Çiçekler, 7. ve 8. bölümler kendi kendine taslaklardan da dahil olmak üzere silindi. O iki bölüm de geçiş bölümü tarzında olduğu için ve elimde olmadığı için atlamak istedim. Yani o bölümleri yazmak yerine 9. bölümden kurgu devam edecek, haberiniz olsun. Ben de biraz bu durum için ağlayacağım izninizle sjdks. Size iyi okumalar ben ağlamaya gidiyorum wjdjwd. Görüşüzz.
Uzun süre sonra dışarı çıkıyor olmak hoşuma gitse de, bir yanım da gerilmeden duramıyordu. Aslında sık sık dışarı çıkan bir insandım ama şu kısa bir iki aylık süreçte nedensizce eve kapanma isteği gelmişti ve annem bunu fark ettiği anda beni dışarıya atmaya çalışıyordu.
"Anne çıkmasam olmaz mı? Hiç gidesim yok, başka zaman gideriz birlikte" dememe rağmen annemin tekerlekli sandalyemi ittirmesi tam tersini düşünmeye devam ettiğini gösteriyordu.
Tabi ben inatla tekerleri tuttuğum için pek bir etki etmiyordu ama olsun.
"Hadi yavrum biraz dolaşalım, hava al beş dakika sonra geri geliriz. Zaten küçük bir mahalle" dedikten sonra yanağımı öpüp kapıyı açmıştı usulca.
Ona yeterince yük olduğumu hissettiğim için karşı çıkmayarak beni ilerletmesine izin verdim.
Kapıdan çıktıktan sonra temiz havanın tadını almak gerçekten de iyi hissettirmişti bedenimi. Annem beni yavaş yavaş ilerletirken, tanıdık insanlarla konuşmayı da ihmal etmiyordu.
Mübarek herkesi de tanıyordu, bazen anlamıyordum bu kadından nasıl benim gibi bir asosyalin çıktığını.
"Aa Kaan merhaba!" Diyerek yanıma gelen kızı görmemle birlikte annemi bırakıp hızla ilerleme isteğimi yutkunarak geriye ittim ve kendimi zorlayarak cevapladım.
"Merhaba"
Arkadan arkadan beni dürten annemi görmezden gelmeye çalışarak etrafıma bakınıp beni kurtaracak bir insan aramaya çalışıyordum.
İrem, yani yanıma gelen uzun saçlı, esmer, güzel kız bana aşık olduğunu her fırsatta belli eden biriydi. Açıkçası kız iyi biri mi kötü biri mi onu bile bilemeyecek kadar az tanımama rağmen, ilgimi çekenler daha çok yapılı, büyük memeleri olmayan ve penisi olan varlıklar olduğu için umursamıyordum nasıl biri olduğunu.
Annem için ise durumlar tamamen farklı yönde ilerliyordu. Belden aşağı tarafımın tamamen felçli olması nedeniyle beni kimsenin almayacağını ve olur da kendisinin başına bir şey gelirse benim hayatımı devam ettirmekte zorlanacağımı düşündüğü için en kısa zamanda beni evlendirmek istiyordu. Bu nedenle de İrem onun için en iyi seçenekti. Eli yüzü düzgün, güzel ve en önemlisi de beni bu halimle kabul eden biriydi.
Ne kadar annemi sevsem de bu konularda bazen yorucu bir insan haline geliyordu, her ebeveynin olduğu gibi.
"Sana da merhaba Gülcan Teyze. Nasılsın? İyisindir inşallah" diyerek şakıyan kızın yüzüne umut vermemek adına bakmayıp ellerimle ilgileniyordum.
Konuşmanın ilerleyen dakikalarında bana bir iki soru yöneltilse de itina ile savuşturup, ellerimi izlemiş ve artık yeter diye bağırmamak adına dudaklarımı yiyip, bitirmiştim.
En sonunda konuşmaları bitince ağlamaklı bir sesle oh diyerek annemin ellerinden kurtulup, kollarıma güç uygulayarak ilerlemeye başladım.
"Annem, nereye kaçıyorsun?" Dediğinde kaçtığımı anlamış olmasına gülerek kafamı çevirmiştim. Kendi başıma takılmam annemin hoşuna gittiği için beni bırakmıştı. Ben de hevesle sevgilimin dükkanının olduğu yere doğru ilerliyordum.
Ara ara dışarı çıkıp onu uzaktan izlemek hoşuma gidiyordu. Dükkanın dışında düşünceli düşünceli sigara içişi, havluları asışı, tatlı tatlı müşterileri ile konuşması onu saatlerce izlememe neden oluyordu.
Bu düşüncelerle birlikte kısa süren bir yolculuğun ardından tam karşıya geçecektim ki gelen korna sesiyle birlikte geriye çekilmem aynı anda olmuştu.
Yüzüme vuran kamyonun rüzgarı eski anılarımı canlandırırken nefesimin kesildiğini hissettiğim için hızlı hızlı göğsüm inip kalkıyordu. Ne ara geldiğini anlayamadığım annemin ve başka bir sesin daha suyun altından gibi gelen konuşmalarını duymaya çalışırken, yüzüme değen elin soğukluğu içimi titretmişti.
Annemin eline benzemeyen kocaman el, yüzümün her tarafını kaplayacak şekilde yıkıyor, kendime gelmem için elinden geleni yapıyordu.
Normalde bu türlü ataklarda asla hızla kendime gelemez üstüne bir de baygınlık geçirirdim ama ilk defa normalden daha erken bir biçimde beynimin açıldığını hissediyordum.
"Kaan!" Diyen annemin sesi tam olarak kendime gelmeme neden olunca karşımda gördüğüm yüz ile bir kez daha şok olmuş ve kendimi uykunun tatlı kollarına usulca bırakmıştım.
Ay bebişlerim size kafamdaki Kaan kişisini göstermek istiyorum, böyle ilk gördüğüm an dedim ki bu tatlı insan kesinlikle Kaan olmalı sjdskfks
Buyrun Kaan'ımız;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERBERİM / GAY
Romanceİki erkeğin aşkını içerir. *Muhtemel ihtimalle şiddet, cinsellik, argo ve küfür bulunur. 30.06.2022