13

2.8K 240 28
                                    

Elimde çekirdek, yanımda kola, televizyonda ise Esra Erol izlerken aniden çalan telefonumla birlikte yerimde zıplamış ve korkarak göğsümü tutmuştum.

Annem pazarda olduğu için arayan kişinin o olduğuna emin olarak kucağımda duran telefona bakmadan açıp konuşmaya başladım.

"Canım anam, elli kere söyledim sadece karpuz al diye. Hala neden benim Esra ablam ile olan tatlı münasebetimi bölme konusunda ısrarcısın anlamıyorum" derin bir nefes alıp devam ettim. "Hayır bak şerefsiz adam evli olmasına rağmen gitmiş çoluğu çocuğu bırakıp, başka kadınla evlenmiş. Püü ona. Genç yaşta evlilikten hep bunlar anacığım, bak oğlun bu yüzden evlenmiyor işte, ilerde beni de bırakıp kaçarlarsa ne yaparım hı?"

Diye soluksuz bir biçimde konuşurken karşı taraftan duyduğum kıkırtı ile konuştuğum kişinin annem olmadığının farkına varınca yediğim çekirdek boğazımda kalmıştı.

"Yavaş, yavaş" diyen sesle birlikte öksürüğüm daha da artarken telefonu kapatsam ayıp mı olur diye düşünmeden edememiştim.

Toparlandığım anda "Metin Abi?" Derken utançtan yerin dibine girmek istiyordum.

"Evet abim benim Metin, kusura bakma Esra ablan ile münasebetini böldüm ama" demesiyle içime derin bir nefes çekip, ıkına ıkına kendimi cevaplamaya zorladım.

"Olur mu Metin abi ne bölmesi gel beraber izleyelim istersen" dedikten sonra elimi alnıma kocaman bir şak sesiyle birlikte vurmuştum.

Ben harbi salaktım ama.

"Yok yok ben ikinizi yalnız bırakayım en iyisi, yoksa bana da sinirlenirsin falan"

Benimle dalga geçmesi utancımı ikiye hatta dörde katlarken dudaklarımı birbirine bastırarak küçük bir inilti çıkardım.

"Abi bari sen yapma şöyle, utançtan yerlerde yuvarlanacağım artık" diye savunmaya geçsem de kucağımda duran yastığı ısırıyordum.

"Tamam tamam, zaten nasılsın diye merak ettiğim için aramıştım ama maşallah turp gibisin" söylediği kelimelerin ardından gülüşünü duymamla birlikte, heyecandan nefesim kesilmişti. Duyduğum ses kulağıma en güzel şarkılardan bile daha güzel gelirken yutkunup cevaplamaya çalıştım sevdiğimi.

"İyiyim abi, turp gibiyim turp. Esra abla yerine çıkıp kaçan adamı kovabilecek kadar hem de" dediğimde az öncekinin aksine gür bir kahkaha atmıştı.

"Sana da mı böyle bir program yapsak koçum ya, sen bu çeneyle herkesin konuşmasını sağlarsın" demesiyle yüzümü buruşturmuştum.

"O kadar çok mu konuşuyorum ben ya?"

Şaşkın şaşkın söylediğim kelimelerden sonra yine o muhteşem kahkahayı duyma şansı kazanmıştım. Ah ben bilseydim eğer böyle olacağını önceden arar soytarı gibi durmadan güldürürdüm bu adamı.

"Yani birazcık diyelim ikimizin de gönlü olsun" dedikleri yine ne kadar güzel kalpli bir insan olduğunu gösterirken mutlu bir biçimde gülümsedim ben de.

"Eh öyle olsun madem abim" dedikten sonra konuşacak bir şey bulamayınca bir iki saniye sessizlik yaşansa da bal peteğim hemen toparlamıştı ortamı.

"Neyse abim iyi olduğuna göre ben seni daha fazla Esra ablandan ayırmayayım olur mu?" Dediğinde ikimiz de kahkaha atmıştık. Tabiki ben biraz da utancımı gizlemek için yapıyordum ama olsun.

"Tamamdır abi, iyi bak kendine seni seviyorum"

Ağzımdan çıkan kelimeler kulağıma ulaştığında gözlerim şokla açılmış ve ağzımdan sessiz bir küfür fırlamıştı.

"Yani abicim seviyorum derken, abim olsa bu kadar severim demek istedim. Bir de hani bana yardım ettin baktın ya seni sevmemek mümkün mü? Bütün mahalle seni seviyor, bana daha sevmeyeni görmedim hem zaten ben telefonları hep kapatırken seni seviyorum derim, alışkanlık yani. Ha yanlış anlama abi sadece ağız alışkanlığı değil seni de seviyorum tabiki ama böyle söylemek garip oldu. Tabi seni sev-"

"Kaan, yavrum tamam anladım ben seni sakin ol" dediğinde hızlı hızlı konuşmaktan nefesim tükenince derin bir nefes aldım.

"Yavrum mu?"

Biri benim çenemi yerinden söküp köpeklere yemek niyetine verebilir mi acaba?

"Yavrum evet, sakin ol tamam mı? Seni yanlış anlamadım. Ben de seni seviyorum. Hadi görürüz" derken sesindeki kıkırtı kulağıma çarpsa da ses çıkarmadan onayladım onu

"Peki abi. Görüşürüz o zaman " dediğimde tekrar gülmüş ve telefonu kapatmıştı.

Telefona mal mal bakarken eve giren anneme dönememiştim bile.

"Annem ben geldim"

"Annem"

"Kaan!" Diyerek odana gelen anneme cevap veremeden hala telefonu izlerken yüzümde şapşal bir gülümseme vardı.

Aşık olmak çok güzel bir şeydi be!

Bebişler yeni bir kurguya başladım, gxg olacak şekilde ismi Kasımpatı ve sürpriz olacaktı ama dayanamadım :') Kasımpatı kurgusu Öğretmenim kurgusundaki Aytun-Çağan çiftinin kızı olan Çiçek'in hikayesi okumak isteyenleri beklerim. Bir de kan, vahşet, mafya olayları seviyorsanız Zümrüt kurgusu da var onda bakmak isteyenleri beklemekteyimm.

Neyse çok reklam yaptım koşadak kaçıyorum. Görüşürüz.

BERBERİM / GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin