Pill, Blond Guy And Assistantship

1.1K 75 191
                                    

Pill, Blond Guy And Assistantship| Hap, Sarışın Çocuk Ve Asistanlık

▫️İyi okumalar~▪️

Sabahın hafif esintili havası tenimi okşarken derin nefesler alıyordum. Zihnim acayip doluydu ve bu doluluk ancak akıp giden nehri etrafında neredeyse hiç kimsenin olmayacağı kadar erken bir saatte izlerken boşalacak gibiydi.

Günlerdir kendimde değil gibiydim, sürekli düşünüyordum. Zarar verdiğim kişileri, yattıklarımı, arkadaş çevremi, akrabalarımı ve okuldakileri... Asla bulamıyordum onu. Sesini benzettiğim veya o olabilecek herkesi düşünüyordum ama kimse aklıma gelmiyordu.

Ben kimin canını ölmemi isteyecek kadar çok yakmıştım ki?

Düşünmekten başım ağrıyordu artık ve yaklaşık iki saat sonra dersim vardı. Okula gitmek istemesem de uzun süre dersleri asmaktan hoşlanmıyordum.

Yanıma aldığım ufak sırt çantasını açıp içindeki suyu çıkarırken ayaklandım. Sakin adımlarla yürüyerek arabama ulaştığımda derin bir nefes alıp koltuğuma yerleştim. Torpidoya koyduğum telefonumdan üst üste bildirim gelince bu saatte kimden geldiğini merak ettiğimden gelen bildirimlere baktım. 

2 Kaydedilmemiş numaradan 5 yeni mesaj.

Kaşlarımı çatarak gelen mesajlardan ilkini açtım. 

+82** *** ****:
Kaçıyor musun, yoksa bir sorunun mu var bilmiyorum ama dersleri asma.
06.14

Okulda hakkında bir şeyler dönüyor ama bu konuşulanlar yüzünden gelmiyor olamazsın.
06.45

Bir şey oldu değil mi?
06.47

Bunun kim olduğunu düşünmedim bile.

Tabii ki Jungkook'du.

Taehyung:
Bir şey olmadı, sadece rahatsızdım biraz. Bugün geleceğim.

Ufacık bir yalan içeren mesajı gönderdikten sonra telefonumu tekrar kapattım. Ama anında tekrar gelen bildirimle oflayarak yeniden mesaj kutuma girdim.

Jungkook:
Yalan söylediğini ve okulu çok az asan biri olduğunu biliyorum Taehyung.

Taehyung:
Jungkook, bir şey yok diyorsam aslında kurcalama diyorumdur.

İyi günler.

Birine geçiştirici bir cevap verince onun bunu kurcalaması çok sinir bozucu oluyordu ve bu durumlarda karşımdakini terslemeden duramıyordum. Sinirle telefonu kapatıp elimi direksiyona vurdum. Sinirlerim acayip bozuktu ve en ufak şeye bile katlanamıyordum. Derin nefesler alarak camı açtım ve arabayı çalıştırdım.

Rüzgar yüzüme vurdukça rahatlıyordum ve bu his hayatımın sonuna kadar tatmak isteyeceğim türdendi.

§

Hızlı adımlarla geç kaldığım derse yetişmeye çalışırken nefes nefese kalmıştım. Merdivenler benim için özel bir eziyet gibi gözümde uzadıkça uzuyordu ve ben farkında olmadan duşta geçirdiğim bir saatin ardından 45 dakikalık yola yetişebilmek için kahvaltı bile yapmamıştım ve gelin görün ki, trafik bana götüyle gülmek ister gibi resmen kilitlenmişti. Kalan yolu koşarak geldiğim için başım dönüyordu ve işin en bok tarafı da şuydu ki, disiplin hastası profesörümüz Bay Jeon ile olan dersimize tam olarak 10 dakika gecikmiştim. 

Scarlett | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin