Turnuva finali için on dakika ara verildiği için lavaboya geçtim. Finalde erkek üniversitesi tıp bölümü öğrencilerinden Jung hoseok ile karşı karşıya geleceğim. İşimi halledip çıkacağım sırada yan tuvaletten atılan ve her hafta gelen beyaz zarflardan bir tane daha geldi. Hızlıca açıp neler saçmalayacağını okumaya başladım.
" Zarflarımı hafife mi alıyorsun küçük fare? Beni hafife alma. Uzak görünüyorum ama sana bir o kadarda yakınım. Geçen hafta cuma günü sevgilin ile ne haltlar yediğini biliyorum. İnleme seslerin kulağımın pasını attı desem yalan olmaz sanırım. Ha bu arada bir kaç fotoğraf gönderiyorum o günün anısına. Benden sana küçük bir hediye. Sevgilerimle han nehri. :-)"
Fotoğraflar çok ve net şekilde çekilmişti. Mektubu yırtıp en küçük parçaya kadar ayırıp çöpe attım. Fotoğrafları da sütyenimin içine sıkıştırdım. Biri görse ikimiz de biterdik. Son anons ile koşarak geri döndüm. Jimin ortalıkta görünmüyordu. Sanırım tuvalette.
" Bay bea jimin'i gördünüz mü?"
" Lavaboya gideceğini söyledi. Birazdan gelir sevgilin merak etme. Yarışmaya odaklan."
Tahmin ettiğim gibi lavaboya gitmişti. İki yarışmacının da yerine geçmesi anons edilince raketimi alıp yürürken soğuk suyumu bitirdim ve bay bea'ya attım.
" Sana güveniyorum tatlım! Yaparsın."
Tatlım kelimesine göz devirdim. Bu adamın nesi var böyle? Jimin haklı olabilir mi? Ya da o saçma sapan mektupları gönderen o muydu? Hayır hayır onda bu kapasite yok. Biraz salak bir eğitimcidir kendisi. Başlayacağımız zaman Jung hoseok 'a doğru ilerledim. Elimi uzattığımda garip bakışlar atsa da elimi elinin arasına sıkıştırdı. Ellerine dikkatlice baktığımda aklıma gönderilen fotoğraflar geldi. Fotoğraflardaki ele çok benziyordu ama sanki o değil. Arkadaşını çağırıp onunda beni selamlamasını istedi. Onunki daha çok benziyordu. Kesinlikle oydu.
" Kim Taehyung. Tanıştığıma memnun oldum bayan küçük fare."
Son sözlerini sarılırken kulağıma doğru fısıldadı. Hoseok ile sarıldığım sırada o da kulağıma eğildi.
" Fotoğrafları beğendin mi? Han nehrinin Küçük faresi."
Han nehri mi? O da kim? Ve bana neden fare diyorlar. Hiç takmayarak yerime geçtim. Başlayacağımız sırada türbinlerde bir kargaşa meydana çıktı. Duyulan silah sesiyle bağırışlar artmış ve herkes biryere koşturmaya başlamıştı. Şaşkınlık ve korkuyla yerimde dururken bay bea'nın seslendiğini yeni duydum.
" Eun Ra hadi kaçalım."
" Jimin! Jimin yok bay bea. Tuvalette olmalı. Onu da alalım."
Arkamı döndüğümde bir silah burnu ile burun buruna geldim. Silahı tutan ele baktığımda bunun az evvelki kim Taehyung olduğunu anladım. Bay bea beni kurtarmak için kolumu çekip ters yönde koşmaya başladı. Patlayan silah ile bay bea'nın yere yığılması bir oldu. Korkuyla olduğum yerde çöktüm.
" Bay bea!"
" Kaç....git."
Ayağa kalkıp çıkışa doğru ilerledim. Karşıma çıkan Jung hoseok yolumu kesti. Arkamdan gelen kim taehyung kafama silahı dayadı.
" Küçük fare nereye böyle?"
" Bırakın lütfen gideyim. Size ne yaptım ben?"
" Kardeşlerinin yaşamasını istiyorsan yürü bizimle."
Kardeşlerim onların elinde mi? Ama nasıl? Kardeşimin olduğunu nerden biliyorlar?
" Tamam. Kardeşlerimi bırakın ben sizinle geleyim."
" Pazarlık mı yapıyorsun bizimle?"
Soğukkanlı olmak her zaman işe yaramaz diyen babam. Şimdi gelsin de görelim onu. Şerefsiz onun yüzünden bütün bu şeyler. Yemin edebilirim ama size bunu kanıtlayamam.
" Yürü!"
Çekiştirerek beni arkalarından sürüklediler. Kafeterya'da bir çok kişi vardı. Hepsinin yüzünden korku akıyordu. Bir köşeye itip hepimizi düzgünce sıraya geçirip oturttular. Hızlıca sayım yaptıktan sonra Jung hoseok kim taehyung'a şöyle dedi;
" 148 kişi elimizde. Han nehrine söyle 148 ve tabiki de bayan Eun Ra'nın da elimizde olduğunu söyle!"
" Tamam. Ahh ağlayacak mısın Eun Ra? Yazık size!"
Herkese bağırırken sinirle yerimden kalkıp Jung hoseok'a koştum. Boğazına sarılırken arkamdan gelen kim taehyung sert bir şekilde çekip yere fırlattı beni. Piç herif! Kim bilir jia ne kadar korkuyordur. Hele ikiz kardeşlerim Dae- ho ve Chin- Ho onları bırakmaları için ne kadar çabalamışlardır. Chin- Ho ise kim bilir jia'yı nasıl sakinleştiriyordur. Şu han nehri denilen herif sert adımlarını hissettirerek içeri geçti. Üzeri tamamen siyahlar içindeydi. siyah cepleri bomba dolu üzerini düzeltip koluna taktığı silahı düzeltti. Bakışlarım yüzünü bulunca tüm umudum ve korkusuzluğum yok oldu. Sen sen nasıl yaparsın böyle şeyi? Kim Taehyung'un arkasında tamamen ezberlediğim yüzünden farklı park jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ Yalancı Sevgilim ~ Park Jimin ~
FanfictionPark jimin Sevgilisinin suçu olmamasına rağmen gözünü intikam bürüyen jimin, Eun-Ra 'nın suçsuz olduğunu öğrendiğinde Pişmanlık duyacak mı? Eun-Ra onu sevmeye devam edecek mi? ///// İzlediğim dizi snowdrop' tan esinlenerek yazdığım bir kurgudur. DEV...