktan başka bir şey beni titretemezken şimdi korkudan titriyordum.
"Kimsiniz?" titrek sesimle adamlara söylemiştim bunu sanki komik bir şey söylemişim gibi kahkaha atmaya başladılar.
Ortada duran adam elini havaya kaldırıp bir hareket yaptıktan sonra arkadaki iki adam hızla yanıma geldiler ve kollarından tutup adeta beni sürüklediler.
Odadan çıktığımızda uzun bir koridor vardı önümüzde odadaki gibi beyaz ama kirli fayanslara baktıkça miydem bulanıyordu.
Koridordan sonra bir asansörün önünde durduk önümüzde yürüyen adam asansörü çagırdıktan sonra bana döndü güldü ve konuşmaya başladı.
"Demek yeni fahişemiz sensin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
ChickLitNefesin gözlerinde yorgunluk vardı, sadece gözlerinde değil tüm bedeninde. Kafasını gögüsüme yaslayıp kolunu belime sardı. Yaralı olan kolumu aldırış etmeden kaldırdım ve belimde olan elinin üstüne koydum. Huzur kokan saçlarına bir öpücük kondurup o...