OKUYUN BURAYI LAN
Fici Taehyung'un günlüğü olarak yazıyorum. Karşısında biri varmış gibi yazıyor. Ben de günlüğümü hep o beni dinliyormuş ve benle konuşuyormuş gibi yazarım o yüzden personamı Taehyung'a aktardım. Bence çok güzel bir şey siz de günlük yazıyorsanız öyle yazın. Hadi bb iyi okumalar ins cok sacma olmuyodur.
Bugün sana çok heyecanlanacağın şeyler anlatmak isterdim ama maalesef...okulda zombi istilası olmadı. Oryantasyon haftası olduğu için kampüs çok kalabalıktı ve gürültüden başım şişti. Okulun hepsi birbiriyle tanışıyor mu ne bu gürültü diye düşünerek iç sesimle konuştum sürekli. Herkes ruh eşi bulma peşinde gibiydi resmen. Hele ki alfaların açgözlülüğünü anlayamıyorum. Hepsi gebersin.
Sabah buzdolabını açıp gördüğüm her şeyi masaya serdim. Zaten daha dün taşındığımız için pek fazla bir şey alamamıştık. Jimin ayısı sanki çok yorulmuş gibi uyuyordu. Sürekli gürültü yapıp uyanması için çok çabaladım ama sanki bana inat götünü devirmiş gibiydi. Uykusu derin olan insanlara çok özeniyorum.
Tost ekmeğine reçel peynir ne bulduysam sürerken telefonuma bir mesaj geldi. Canım sınıfım grup açmış ve beni de eklemişler. Hemen açık olan herkesin profil fotoğrafını inceledim. Güzel sanatlarda okuduğum için sınıfım çok kalabalık değildi. Bu az kişi arasından kendime nasıl yakın birini bulacağım diye düşünürken gözüme bir profil çarptı. Çocuğun fotoğrafı çok hoşuma gitti. Siyah hafif uzun saçları ve keskin gözleri ben alfayım diye bağırıyordu resmen. İsim yerinde de Jung Hoseok yazıyordu. Gerçekten çok güzel bir çocuktu ve etkilenmeden edemedim. Hayır tabii ki de sevgili falan olmayacağım onunla. Korkma ilk kuralı çiğneyemem. Asla kendi sınıfından biriyle sevgili olma!
~
Jimin'e "ben gidiyorummm" diye ağzımı yayarak bağırdıktan sonra cevap beklemeden evden çıktım. Küçük ve sessiz bir sitede kiraladık evi. Bölgenin omegalar için oldukça güvenli olduğunu hatta güvenliklerin mühürlü alfalar olduğunu söylemişlerdi. Jimin tüm paraya kıyıp tek dubleks olan evi kiraladı ve alt kattaki odada kendisi kalmak istedi. Sebebi de gece eve hep geç geleceği ve kafası gidik halde merdiven çıkamayacağıymış. Aslında kafasını kullansa baya zeki çocuk. Fazla sosyallikten ve duygusallıktan dolayı akademik hayatına yetişemiyor. Hatta bugün oryantasyon haftasına bile katılmadı üşengeçlikten. Kore'de genç olmak hiç kolay değil meme'lerine döndü iyice.
Evin en sevdiğim şeylerden birisi de konumu. Çünkü okulumuza metroyla sadece 2 durak mesafede. Ama bu kesinlikle geç kalmayacağım anlamına gelmiyor. Çünkü bugün ilk gündü ve ben geç kaldım.
Aceleyle kampüse girip fakültemin önündeki kalabalığın arasına girdim. Saçma sapan bir konuşma dönüyordu ve düşündüğüm tek şey 4 yıl burda nasıl okuyacağımdı. Etrafta feromonlar uçuşuyordu ve midem bulanmaya başlamıştı koku yoğunluğundan. Kodumun ergenleri diye geçirdim içimden ve fakültenin içine girip binayı gezmeye başladım.
Binanın içi muhteşemdi. Zaten bu okulu tercih etmemin sebeplerinden birisi de mimarisiydi. Hiç görmemişim gibi hemen bir tablonun önünde fotoğraf çekindim. Hiç görmedim zaten. Koridordan geçen iki tane omega kız da çok komik bir şeymiş gibi güldü. Ne yapayım lan köylüysem köylüyüm.
Fakültenin en sevdiğim özelliği spor bilimleri fakültesine yakın olması oldu. Daha ilk günden gözlerim şenlendi. Liseden sonra 36 kilo potacanlar batuşlar görmemek beni çok sevindirdi gerçekten. Ama tabii ki de ulaşılmazı oynamalıydım bu yüzden sanki hiç bakmıyormuşum gibi davrandım ve bu epey zordu. Çünkü hadi ama karşımda bir cennet vardı dostum ve nedense o fakülteden biriyle yakın bir ilişkim olacağını hissettim. Umarım doğru hissetmişimdir.