~ Yalancı Sevgilim ~ Park Jimin ~

3 . bölüm

Jimin okuldan sonra burada olacağı için erkenden kalkıp bir sürü şey hazırladım.
Dae-ho ve Chin-Ho kurs merkezine giderken Chung Cha evde kalmıştı. Jia her zaman olduğu gibi benim odamdaydı. Yağ kokan kıyafetlerimi değiştirmek için odama girdiğimde jia makyaj malzemelerimi karıştırmış ve kendini maymuna çevirmişti.

" Jia! Ne bu hâlin? Çabuk onu bana ver! Çabuk!"

Vermek yerine odadan çıkıp bahçeye koşarken peşinden öfkeyle indim. Bu kız tam bir şeytan! Makyaj yapmasının tek sebebi jimin'di. Adım kadar eminim.

" Omma! Cimi gelicek gücel omam lacım."

" Sen zaten güzelsin. Neden kendini maymuna çevirdin?"

" Hayıy! Şen maymun. Ben gücel. Bak!"

Küçük portakal ağacının arkasına saklanmış çamurlu olan yerlere basıyordu. Bok içindeydi. Birazdan jimin gelecek Allah'ım sen bana sabır ver. Yoksa bu kız elimde kalacak diye korkuyorum.

" Eun Ra! Hey jia! Ne yaptın kendine?"

" Cimiiii!"

Beyaz gömlek giydiği için ona koşan jia'yı durdurdu. Jia yerinde zıplarken el çırpıp göz farının ve pudranın anasını ağlattı. Ben o kadar para vermiştim ona. Seni küçük şeytan. At kuyruğu olan minik saçlarını tutup çektim. Buna karşılık avazı çıktığı kadar bağırarak çamurlu ellerini saçlarına götürdü.

" Cimiiii! Kuytay beni!"

" Sakın jimin sakın. Senin yüzünden bu halde. Ben düzeltirim sen gelir birbirine katıp gidersin."

Masum bakışlar arasında jia'yı banyoya soktum. Her yerim çamur içinde. Bok götürüyor üzerini. Umarım bitlenmezdi.

" Cıçak!!"

" Kes! Sıcak falan değil!"

Kısa duşun ardından üzerini giydirip bende üzerimi değiştirdim. Kahvaltı masasında bizi bekliyorlardı. Jimin kahvemi yapmış bana hediye ettiği kulplu bardağıma doldurmuştu. Jia jimin'in kucağına oturup burnunu çekti. Kendisine yaptığım haşlanmış yumurtaya uzandığı sırada eline vurup aldım. Haşlanmış yumurta hatta onun dediği gibi mumuyta onun canı ciğeri gibiydi.

"Mumuytamm!"

" Yok sana yumurta. Cezalısın!"

Ağlayarak Jimin'e satılırken jimin kulağına bir şeyler fısıldadı ve hop göz yaşları yok oldu.

" Kendi yumurtanı verirsen onu da alırım."

" Hadi ama Eun Ra o daha küçük."

" Ama o benim kardeşim. Onu terbiye etmem gerekiyor ve sen buna engel oluyorsun."

" Ben mi? Engel oluyorum?"

" Tamam hadi kahvaltı yapalım. Yemekte konuşulmaz. Günah öyle değil mi jia?"

" Hayıy. Konuşuyuy. Bak aylamıyoylal. yemekley aylamac göcleyi yok."

" Jia!"

Ağlamaz gözleri yoktur kısmına içimden güldüm.Sessizce yemek yerken mutfakta çalan telefonumu duydum. Masadan kalkıp telefonumu aldım. Babam kırk yılda bir arıyordu. Bu gün de ona denk geldim.

" Efendim."

" Günaydın kızım. Nasılsınız? Aman Allah'ım sesin çok zayıf geliyor. Hasta mı oldun yoksa?"

" Hayır, sen aradığın için böyle."

" Bir kız babasına böyle davranmaz."

" Bir babada kendi sorumluluklarından kaçmaz."

" Bak bu konuyu defalarca kez konuştuk."

" Ders çalışmam gerekiyor. İyi günler."

Telefonu hepten kapatıp masaya döndüm. Jia ağzını doldurmuş zorla bir şeyler çiğniyordu. Yumurta! Olamaz jimin! Nemli saçlarıyla yüzünü saklarken elinde yumurta beyazından biraz kalmıştı. Sütünü alıp yanıma koydum. Süt içmeyi hiç mi hiç sevmezdi. Sadece jimin içirebiliyordu.

" Jimin şunu da içilebilir misin?"

" Tamam sevgilim."

İlklerde jia istemese de jimin ona "benimle evlenmek istiyorsan bu bardağı bitir. Küçük kızlarla evlenemem." Demişti. Bunun üzerine jia bardağı tek nefeste içip bitirmişti. Siz siz olun küçük kardeşinizi evlenmeden sevgilinizle tanıştırmayın. Yoksa benim gibi mal mal kalırsınız.

🌹🌹🌹

X Anlatımından

Güzel bir gün geçirin bakalım bayan Eun . Bir kaç gün sadece bir kaç gün sonra sizi ağlarken ve acı içinde görmek beni dünyanın en mutlu adamı yapacaktır. Seni minik Eun Ra! Kendini zeki falan mı sanıyorsun? Benden bizden kaçabileceğini mi sandın? Bebeğim benim kim olduğumu öğrendiğin zaman çok çok şaşıracaksın. Tıpkı acınası durumda ölüp giden annen gibi. Atalarımızın bir sözü vardır "güvenme dostuna saman doldurur postuna." Diye. Bu yüzden bebeğim herşey için artık çok geç. Sen çok yanlış bir kişiye güvendin bebeğim!