Taşlar Oturuyor

83 10 0
                                    

İnsan zamanla o kadar değişiyor ki zamanında yaptığı hataları yıllar sonra farkedebiliyor ancak. Ama hata da olsa acıda olsa o yaşanmışlıklar o kadar özleniyor ki şimdi...
Onuncu sınıf o kadar güzeldi ki, herşey hayat o kadar yolunda gidiyordu ki..
Zamanın geçmeye devam ettiğini unutmuştuk...
O kavgadan sonra Fatih Abiyle daha çok zaman geçirir olmuştuk. O bana insanları nasıl okuyabileceğimi öğretiyor, insanların zaaflarını nasıl görebileceğimi anlatıyor ve " gözlerinden ayırmayıp konuştuğun zaman, onları dilinle yerden yere vurduğun zaman, senin onları tanıdığını hissettikleri o an, o zaman gözleri en zayıf noktalarına zaaflarına kayacaktır. Ve zaafını elinde tuttuğun adamı yunus kullanırsın" diyordu. Aliyle dolana dolana sigarayada başlamıştım asla içmem dediğim. Zaten Fatih Abi dersleri tenefüslerde sigara içerken veriyordu. Hepimizle ayrı ayrı konuşuyor hepimizi farklı insanlar haline getiriyordu zamanla ama onun yaptığı şey bizi bi arada tutuyordu zamanla Aliden ve Arabacıdan ayrı düşünemez oluyordum kendimi. Gerçi zaten artık hiç ayrı gezmiyorduk. İlk başlarda haftada bir gün abilere diye evden izin alıp dışarda gezmeye başladık geceleri, sonra bu haftada iki üç güne çıktı. Arabacı...
Ben hayatımda onun kadar bira içebileni görmedim. Geceleri durmadan içiyordu, bense "sigara neysede asla alkol almam diye geçiriyordum içimden" ki öylede yapıyordum. Arabacı, Ali ve ben, küçük dünyamızda birbirini tamamlayan kardeşten öte insanlardık. Fatih Abi, Arabacıya bu grubun çamura basan ayakları olmayı öğretiyordu. O görevini fazlasıyla yerine getiriyordu onun ismini duyan artık bi geri adım atıyordu. Aliye ise, düşünmeyi bu grup için düşünmeyi beyin olmayı duyguları olmadan hareket etmeyi öğretiyodu ki Ali aşk nedir bilmeyen hiç bişeye bağlanamayan bizden baskası için kılını kıpırdatmayan bi adam oluyordu yavaş yavaş. Ve ben; yunus okulda kendinden küçükler ve ya yaşıtlarından oluşmuş bi grubu etkilemiş konuşmasıyla herkesi herşeye ikna edebilen birine dönüşmüştüm. Fatih abi bana sen bu grubun gövdesi ve dilisin diyordu..
Artık yavaş yavaş kendi işlerimizi kendimiz halleder de olmuştuk. Bi çarşamba sabahı okula geldik yine gece dışarda kalmıştık sabah uykusuz uykusuz geldik okula, ara sokağın birinde sigara içtik, okulun kapısından girdik. Fatih abinin yanında uzun boylu, esmer, hafif kambur duruşlu, kolları uzun, şık giyimli bi çocuk duruyordu. Bayada samimiydiler. Gittik Fatih Abiye doğru yürüdük, selam verdik, Fatih Abi "gencler bu Furkan, Hekimoğlundan geldi" dedi sonra bizi tanıttı.herkes okula girerken geldi koluma girdi Fatih Abi. "Yusuf Furkan bizden olacak.Onunla sen konuş bi kaynaş, sonra Aliyle Arabacıyı ikna et" dedi. Furkana kanım ısınmıştı. Okula geleli bi kaç saat olmuştu ama okulun kızları Furkana laf atmaya başlamışlardı bile. Öğle arası Furkanla yedik yemeği, sağlam birine benziyordu ama kimseyi takmayanda bi tavrı vardı.
Furkanla sık vakit geçirmeye başladım bi kaç kişiyi döverkende onuda kattım mevzuya. Aligilede konu aralarında ondan bahseder olmuştum. Fatih abide sık sık onu soruyor onun hakkında sizin grubun yumruğu olacağını düşünüyorum diyordu. Kii Furkan çok sağlam kavga ediyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 23, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LİVİNG İN THE PASTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin