Genç kız kum torbasına bir yumruk daha attığı sırada kapı açıldı. "Carol, Patron seni çağırıyor."
Sadece bir baş sallamayla yetinen Carol kenarda asılı duran havluyla terini sildikten sonra spor salonundan çıktı. Simon'ın odasına adımlarken yanında hissettiği bedene bakma gereği duymadan, o kişinin Alice olduğu bilinciyle yürümeye devam etti.
Anne-babasını hiç tanımamıştı Carol. Simon ona, onu daha bebekken sokakta bulduğunu söylemişti. Carol'a sahip çıkmıştı. Onu kendi kızı gibi büyütürken araya yine de mesafe koymuştu. Carol büyük bir sadakatle bağlıydı Simon'a. Onun dediği her şeyi sorgusuz sualsiz kabul eder ve yapardı.
Yaşadıkları dünyanın bu halde olmasının sebebi bir şeyleri sorgulamamak iken o da sorgulamazdı. Kendisi başkalarının sorgulamamasından şikayetçi olmasına rağmen kendisi de sorgulamıyordu. Belki de en büyük hatası buydu Carol'ın.
Alice de Carol gibi anne-babasını tanımamış, Simon tarafından büyütülmüştü. Carol'la çok yakın olsalar da çoğu zaman aralarında rekabet olurdu.
Aralarında geçen her savaşın kazananı Carol olurdu. Genç kadın namını tüm Miador'a duyurmuştu. Her zaman Yönetim'in yoluna taş koymuş, çoğu planının gerçekleşmemesini sağlamıştı. Bu yüzden Oyunbozan derlerdi ona. Oyunbozan'ın adını veya ıslığını duyan kişi korkudan tir tir titrerdi. Oyunbozan'ın alt edemediği tek bir kişi yoktu. Eninde sonunda avını yakalar, planları çökertir, oyunu bozardı.
Gece Gezenler'in, Yönetim'in ya da halkın korktuğu belli kişiler vardı. Başkan, Patron, Prenses, Oyunbozan ve en önemlisi, asla yakalanmayan Düzenbaz. Bu beş ismi Miador'da duymayan, bilmeyen yoktu. Onlardan korkmayanların ise aklından şüphe edilirdi.
Simon'ın odasına giren Carol kendini köşedeki koltuğa atıp, bacak bacak üstüne atarak koltuğa yayıldı. Onun aksine Alice koltuğa düzgün ve dik bir şekilde oturup ellerini bacaklarının üstünde birleştirdi.
Simon masasının başındaki koltuğa kurulup iki genç kadına baktı. "Size bir görev vereceğim. Daha doğrusu, yalnızca birinize görev vereceğim."
Alice dönüp Carol'a bakarken, Carol gözlerini Simon'dan ayırmadı. "Hanginiz bu görevi daha çok hak ediyorsunuz acaba?" dedi saçları kırlaşmış adam masasının üstüne eğilip.
Alice ve Carol dikkatle Simon'a bakarken Simon masanın üstündeki bardağı havaya fırlattı. Carol Alice'ten önce davranıp silahını çekti ve bardağı vurdu. Patlayarak yüzlerce parçaya ayrılan bardak odanın dört bir yanına saçıldı. Alice dişlerini sıkıp öfkeyle kırık parçalara bakarken Simon "Çıkabilirsin Alice." dedi Carol'a bakarak.
Alice çıktığında beklemeden görevi anlatmaya başladı. "Yönetim'in kayıtlarına girdik. Arwen Hall'a bugün için görev verilmiş. Görevin adı Düzenbaz'ı Yakalamak."
Tek kaşı havalanan Carol duruşunu dikleştirdi. Bu görev ilgisini çekmişti. "Hem Prenses'i, hem de Düzenbaz'ı yakalamanı istiyorum senden."
"Tamamdır."
"Hatta Prenses'i öldürmene izin veriyorum. Natalie Hall'ın masasına kızının kellesini bırakmak güzel olurdu." dedi Simon ve gür sesiyle, odayı dolduran bir kahkaha attı.
Carol daha önce birkaç kişiyi öldürmüştü ancak o kişilerin hepsinin kayıtlara geçmiş suçları vardı. Arwen'in ise Başkan'ın kızı olmak dışında bir suçu yoktu. Daha önce hiç masum birini öldürmemiş olan Carol gergince kafa sallamak ile yetindi.
"Sana güveniyorum Oyunbozan."
Karnına ağrı giren Carol dişlerini sıkarak ayağa kalktı. "Görev bilgilerini gönderirsin Patron." deyip Simon'ın bir şey demesini beklemeden odadan çıktı. Yumruklarını ve dişlerini sıkarak odasına adımladı genç kadın. Bedeninin titremesini durdurmaya ve bunu kimseye hissettirmemeye çalışıyordu. Odaya girdiği an, lavaboya koşup midesindekileri klozete boşalttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düzenbaz, Prenses & Oyunbozan
Science Fiction2351 yılında, yok olmaya yüz tutmuş insanlığın umudu, birbirlerine tamamiyle ters düşen üç kızdan geçiyordu. Başlangıç: 12 Temmuz 2022