Sabah erken saatlerde bir kabus yüzünden uyandım. Yanımda duran telefonu alarak saate baktım. Saat 530'du. Kabusumu ne yazık ki hatırlayamıyordum. Fakat yaşadığım eski bir olayla bağlantılı olduğuna emindim. Üzerinde çok fazla düşünmeden yataktan kalktım. Hinata dün geç bir saatte evden çıkmıştı. Koca evde yalnızdım. Aşağıya inip dolaptan bir tane soda aldım. Soğuk be asitli olunca hafif kendime getirmişti beni. Seda'yı bitirdiğimde yavaşça kapının önünde duran bilgisayar çantamı aldım. İçinden dosyayı çıkartarak oturdum. Dosyayı açmadan önce yavaşça kapağına göz gezdirdim. Dünden beri dosyanın içindeki bilgilere odaklanmıştım. Sadece dış kabına hiç bakmamıştım.
Sessizce eli üzerinde gezdirdim kapağın. Dosyanın kapağı bir eskimiş gibiydi. Kaç kişi bu davayı alıp geri bıraktıysa üzerindeki imzalar iyice birbirine girmişti. Dosyayı yavaşça çevirdim. Arka tarafını incelerken gözüme bir yazı takıldı. Bu kesinlikle birisi tarafından yazılmıştı. Gri kabı yavaşça yakınlaştırarak üzerindeki yazıyı okumaya çalıştım. Yazı hafif silinmiş ve çok birbirine girmişti. Önünde ne yazdığını anlamadım. Fakat arkasındaki yazıyı okuyabilmiştim. Orada bir numara yazıyordu. Bir telefon numarası. Bunu gördüğümde hemen telefonuma kaydettim. Numarayı arayacağım sırada aklıma daha çok erken olduğu geldi sessizce telefonu bıraktım. Ve dosyaya dönerek onun önündeki yazıyo okumaya çalıştım. Yarım saat dosyayla bakıldıktan sonra yararının olmadığını fark ettim (ne kadar geç olsa da)
Yavaşça yukarı çıkıp hazırlandım. Üzerime kısa kollu bir bluz altıma da siyah bir kot geçirdim. Planım olay yerine gitmekti. Telefonumu alıp evden çıktım. Yavaşça caddeye doğru yürüdüm. Caddeye geldiğimde aklımda o numaranın kime ait olduğu dolanıyordu. Telefonumu açıp bir taksi çağırdım. Taksi beklediğimden hızlı gelmişti. Tam o sırada aklıma sabahın 6.30'unda olduğum geldi gülerek taksiye bindim gitmek istediğim yeri söyledim. Oraya doğru yola koyuldum. Olay yerini biraz uzağında taksiyi durdurdum. Parayı telefonumdaki bir uygulama üzerinden ödeyerek oradan ayrıldım. Fabrikanın önüne vardığımda kapının açık olduğunu fark ettim. Bından işkillenmiştim. İçeriye girerek kapıyı arkamdan kapattım. İçerisi dışarıdan gelen Hafif bir ışıkla aydınlatılmıştı. İçeriye gözüm alıştığında yavaş
hareketlerle etrafı taradım. Olağan dışı birleşe rastlamayınca yavaş yavaş yürümeye başladım. Olay mahallinde kimin nerede öldüğü beyaz çizgilerle gösterilmişti. Bu yüzden yavaşça beyaz çizgilerin yanına gittim ve ölen kişilerin adlarına baktım bir Umur bir şey çıkar diye. Ama hiçbir şey çıkmamıştı. Tam o sırada kapı gıcırdamasıyla irkildim tam arkama döneceğim sırada ensemde bir soğukluk hissettim. Bunun bir tabanca olduğu açıkça belliydi. Ben kendime gelmeye çalışırken arkamdaki çocuk konuşmaya başladı
"Burada ne arıyorsun."
Cevap alamayınca silahı kafama tutarak beni önüme döndürdü. Ceplerimi karıştırıp telefonu aldı. O bunları yaparken bende genci inceliyordum. Kızıl saçlarını arkadan salaş bir at kuyruğu yapmış üstüne de bir tane şapka takmıştı. Normalden kısaydı fakat yine de benden uzundu. Üstünde eski tarz bir takım vardı. Mavi gözlerinde ki sadist parıltı belli olmasa adama masum bile diyebilirdim. Telefonumu kurcaladıktan sonra sırıtıp dava ile ilgili panoyu gösterdi bana. Ardından sırıtmasın soldurarak konuştu.
"Yeni bir siktiğimin avukatına ihtiyacımız yoktu. Davanın geçmişine baktığında zaten çözülmeyeceğim anlamalıydın bok kafalı. Neyse artık suç mahallinde önceki avukat gibi can vereceksin. Ne kadar öncekini ben öldürmesemde bu sefer bu şeref bana ait olacak" diyerek son cümlesiyle beraber sırıtışını yüzüne geri yerleştirdi. Silahı daha dik tutarak kafama nişan aldı. Bunun üzerine gözlerimi kapatarak 10'a kadar saymaya başladım.
10
Genç
"Son duanı mı ediyorsun? Zavallı güçsüz olduğun için bu haldesin. Güç insanı bu hale getiriyor. Fare ve kedi ilişkisi gibi"
9
"Beni öldürmek mi zorundasın"dedim hafif tırsmış gibi.
"Evet" diye cevap verdi
8
"Korkuyorum" dedim dudaklarımı titretirken
7
"Kimseyi senin gibi acınası görmemiştim sikik şey"
6
"Tamam."
5
"Lütfen Acı bana"
4
"Hayır emirler böyle"
3
"ÖLMEK İSTEMİYORUM"
2
"Üzgünüm"
1
Tetik çekildi
0 BAM
Silahın ateşlenmediğini gören chuuya şaşkın bir şekilde silaha bakarken ben gülerek konuştum.
"Durumlar tersine düştü ha?"
Silahın içinden kurşunu elimle gülerek çıkardım.
Ellerimin duruşunu göstererek konuştum. (Doktor strength tarzı)
"Demek suçlu ayağıma geldi o zaman ona göre oynamalıyım ki eğlenebileyim"
Chuuya'nın yüzündeki sırıtış artarak konuştu
"Seni"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bungou Stray Dogs x Reader
Teen Fiction"Bu kadar ileri gidemezsin" Dedi elimdeki silaha korkarak bakarken. Silahın namlusunu başıma döndürürken konuştum. "Emin misin?" Diğerlerinin arkadaki konuşmalarını, yalvarmalarını duymamazlıktan geliyordum. Bunu yapmak zorundayım değil mi? Yoksa...