k ı r k a l t ı

3.2K 246 288
                                    

biz gellldik yıldızlarınıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın, ne kadar yorum o kadar hızlı bölüm

×

"İstemiyorum ya gelmek."

Lisa hâlâ zorla kolumu çekiştirirken pes etmeksizin bende kendimi ondan kurtarmaya çalışıyordum.

"Kızım geleceksin! Eğlence var diyorum!"

"Taehyung gelene kadar hüzün var kardeşim anlamıyor musun?" dedim oflayarak. Lisa kolumu son kez sertçe çekerken sinirle ayağımla ona tekme atmaya kalkıştım.

Son anda aramıza giren Rose (YA BU AMINA KOYDUGUM İPHONE DE NİYE SAPKALI E YOK AMK ATICAM SİMDİ DUVARA SU TELEFONU)

"Sakin olun." dedi ardından sakin bir tavırla bana döndü ve birden ayağımın üstüne oturdu. Panikle geriye gitmeye çalışırken ayağımın üstündeki yük buna engel olmuştu.

"Kaç gündür partilere gidiyoruz! Hiç birine gelmiyorsun! Olmuyor böyle!" diyerek sitemini belli etti Rose.

Ellerimle yüzümü sıvazlarken "Cidden gelmek istemiyorum." dedim kararlı bir tavırla.

O esnada kapının ardından gelen ses ile sustum "Bayanlar hazır mısınız? Lisa, benim silahın yedek şarjörü nerde?" Jungkook'un sesi ile gözlerimi büyütürken Lisa ise gözlerini kıstı "Aşkım! Biliyor musun Jennie gel-"

"Geliyorum!Geliyoruz!" üst üste bağırırken Lisa elini yumruk yapıp havada sallamaya başlamıştı. Rose sıkıntılı bir nefes vererek ayağa kalkarken bana tiksinerek baktı "10 saattir yapamadığımız şeyi 10 saniyede haberi yokken yaptı Jungkook. Cidden sinirliyim şu an." diyerek sırtını döndü.

"Yarım saat'e hazırlan." diyen Lisa'ya sadece kafamı salladım. İkisi odamdan çıkarken sağ tarafımda ki boydan aynaya döndüm.

Yıpranmıştım.

Taehyung kesinlikle benim omurgamdı. O olmadığı an elden ayaktan kesiliyordum.

Yanaklarımı şişirerek gardırobun kapağını açtım. Yeni aldığım kırmızı saten elbiseyi elime aldım. Göğüs tarafı bol gelirken, sırt modeli ise oldukça cüretkârdı. Oldukça miniydi. Hatta sol bacak kısmının ipini birazcık sıktığımda orası daha çok kısalıyor. Güzel bir görüntü ortaya çıkarıyordu.

Elbiseyi yatağımın üstüne güzelce bırakırken kapımın arkasındaki yığın kutulara baktım. Ayakkabılar. Oraya doğru ilerlerken kendi markamın kutularından birini elime aldım.

Sonuçta paparazziler ile karşı karşıya gelebilirdim.
Kendi markamdan da giyinmem lazımdı. Hızla elimdeki kutuyu açarken ayakkabının beyaz renkte olduğunu incilerle süslendiğini gördüm. Bu güzeldi. Tek bir incisi olan kolyemle, inci küpeler taktığımda kombinim tamamlanırdı.

Hızlı bir şekilde üstümü değiştirirken yaptığım kombini baştan aşağı giydim. Aynaya bakarken saçımın düzlüğünü bozmamaya karar vermiştim. Onun yerine incili çıtçıtlı tokamı sağ tarafımda ki saçlara bol gelecek bir şekilde taktım.

Şekilli bir şekilde göz kapağıma beyaz eyeliner çektikten sonra kırmızı ruj, rimel, gül kurusu renginde olan allığımı sürerek makyajımı çabucak bitirmiştim.

Beyaz ama düğmesi kırmızı gül yaprağı olan el çantamı alıp, içine bir kaç makyaj malzememi, kimliğimi, telefonumu koyup odadan çıktım.

Bakışlar bana dönerken alnımı kaşıdım "Taehyung'a haber vereyim."

"Arabada verirsin." diyerek beni cevaplayan Yoongi'ye bir şey demedim. Hüzünlü bir şekilde kafamı sallarken hepimiz dışarıya süzülmüştük.

love is loading, taennie ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin