"Ya sana diyorum ki markette taş üstüne taş kalmadı. Onlarca kola meyve suyu patladı. Yetmedi turşular savruldu. O da yetmedi kavonozlar ortalığa saçıldı. Neden inanmıyorsun?"
Büge elini saçlarına geçirerek nefeslendi.
"Sen bana markete uğramayı unuttum desene"
"Hayır. Öyle değil- "
"Tamam" dedi elini dur şeklinde kaldırarak. "Ben giderim." dedi somurtarak mutfağa girdi. Bir kaç dakika sonra elinde bir kağıtla geldi.
"Ben markete gidiyorum. Sende bulaşıkları hallet. Ama Ondan önce yakınlarda bir restoran var ondan bizim için ev yemekleri sipariş et. En azından bunu yap olur mu?"
Bana bozulmuştu. Ama yemin ederim doğruyu söylüyordum. Bir dinlemiyordu ki.
"Tamam . Sen nasıl istersen. "
Benimde moralim bozulmuştu. Birden aklıma gelen şeyle ayağa fırladım.
"Hangi markete gidiyorsun?"
"Melisa Markete"
"GİTME!"
"Sebep?"
Elimi hızla alnıma vurdum. "Sabahtan beri sana ne anlatıyorum. Batırdım diyorum orayı. Kesin polis çağırdılar. Bittik biz."
"Siz?"
Derin bir nefes verdim. "Boş ver "
"İyi çıkıyorum ben o zaman. Sende unutmada ara."
"Tammaaaaamm."
Büge ayakkabılarını da giyip çıktıktan sonra bende elimdeki kağıt ve telefonla balkona geçtim. Hem kağıt dediğime bakmayın siz. Elimdeki bir magnetti. Kalın da bir şeydi ama işime geldiği için kağıt diyordum. Balkona geçtiğimde kollarımın ve ellerimin dışarıda olacağı şekilde dirseklerimi balkon şebekesine dayadım. Ve sağ elimdeki telefona numarayı tuşlamak için uygulamayı açtım.
"05..." derken birden yüksek sesli bir patlama oldu. O sesle birlikte refleksle sıçramış ve elimdeki magnet fırlamıştı. Aslında telefonumda öyle ama onu hemen yakalamıştım. Az daha bende düşüyordum iyi mi?
Kalbimin yerinden çıkacakmış gibi atmasının yanında bir de korkuyla salona fırlamıştım. " O ses neydi be öyle ?" Bir yandan söyleniyor bir yandan da hızla ayakkabılarımı giyiyordum. Terliklerim kim bilir hangi cehennemdeydi.
Anahtarı kapıdan çıkarmamla kapıyı açmam bir olmuştu. Tabi bu sırada diğer apartman sakinleri de çıkmıştı. ' Allah ım ne olur kötü bir şey olmasın'
"Kız o ses neydi öyle? Sizden mi geldi?"
"Yok Emine teyze bizden değil. Sanırım aşağıdan geldi."
"Ay kızım koş o zaman koş. Amaniiiiiin!" Emine teyze hızla başındaki örtüyü düzenleyip benim arkamdan merdivenleri inmeye başladı.
Aşağıya indiğimizde yeni taşınan Fesun Hanımı gördük. Kapısını kapatmış korkulu ve en az bizim kadar şaşkındı. "Fesun Hanıımcım iyi misiniz? Bir patlama sesi duyduk da biz. "
"İ-iy-iyiyim." dedi şaşkınca. "Ş-şey sanırım düdüklü patladı."
"NEEE!" dedik aynı anda Emine Teyze ile. Daha sonra aynı anda birbirimize bakarak "Düdüklü mü patladı?"
"Evet. Ne yapacağım şimdi ben ya?" diyerek dudak büzdü. Kendisi mahallemize yeni taşınanlardandı ve bir de kırklı yaşlarında bir kimyagerdi.
"Durun halledilir canım o. Önce ben bizim kadınları çağırayım durum ne kadar kötü olabilir ki canım." dedi ve hızla geldiği merdivenden çıkmaya başladı. Birazdan bütün apartman kadınları burda olurdu. Ve umarım mutfağın durumu çok kötü değildir.
"Geçmiş olsun Efsun Hanım ve kolay gelsin. Yardım etmeyi çok isterdim ama malumunuz ben bir öğrenciyim yeni geldim. Açım, ödevim ve uykum var. İyi günler" dedim ve hızla aşağı inmeye başladım.
Apartman sitesine geldiğimde hızla etrafı kolaçan ettim.
Nerde bu?
Köşedeki kamelyanın altında olduğunu gördüm. "Şükür"
Hızla almaya gittiğimde kedinin biri onu ağzına aldı. Tamam böyle tarif edince biraz garip oldu ama sizde fesatlaşmayın canım.
"Hey kedi bırak onu çabuk." Yanına koştuğumda şükür ki ağzındakini bırakmıştı. Bir de onu kovalasaydım kesin yakalayamazdım.
Sonunda kavuştum derken "Hasssiktir ya. Ben senin gibi kedinin. Nasıl dişlemektir abi bu? Pençe darbeside indirseydin. " Benden çok uzaklaşmayıp beni kenardan izleyen kediye " Bak seninle anlaşalım. Eğer bana son rakamın 8 mi yoksa 9 mu olduğunu söylersen sana benden tavuk. Nasıl anlaşma ama ha? Ne dersin?
"Miyavvvv" Elimi saçlarımdan geçirip "Güzel o zaman ben oyumu 9 dan yana kullanıyorum. Hem burdan 8 çıkmaz gibi sanki.
Elimdeki telefonu tekrardan açıp numaraları tuşladıktan sonra ara butonuna bastım.
Allahım ne olur 9 olsun. Uğurlu rakamımdır da kendisi.
