GİRİŞ "FELEĞİN SİLLESİNE GEM VURMAK"

19.9K 831 278
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Acem Kızı, Öldür ya da Sev evreniyle bağlantılı bir kurgudur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Acem Kızı, Öldür ya da Sev evreniyle bağlantılı bir kurgudur.

GİRİŞ: "FELEĞİN SİLLESİNE GEM VURMAK"

-

Darbeden sonraki 7. gün;

Yangının söndüğü ve küllerin gök kubbeyi boyadığı zemheri bir geceydi; Ercüment Karadağlı paltosuna sarıldı, cam kırıklarıyla dolu sokağın bitiş noktasını arşınladı. Havanın kanına işleyen barut kokusu ciğerini yedi ayrı yerden dağlıyordu. Hissediyordu, göğsü yanıyordu. Usturalı bir his canına okuyordu.

"Beklemek," diye fısıldadı, tam bu anda cam kırıklarına bastı, doğan tuz buz sesi sokağın afonisini perişan etti. "Ölürcesine beklemek ama ölmemek, ölmedin diye öldürmek."

Derler ki; Zalimin zulmü varsa ey mazlumun Allah'ı var.

İnsanları görüyordu ve onların cama yansıyan gölgelerini, perdelerin ardında gizleniyorlardı.

Apartman kapısı kırılmış, gri bir binanın beşinci katında yaşayan yaşlı bir adam, mum ışığında okumaya çalıştığı gazetesini katlayarak perdenin kenarından Ercüment'e baktığında, Ercüment o yaşlı adamın korkudan ve aşırı kaygıdan gözbağının körelmiş olduğunu gördü. Gerçekliği ayırt edemeyecek vaziyetteydi. Onun varlığına inanmıyordu. Kaş çatarak, içinden, "Sokağa çıkma yasağını çiğneyen bu adam da kim," diyordu. Kafasını iki yana sallayarak içeriye, inzivaya çekiliyordu. Ve kısık, hastalık kusan inleyişiyle fısıldıyordu: "Artık hiçbir Allah'ın kulu, İstanbul'un kalbine sızan elem dolu azabı söküp alamaz."

Ercüment Karadağlı, yürüyordu. Bir bilinmezliğe, bilinmezliğin sonundaki intikama, intikamdan gelecek olan mahpusluğa; hınçla yürüyordu. Yağmur bulutları toplanıyordu göğün karanlık bağrında ve sis, pusuyordu şehrin alacalığına. Bir çocuk bağırarak, "Anne karnım aç," diye ağlıyordu. Gecenin ışıksızlığında gözyaşlarını gizleyen kadın, "Dayan oğlum," diye sızlanıyordu. "Dayan, geçecek bu zor günler, dayan kurban olduğum."

ACEM KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin