22. Bölüm

1K 79 42
                                    

22. Bölüm

Harry, sweatshirt'ünün kolunu çekiş-
tirerek, Draco'ya baktı.

Tamam, bu kadar stresli olması normal değildi. Sadece ondan kendisini aritmasi dersine çalıştırmasını isteyecekti.

Abartıcak bir şey kesinlikle yoktu.

"Harry, bu kadar önemli ne söyleye-
ceksin acaba? Yaklaşık on dakikadır ağzını bile açmıyorsun ve beni buraya öylece durmak için çağırmadığına eminim."

"Beni aritmasi dersine çalıştırır mısın?"

Draco, "Evet, çalıştırırım. Ama sen niye iki saattir bunu söylemek için bu kadar kıvranıyorsun ki." deyip güldü.

Harry hafifçe gülümseyip, omuz silkti.

Hayır, kesinlikle Draco'ya hayran hayran bakmamalıydı.

"Takılmak ister misin?" diye sordu yeşil gözlü oğlan.

Draco gülümsedi. "Olur."

Harry, "Hadi gidelim." diyerek merdivenlere doğru ilerlemeye başladı.

"Nereye gidiyoruz? Napıyoruz?"

Harry duraksadı.

"Hiç bir fikrim yok."

Harry bunu der demez ikiside salak gibi merdivenin başında gülmeye başladı.

Gülmelerini dinince Harry, yüzünden düşürmediği gülümsemesi ile "Ama illaki yapacak bir şey buluruz." dedi.

&&&

"Yapacak bir şey buluruz derken, gizlice hogsmeade gideceğimizi kast ettiğini düşünmemiştim."

Harry güldü. "Aslında bende."

Görünmezlik pelerinini cübbesinin içine sakladı. Ve refleks(!) olarak Draco'nun elini tutup, yürümeye başladı. Draco birleşmiş ellerine bakıp sırıttı ama hiçbir şey demedi.

"Ne yapmak istersin?"

Draco, mavi-gri gözlerini etrafı izleyerek kendisine soru soran Harry'e çevirdi.

"Bilmem. Senin yapmak istediğin bir şey var mı?"

"Hadi kitapçıya gidelim." dedi Harry.

"Bana uyar."

'Seninle olduğum sürece...' diye iç geçirdi sarışın oğlan.

Kitapçıya girdiklerinde Harry tarih kitaplarının olduğu tarafa yönelmişken Draco telefonuna bildirim geldiğini hissetti. Harry dönüp duraksayan Draco'ya sorgularcasına baktı.

"Sen kitaplara bak. Ben geliyorum."

Harry, tebessüm edip başını salladı. Draco bildirime lanet okuyarak telefonu açtı. Tabiki gruptan gelmişti.

Slytherin Crew

Pansy: Lannn

Pansy: Mione'mden ses seda yok. :(

Theo: Nasıl ya

Blaise: Oğlum kıza zaman versene.

Pansy: Verdim zaten.

Blaise: Senin zaman anlayışını...

Pansy: Sus be

Pansy: Draco nerede ya?

Pansy: Dragonnnnnnn

Draco: Ne var Pansy?

Pansy: En yakın arkadaşın olarak burada acı çekiyorum.

Pansy: Sen nerdesin?

Theo: En yakın arkadaş derken?

Terence: Kavgaaaaaa

Draco: Terens kurban olayım sus.

Draco: Pansy iki dakika dur ya.

Draco: Harry'leyim.

Astoria: Ooooooo

Astoria: Draco noluyoruzzzzz

Pansy: Ayh noluyo noluyo

Draco: Şimdi durun gelince konuşuruz.

Harry, telefonu kapatan Draco'ya dönüp:
"Kaymak birası içmeye gidelim mi?" dedi.

Draco oğlana gülümseyip, "Olur. Hadi gidelim." dedi.

&&&

Harry, Draco kaymak biralarını almaya giderken telefonunu eline alıp gruba gelen mesajları okumaya başladı.

Team Gryffindor

Hermione: Ben galiba Pansy'e vuruldum.

Ron: Ne-

Ginny: SHİP

Dean: +1

Harry: Bunu zaten bilmiyor muyduk?

Harry: Aranızdaki tek akıllı benim gerçekten.

Hermione: Hey!

Harry: Üzgünüm Herm.

Harry: Ama Pansy'e aşık olduğunu fark etmen bu kadar uzun sürmemeliydi...

Harry: Kaç gün oldu?

Harry: 2?

Harry: 3?

Harry: 4?

Neville: Eh, Harry haksız sayılmaz...

Neville: Sanırım.

Ron: Eeee?

Ron: Ne yapacaksın?

Hermione: Gidip Pansy'e açılacağım.

Ginny: SHİP

Seamus: ++

Harry: Sonunda.

×××

Sizi seviyoreeee<3


























𝐈 𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐘𝐨𝐮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin