Koo🐇

560 38 75
                                    

Koo🐇|Koo🐇

Söylemekten bıkmayacağım bir şey olsaydı bu kesinlikle Jungkook'un baş döndürücü bir insan olduğunu söylemek olurdu.

O sakin bir şekilde etrafını izleyip öylece otursa bile bir şekilde insanların dikkatini çekerdi. Toplumumuzun güzellik algısına tam uyan, kusurlarıyla bile güzelliğinden ödün vermeyen biriydi.

Büyük gözleri dikkat çeker, şekilli olan pembe dudakları ona ekstra bir ışıltı katardı. Yırtık kotlarını giyip bembeyaz bacaklarını sergilemeyi de severdi ama bu sevgisi güzelim siyah saçlarını uzatmayı sevmesiyle karşılaştırılamazdı bile.

Gözlem yaptığımda karakteri hakkında birkaç çıkarım yapmış olsam da aslında onu gerçekten tanımaya başladığımda birkaç gözlemle çözülmesine imkan olmadığını anlamıştım. Çok düşünen her şeye ilgi duyan bir kişiliği vardı. Onda keşfettiğim her yeni özelliğiyle ona karşı duyduğum merak artıyordu.

Şu anda da yine beni elinden geldiğince şaşırtmaya devam ediyordu.

Ailemle oturmuş onların bahsettiği her konuya kusursuz bir şekilde uyum sağlaması gerçekten şaşırtıcıydı. Annemlerin hoşuna gittiğini asla reddedemezdim, ikisinin de oldukça hoşuna gidiyordu. Annemin kozmetik markasından birçok ürün hakkında fikir sahibi olması bir yana babamın Gwangju'daki otelleri hakkında bile söyleyeceği bir şeyler vardı.

Kabul etmem gerekiyor ki, Jungkook annemi de babamı da baştan çıkarmıştı. İkisi de sürekli merakla bir şeyler anlatıyor Jungkook fikirlerini söylerken hayran hayran onu dinliyorlardı. Bazen bende sohbete katılıp birkaç fikir versem de çoğunlukla oturduğum yerden Jungkook'u izleyip ara ara resimlerini çekiyordum. Halimden memnun olsam da acıkmış hissettiğim için mutfağa gitmek için ayaklandım. Jungkook'un bakışları hemen bana dönmüş sorgularcasına kaşlarını kaldırmıştı.

"Mutfağa gidiyorum, siz sohbetinize devam edin." diyerek gülümsemiş ve mutfağa doğru gitmiştim. Seemi abla akşam yemeği için hazırlık yaparken gülümseyerek yanına geçip pişmek üzere olan yemeklere baktım.

"Acıktıysan önden bir şeyler hazırlayabilirim tatlım?" diye sorduğunda gülümseyerek tezgahın ucundaki meyve tabağına göz attım.

"Yok yok annemlerle yerim." Gülümseyerek göz ucuyla bana bakmış sonra gözleri hafif bir hınzırlıkla kısılmıştı.

"O genç çocuk kimdi?" diye tatlı tatlı sorduğunda istemsizce bakışlarımı kaçırıp "Arkadaşım" demiştim. Tabaktaki eriklerden bir tane alıp ısırdığımda ekşiliğinden yüzümü buruştursam da yemeye devam ettim.

"Birbirinizi pek de arkadaş olarak görüyor gibi durmuyorsunuz." diyerek kıkırdadığında kaşlarımı hafifçe kaldırarak ona baktım.

"Nasıl yani?" Elindeki tabakları tezgaha bırakıp bana doğru birkaç adım yaklaştı.

"O gözlerini senden ayıramıyor, her dediğini ilgiyle dinliyor ve ne yaparsan merakla izliyor. Sende ona aynı merak ve ilgiyle bakıyorsun. Annenler de sizin bakışlarınızı fark ettikleri için sık sık gülümseyerek sizi izliyorlar."

"Sen içeride bile değilsin nereden gördün tüm bunları?" Şaşkın çıkan sesime gülerken çekmeceyi açıp bir şeyler aramaya başladı.

"Başını döndürüyor olmalı, dikkatini bu kadar dağıtmasına şaşırmadım diyemem." demişti kıkırdayarak. Elimdeki erikten yeni bir ısırık alırken kaşlarımı çattım.

"Hiçte bile, dikkatim dağınık değil benim. Sen kesin sessizce gezdiğin için fark etmemişimdir seni." Seemi abla bu dediğime gülerken çekmeceden birkaç malzeme çıkarmış köşedeki kilere doğru ilerlemişti. Önüme dönüp erikten ısırmaya devam ederken huysuzca omuz silktim.

Scarlett | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin