Son zamanlarda geçirdiğim en garip gündü.
Keşke geleceği görme yeteneğim olsaydı, böylelikle bazı beklentilerim 'boşuna' olmazdı ve bazı şeyler için büyük bir şaşkınlık yaşamazdım.
***
Bu sabah saat başı uyanıp durdum. Artık yeterli olduğunu hissettiğim an çıktım yataktan. Jimin yoktu, o haliyle nasıl okula gitti hiç bilmiyorum. Ben ise birkaç işimi halledip telefonu elime aldığımda annemden bir mesaj geldiğini gördüm. Garip dememin sebebi bu yüzdendi. Annem ölüm döşeğinde olsa bile bana mesaj atmazdı çünkü. Ya da ben bazı şeyleri fazla abartıyordum.
annem : taehyung nasılsın
seninle konuşmam gereken bir konu var
taehyung: iyiyim anne
neymiş o konu
belli ki çok önemli
annem : evet öyle
yüz yüze konuşulabileceğini sanmıyorum
müsait olduğun bir haftasonu Daegu'ya gelme şansın var mı
biletini ben ayarlarım
Annemden asla böyle mesajlar beklemiyordum. Bu mesajlar bile durumun ne denli önemli olduğunu açıklamıştı zaten. Gerçekten de dediği gibi biletlerimi falan kendisi halletti. Ailemle, o evle bağımı koparmıştım ama sırf kız kardeşimin hatrına bu haftasonu o cehenneme tekrardan gideceğim.
Bu olayın moralimi çok fazla bozmasına izin vermek istemedim. Bu yüzden kendime güzelce kahvaltı hazırladım ve sitcom izleyerek kafamı dağıtmaya çalıştım. Kendimize her zaman hayattaki en değerli şeyin kendimiz olduğunu hatırlatmalıyız. En sevdiğim özelliğim, bunu çok iyi başarabiliyor olmak.
Biraz temizlik, yemek, ödev derken hemen akşam olmuştu. Gün müthiş hızlı geçmişti ve çok yorulmuştum ama gecenin çok güzel olacağıyla ilgili kendimi avutup durdurduğum için bu yorgunluğumu unutmaya çalışmıştım.
Bir mesaj, bir telefon. Tüm gün boyunca, en azından küçük bir haber bekledim Jungkook'tan. Saatlerce bekledim ama o mesaj zamanında gelmedi. Kızgınlıkta olmasa bu kadar gerilmezdim ama başka biriyle olduğu düşüncesi beni delirtiyordu. Kıskandığımı belli etmemek için ben de yazmamıştım ona. Gerçekten çok sinirliydim.
Aramızda bir şeyler olduğu bariz bir gerçek. Ama bu konu hakkında asla konuşmadık. Ona nasıl davranmam gerektiğini ben de bilmiyorum. Her şeyi akışına bıraktım kısacası. Ama bana öyle bir bakıyor ki, tüm endişelerimi alıp götürüyor. Bu kısacık sürede ona kendimi gözlerim kapalı halde bırakacak kadar güvenir hale geldim. Şimdi de bu durumda olunca büyük bir boşluğa düştüm.
***
Jimin eve geldi ve hiç beklemeden çok yorgunum diyerek odasına gidip uyudu. Suratının hali, bakışları gözüme bir değişik geldi ama onu saçma sapan sorularımla boğmak istemedim. Yarın elbet konuşuruz, Daegu meselesini de bir an önce söylemem gerek ona.
Kendime günün berbatlığını unutturmak için güzelce bir meyve tabağı hazırladım. Odamda müzik dinleyerek mentally ill saatleri yaparken bir mesaj geldi telefonuma. Normalde annemdir diyip bakmayacaktım ama saat gece 2 civarlarıydı ve şüphelenmiştim. Tüm gün beklediğim mesaj, gün bitince gelmişti.
jungkook: kapıyı aö
lütfwnTelefonu elimde tutarak uzun bir süre karşımdaki duvarı inceledim. Mesaj çok değişik bir enerjiye sahipti. Cevap vermemeyi düşünmüştüm ama sonradan pişman olacağımı düşündüğüm için bir şeyler yazdım.