9- Kelepçe, Zincir & Pranga

125 3 0
                                    

Garip bir nem ve yosun kokusu...

Tam olarak çözemediği bir ses...

Su damlası?

Hayır, daha farklı. Sanki daha yoğun gibi.

Üstünde gezen bir ağırlık...

Hareket mi ediyor? Sanırım ayakları var.

Bekle..? Ayakları mı?

Bilinci yavaş yavaş yerine gelen Arwen sakince gözlerini açtı. Bulunduğu yer karanlıkta olsa görüşünün bulanık olduğunu anlayabiliyordu. Yavaş yavaş kendine geldikçe ortamdaki metalimsi kan kokusunu da almaya başladı.

Fark ettiği ilk şey, ileride kanlar içinde yatan Oyunbozan'dı. "Carol!"

Fark ettiği ikinci şey, kelepçelenmiş elleri ve o kelepçeleri duvara bağlayan zincirlerdi.

Fark ettiği üçüncü şey ise, üstünde gezinen -yaklaşık otuz santim büyüklüğündeki- sıçanlardı.

Kanalizasyon ve köhne sokaklarda gezinen bu canlıların onlarca yıl içinde radyasyon, çevre kirliliği, teknolojik atıklar ve garipleşen hava koşulları yüzünden mutasyona uğramaları kaçınılmaz olurdu. Bedenleri gibi, dişleri ve tırnakları da kocamandı. Bir insanı rahatlıkla parçalayabilirlerdi. Tam da şu an yaptıkları gibi. Yiyebilmek için Arwen'i parçalamaya çalışıyorlardı ancak kalın zırh onlara engel oluyordu.

Arwen tiz bir çığlık atıp üstündeki sıçanları kenara savurdu. Ayağının dibinde olanı tekmeleyerek uzaklaştırdı. Sıçanlardan biri Arwen'e bakarak tısladı. Arwen başka bir sıçanın Carol'ın üstünde olduğunu ve karın bölgesindeki yaraya ulaşmaya çalıştığını fark edince, kelepçelerin izin verdiği kadarıyla oraya yaklaşıp onu da tekmeledi.

"Collins! Uyan lanet olası! Öleceksin!"

Üstüne atlayan sıçanlardan kurtulmaya çalışırken, ileriden duyduğu atomik silahın ateşlenme sesiyle başını kaldırıp yüzü maskeli kişiye baktı.

"Düzenbaz!?"

Düzenbaz sessizce diğer sıçanları da toza çevirdi. Silahı Arwen'e doğrultulmuş şekilde durunca Arwen istemsiz bir tepki olarak sırtını sertçe duvara yasladı. Düzenbaz doğrudan Arwen'e bakarken silahını indirdi.

Daha sonrasında Arwen'e yaklaştı. Ayaklarını tuttuğunda Arwen hızla kendisini geri çekti. Düzenbaz aynı sakinlikle Arwen'in ayaklarına -bu sefer yalnızca birini tutmak için- uzandı. Arwen diğer ayağıyla kendisini tekmelerken, yerinden birkaç milimetre bile oynamayan Düzenbaz, Arwen'in bir ayağını yere prangaladı. Aynısını yapmak için diğer ayağına uzandığında, tam yüzünün ortasına sert bir tekme yedi. Ani ve sert tekmenin etkisiyle maskesi birkaç saliseliğine kapanıp, aynı hızla geri açıldı.

Çok, çok, çok kısa sürede gördüğü gözleri nereden tanıdığını düşünen Arwen, diğer ayağı da prangalana kadar ayağını serbest bıraktığını fark edememişti. Ayaklarını hareket ettirmeye çalıştı ama biraz bile yerinden oynamadı. Tabii o prangalar yaşadıkları döneme uygun teknolojiye sahip ve ayağını resmen yere çivileyen bir manyetik kuvvete sahip prangalardı.

Düzenbaz ayağa kalkarken "Sen kadınsın." dedi Arwen. Düzenbaz Carol'ın yanına eğilip birkaç saat önce sardığı yarayı kontrol etti.

"Sende cinsiyetçi." Maskeden dolayı boğuk ve tanınmaz olan sese göz devirdi Arwen.

"Ne alaka?"

"Herkes, 'Aman Tanrı'm o çok zeki, asla yakalanmıyor, Yönetim ve Gece Gezenler'i bile alt etti, kesinlikle erkek olmalı' diyor da ondan."

Düzenbaz, Prenses & OyunbozanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin