Hange nin düşündüğü gibi Eren i yabancı bir adamın evine götürmesine Carla şiddetle karşı çıkmamıştı. Hatta Eren nin yeni bir arkadaş edinmesi hoşuna bile gitmişti. Annesinden duyduğuna göre Eren nin arkadaş edinme becerileri de Mikasa kadar kötüymüş. Herkesle kavga ediyormuş.
"Eren i parka götürmeyi teklif ettiğinde endişelenmistim. Armin dışında kimseyle anlaşamaz. Yeni bir arkadaş bulması mucize! Adı ne? Nerede oturuyor?"
"Adı Mikasa." demişti Hange. Soyadını bile bilmiyordu. "O da bu mahallede oturuyor. Levi aynı şekilde Mikasa nın da arkadaş edinmekte zorlandığını söyledi. Bu yüzden anlaşmaları hoşuna gitmiş."
"Levi?"
"Mikasa nın kuzeni."
Carla, Hange yi çok şaşırtan bir tepki verdi. "Sakın bana Levi Ackerman dan bahsettiğini söyleme."
Hange ne diyeceğini bilemedi. Levi ın soyadı Ackerman mıydı? Aynı kişiden bahsettiklerini umdu, Carla yı anlıyormuş gibi davranmaya karar verdi. "Siz tanıyor musunuz?"
"Tanımaz olur muyum... Paradis te Ackerman adını bilmeyen kadın yoktur. Herkes imzasını üzerinde taşır. Demek sonunda adaya geri döndü." Carla güldü. Kadının sesindeki cilveli ton Hange yi son derece rahatsız etti. Levi ünlü müydü? Daha doğrusu neden kadınlar arasında ünlüydü? "Öyleyse Eren i götürmeme izin vermezsiniz." herhalde oğlunun öyle bir adamın evinde zaman gecirmesini istemezdi. Oysaki Levi hiç de çapkın birine benzemiyordu. Aksine, fazla soğuktu.
"Bunu nereden çıkardın? Elbette gidebilirsiniz. Eger Mikasa da Levi kadar yetenekliyse Eren için harika bir arkadas olacaktır."
Pekala...
Hange Carla nın ağzından çıkan hiçbir sözcüğü anlamadığı için soru sormayı bıraktı. Çünkü mantık aramaya çalışırsa keçileri kaçıracaktı. Fazla soru sormadan teşekkür edip telefonu kapattı. Levi akşam konum bilgisini atınca Carla dan olumlu cevap aldığını da söyledi.
Ertesi gün ögleden sonra Eren i de alıp Levi ın evine gitti. Gerçekten de uzakta oturmuyordu. Sadece Hange den birkaç solak ileri yaşıyordu. Bu kadar yakın oturup da neden daha önce karşılaşmadıklarını merak etti. Aklına Carla nın adaya geri döndüğünü söylediğini hatırladı. Demek ki bir süredir Paradis te yaşamıyordu.
"Burası park değil." Eren kaşlarını çattı. Onu kandırdığını düşünüyordu. Oysaki Hange annesinin bahsettiğini düşünüp Eren e hiçbir açıklama yapmamıştı. Yeşil gözlü oğlanın montunun içine giren kırmızı kapşonunu düzeltmeye çalışırken "Mikasa ile oynamaya geldik." dedi.
"Burası Mikasa nın evi mi?" dedi Eren şaşkınca. Etrafı merakla inceledi. "Yalancı."
"Yalan mı değil mi görelim o zaman." Hange zile bastı. Levi ın evi de sitedeki tüm evler gibi tek tip, tek renkti. Hatta onun bahçesinde tek bir bahçe aksesuarı bile yoktu. Uzun süre Paradiste olmamasına rağmen çimlerinin bakımlı olması gözünden kaçmamıştı.
Holde patırtılar duyuldu. Birkac saniye sonra kapı sonuna kadar açıldı. Onları kısacık boyuyla Mikasa karşıladı. Siyah saçlı kızın gözleri hemen Eren i buldu. Kara gözleri birden pırıl pırıl oldu. "Hoş geldin Eren!"
"Mikasa!" Eren kandırılmadığını anlayınca sevindi. Hange nin elini bıraktı. Mikasa nın Eren nin atkısını taktığı gözünden kaçmamıştı. Bunu sevimli buldu. Mikasa Eren i elinden tutup içeri çekti. "Gel, sana Levi ın kelebek koleksiyonunu göstereyim."
"Tamam!"
Eren kızı koşa koşa takip edince Hange nin eli ayagı birbirine dolandı. "Eren, bekle! Ayakkabılarını çıkar!" arkasından telaşla bağırdı. Neyseki onlar fazla içeri girmeden önlerini Levi kesti. Oldukları yerde kaldılar. Hange de hemen arkalarından içeri girip Eren i koltuk altlarından yakaladı, kucağına aldı. "Evine bu şekilde izinsiz girdigimiz için kusura bakma. Elini hiç bırakmamalıydım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Sitting [~LEVIHAN~]
FanficEren Jeager, Hange Zoe nin boş zamanlarında bakıcılık yaptığı hareketli bir çocuktu... Hange, Eren nin parkta tanıştığı yeni oyun arkadaşıyla sadece oğlanın değil kendisinin de hayatının kökten değişeceğini keşfedecekti.