Zaman hızla akıp giderken bizde büyüyorduk Ali ve ben iki kişilik bi ekiptik biz ama küçük işlerdi bizim ki.
10. Sınıf başladığında herşey daha farklıydı. Ben sözel seçtim ders olarak Aliyse babasından dolayı eşit ağırlık devam etti. Ayrı sınıflardaydık ama her tenefüs Alinin sınıfındaydım. Çok daha hareketliydik artık, 9. Sınıflara abi olmuştuk sanki biraz, ayrıca Alinn sınıfından Arabacıyla samimi olmuştuk. Bi yandandan okulun yanındaki çay ocağında tanıştığımız okulun reisi diye bilinen Fatih Abi de bizimle çok ilgilenir olmuştu. O 12. Sınıftı ama bizimle sık vakit geçiriyordu, bize kitaplar variyor Arabacıyla birebir konuşuyor, Aliye zor durumlarda sakin kalması gerektiğini söylüyordu , bana ise insanları konusmanla nasıl etkilersin sorusunun cevaplarından bahsediyordu hep... Herhangi bi disiplin olayında ensemizde bitiyor hocalarla iki dakka konuşup sorunu hallediyordu hep.
Fatih abi... İri yarı, esmer sert bakışlı gözler mavi sakallar sık adama güven veren bi bakışa sahipti... Zaman geçtikçe bize alıştıkça daha çok bizimle konuşmaya başlar oldu.
Arabacı ise kızlar arasında da baya ünlü bi çocuktu. Ama onunlayken sanki byle bi yap bozun parçası gibi birbirimizi tamamlıyorduk...
Fatih abi bana insanların gözlerinden onları okumayı öğretmeye başlıyordu, Aliye soğuk kanlı olmayı düşünmeyi öğretiyordu, Arabacıya bu üç kişinin ayakları olmayı çamura girmeyi pislik gibi görünmeyi ögretiyordu. Ama neden yapıyordu bilmiyorduk ama o bana "siz ben siniz 3 ünüz ben siniz" dedi bi kez. Hayat o kadar güzeldi ki o zaman; Fatih Abi, Ali, Arabacı... Derslere girmeyip Fatih abinin anılarını dinliyorduk...
Bi gün sabahtan 3. Tenefüste bi grup geldi haber uçtu içeri tam biz çıkmaya hazırlanıyoruz 3 - 5 kişi, bi baktım Fatih Abi koştur koştur çıkıyor dışarı. Yazıldık peşine hemen çıktı koştu koştu, bam güm bi girdiler ben hayatımda öyle kavga eden bi adam görmiycem bi daha... Gelen grup darmadağn oldu ama bin tehditle gittiler kimse ciddiye almıyodu ama ben Fatih Abinin gözlerinden anlıyordum o çok ciddiydi. Öğle arası oldu çay ocağnda oturduk yemek yedik falan ama Fatih abi hariç herkesin keyfi yerindeydi. Gittim yanına "neyin var abi" dedim. "Görüyorsun demi Yusuf" dedi, sonra " yusuf bu gün beni kollayın" dedi sadece ağzından lafta alamıyordum.
6. Tenefüs bi kalabalık gördük okulun kapısında çok kalabalıklardı. Üst devrelerden Nail, Kaplan, ve biz çıkmaya yeltendik ama çok kalabalıklardı. Fatih abi geldi sonra kimse çıkmayacak dedi sonra döndü kalabalığa " hamza burda değil çok çocuk var, tek tek " diye bağırdı. " çık hadi " diye bi ses geldi. Salsak Fatih Abi tereddüt bile etmeden çıkacaktı. Kalabalık dikkat çekiyodu, onlarca kız cama çıkmış olan biteni izliyordu. Hocalarda farkedip gelmiş bizi izliyorlardı. Sonra kalabalık yeni yapılan yola gittiler sonra geri gelip okul duvarına yaklaştılar. Hamza dedikleri iri yarı biriydi, çok iri hemde, kahverengi deri bi ceketi vardı, sarhoştu sanki. Bağırdı Fatih Abiye "Orospu çocuğusun" diye, çıldırıyordu Fatih Abi ama okulun içinde tüm hocalar toplanmış onu tutuyordu. Onlarda giremiyordu içeri ama. Bi anda yeni yapılan yoldan topladıkları taşlar yağmur gibi okula inmeye başladı, 70-80 kişi taşlıyordu okulu... Okulun camları, bahçedeki arabalar taşlarla kırılıyor çiziliyordu. Fatih Abiyi polisler okulun içine aldılar biz Arabacıyla okun duvarının dibinde kaldık öyle gelen taşlardan bi kaç tane geri attık. Hayatımın en aciz günü diye bağırıyodu içerde Fatih Abi. Biz bişey yapamıyor anlamıyordukta. Sonra Adem diye biri geldi siyah bi arabayla indi arabadan tek başına gitti o kalabalığı dağıtıp geldi "Fatih ya çekil yada yerine sağlam birini bul" dedi ve gitti...
![](https://img.wattpad.com/cover/38003349-288-k346453.jpg)