1

147 15 2
                                    


Yine bir halt yedim ve günlük güneşlik bir kurgu yazayım dedim, bu sefer Stray Kids yazıyorum, haydi bakalım.

İyi okumalar 💫

L.A DODGERS


Seungmin Dodgers'ın en geç ve başarılı vurucularından biriydi ve tam şu an önemli bir maçın ortasındaydılar. Genç adam dizlerini kırmış elindeki sopasını sıkıca kavramıştı. Maçın son vuruşunu başarırsa oyunu kazanacaklardı.

Alnından birkaç damla ter süzülürken omuzlarına binen yükün altında ezilmek için vakti yoktu bile, kulaklarını arkasından gelen taraftarların ve koçun sesine kapattı ve gözlerini atıcıdan bir saniye bile ayırmadı.

Atıcı sonunda elindeki topu fırlattı.

Son sürat ona doğru gelen topu karşılamadan önce ciğerlerine koca bir nefes doldurdu ve nefesini tutarken son sürat ona doğru gelen topa sopasıyla sertçe vurdu. Top sopaya değip de ondan çıktığı anda Seungmin tuttuğu nefesini verdiği gibi koşmaya başladı.

Başarabilirdi, süre dolmadan önce turu tamamlayabilir ve takımını başarıya ulaştırabilirdi. Yapabilirdi.

Bacaklarına biraz daha yüklenerek koşmaya devam etti, son kaleye çok yakındı. Tam bu sırada tribünden en yakın arkadaşının sesini duymuştu, neşeli bir şekilde o ve takımı için tezahürat yapıyordu.

Buydu!

Seungmin'i son kaleye ulaştıran ve oyunu kazandıran şey Chan'ın sesiydi.

Maç son bulurken tüm Dodgers oyuncuları Seungmin'e koşmuş ve büyük bir coşkuyla başarılarını kutluyorlardı, Seungmin koca bir rahatlamayla arkadaşlarına sarıldığında taraftarlarda aynı coşkuyla Seungmin'in adını bağırıyordu.

Bir kişi dışında.

Chan.

Chan yüzünde gururlu bir gülümsemeyle en yakın arkadaşını izliyordu sadece.

Seungmin onu omuzlarına almış olan takım arkadaşlarına onu indirmelerine dair bir şeyler söylerken de Chan sadece kocaman bir gülümsemeyle onu izlemiş ve tüm her şeyin tadını çıkarmıştı. Seungmin sonunda aşağı inebildiğinde kafasındaki kaskı çıkarıp yere bırakmış ve tribüne adımlamıştı.

En ön sırada onu izleyen arkadaşına yaklaşırken yüzünde aptal bir gülümseme vardı, oyunun adrenali hala damarlarındaydı. Tribünü ve sahayı birbirinden ayıran demir çitlere yaslanırken karşısındaki adam da öne doğru eğilmişti.

Bakışları birbirine değdiği anda ikisinin de gözleri dudaklarına yerleşen gülümseme paha biçilmezdi.

"Kim Seungmin! Lütfen tişörtümü imzala!" anın atmosferini bozan ve dalga geçercesine tişörtünü tutan Chan, Seungmin'den koca bir kahkaha kazanmıştı.

"Kes şunu!" göğsü hala derin nefeslerle inip kalkarken uzanıp Chan'ın elini tuttu ve yanına gelmesini istediğini belirtmek adına çekiştirdi.

"Başardın! Bir an çok korktum yetişemeyeceksin diye." Seungmin'in çekiştirmeleri karşılık bulurken Chan önündeki demirlerden güç alıp sahaya atlamıştı, bunun ardından güvenlik görevlileri hemen onu sahadan çıkarmak için harekete geçerken Seungmin ufak bir el hareketiyle onları durdurmuş ve en yakın arkadaşına sıkıca sarılmıştı.

Yorucu bir maçın ardından buna ihtiyacı olduğunu hissetmişti.

"Bana güvenmiyor musun?? Ben her zaman yetişirim" Seungmin kollarını iki yana açarak kocaman gülümsemişti, haklıydı bu zamana kadar oyunlarda hep harika iş çıkarmıştı.

Baseball |ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin