"Hange, bu tarafa bak lütfen."
Hange kafasına sağa çevirip boynunu biraz daha dikleştirdi. Elini belinin üzerine koydu. Rose isimli çanta markasının fotoğraf çekimlerine katılma konusunda başta tereddütleri olsa da iyi ki iş teklifini kabul ettiğini düşünüyordu. Cekimlerin bu kadar eğlenceli ve renkli geçeceğini düşünmemişti. Rose daha önce duymadığı bir çanta markasıydı. Renkli ve sıradışı tasarımları vardı. Bu nedenle stüdyo da çantalar kadar renkliydi. Yüzüne ondan fazla kez makyaj yapılmış, ondan fazla kez kıyafet değiştirip çıkarmıştı.
"Harika, hepsi harika!" diye keyifle bağırdı çekim ekibinin başındaki kadın.
Adı Rico Brzenska ydı. Paradis te oldukça ünlü bir fotoğrafçıydı. "Duruşundaki doğallık ve sadelik inanılmaz. Daha önce modellik yapmadığına emin misin Hange?"Hange çekimler uzun sürdüğü için ona laf arasında biraz hikayesinden bahsetmişti. Başını salladı. "Hayır, bu aldığım en büyük iş." Podyumda yürümekten daha iyi yaptığı bir iş varsa o da poz vermekti. Kameralar ona doğru cevrildiğinde bir romanın baş kahramanı, bir piyesin başrolü veya bir orkestranın solisti gibi hissediyordu. Kendini akışa ve çekimin hikayesine kaptırıyordu. Dışarıdan nasıl göründüğünü bilmiyordu ancak hoş görünüyor olmalıydı ki olumlu tepkiler alıyordu.
"Hange nin ilk deneme çekimlerinde bir ışık görmüştüm zaten." dedi Zeke. Onun burada ne yaptığı hakkinda en ufak bir fikri yoktu. Daha sonradan Rico nun stüdyosunda çalıştığını oğrenince her şey mantık kazandı.
"Siz tanışıyor musunuz?" dedi Rico şaşkınca.
"Ah evet, Hange yi ajansta çalışmaya başlamadan önce de taniyordum." dedi Zeke. Kolu iyileşmis gibi görünüyordu. Onu Kenny nin çiftliğinden beri hiç görmemişti. "Küçük kardeşim Erenle ilgilenirdi."
"Öyle mi? On parmağında on marifet Hange. Yine de bir şeyler eksik gibi..." Rico beyaz saçlı kadın dalgın dalgın çenesini kaşıdı. "Renk, ışık, pozlar harika ancak yeterince duygu yok. Rose markası duyguyu çok iyi geçirmeleriyle ünlüdürler. Cekimlerde bunu yansıtamazsak büyük yazık olur."
"Ne yapmalıyım?" dedi Hange.
"Senin yapman gereken bir şey yok hayatım." dedi Rico. Biraz daha düşündükten sonra elini avcuna vurdu. "Sana gereken bir erkek!"
"Ne?" Hange şaşkın şaşkın ona baktı.
"Bize bir model daha gerekiyor." dedi Rico hararetle. Asistanına döndü. "Ajanstan hemen bir erkek model göndermelerini söyle."
"Ama Mrs. Brzenska, bunun için yeterli vakit-"
"Ne diyorsam onu yap!"
Asistan oğlan çaresizce telefonuna yapışıp koşarak stüdyodan çıktı.
"Aslında," Zeke parmağını şıklattı. "Ben yardım edebilirim. Ajansta bu saatte programı dolu olmayan bir modeli nereden bulacaklar?" diye önerdi. Saat akşamın altısıydı. Haklı sayılırdı. "Biliyorsun, daha önce de ufak bir çekime yardım etmiştim. Tecrübesiz sayılmam."
"Hmm, olabilir. Denemekten zarar gelmez." Rico biraz düşündükten sonra omuz silkti ve Hange ye döndü. "Sana uyar mı Hange?"
"Ee... Tabii. Sorun değil." Hange nin içinde kötü bir his yerleşti. Nedense bunun iyi bir fikir olmadığını düşünüyordu ama Zeke üstünü değistirip açık mavi bir takım elbiseyle yanına geldiginde o kadar kötü bir fikir olmadığına karar verdi. Arka tema ve Hange nin yiydiği elbise de mavi tonlarındaydı. Güzel bir uyum oluşmuştu. Rose un beyaz ve mavi çizgili kol cantasını tutarken Zeke de saatle fotoğraf makinesi karşısına geçtiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Sitting [~LEVIHAN~]
FanfictionEren Jeager, Hange Zoe nin boş zamanlarında bakıcılık yaptığı hareketli bir çocuktu... Hange, Eren nin parkta tanıştığı yeni oyun arkadaşıyla sadece oğlanın değil kendisinin de hayatının kökten değişeceğini keşfedecekti.