Mori gülerek konuştu.
-Y/n'miz sonunda kabul etti. Çok mutlu oldum buna. Dazai'a haber ver.
Son cümleyi arkadaki bir korumaya söylemişti. Ben o sırada ellerimdeki kelepçeyi havaya kaldırdım.
-Çok rahatsız. Çıkarsak?
Mori başını salladı. Bir korumayı çağırıp elimdeki kelepçeyi açtırdı. Ellerindeki ağırlığın gitmesiyle bileklerimi ovaladım. Ve gücümü aktive ettim. Karşıdaki bitki hareketlenince sıkıntı olmadığını anladım. Sandalyeden kalktım ve Chuuya'nın yanına gittim. Göz kırparak konuşmaya başladım.
-artık yüzümü görmezsin diye düşünüyorum bir süre.
Yanına gidip hafifçe ayağımın ucuna yükseldim ve konuştum.
-Bunun üzüntüsüne bir şişe daha patlatırsın sanırsam.
Gülerek yanından geçip mori sanın gittiği yolu takip ettim. Adamın keyfi pek bir yerinde olunca İki kadeh şampanya alıp odasının kapısını açarak beni buyur etti. İçeri girerken bir kadehini hızlıca çalıp gülümsedim. Bu hareketlerle kesinlikle onu etkiliyordum. Başkanı etkilemem de iyi olurdu sanırsam? Değil mi?
Mori hemen söze geçti.
-Az sonra ortaklarını çağıracağım. Sizin grubunuzdan çok ümitliyim.
Diyerek masasına gitti. Masasındaki belgelere basıp şampanyasını yudumlarken. Ben de dışarıya baktım ve şampanyayı içmeye başladım.
Camlar siyaha boyanmış gibiydi. Dışarısı hafif karanlıktı. Ama arabaların çokluğuna bakarsak gece saatiydi. Moriye bakarak sordum.
-Ben geleli kaç gün oldu??
Hemen cevap verdi
-Yaklaşık 2 gün
HASİKTİR!?
Benim gözlerimin korkuyla açılmasını fark ettiğinde hemen sordu.
-Bir sıkıntı mı var Y/n-chan?
-Hayır. Hayır yok.
Ben bunları derken yavaşça önüme döndüm. Ve tekrar konuştum.
-Dark Shadow adlı mafya grubunu biliyor musunuz??
Morinin şaşırmış bir şekilde bana baktığına emindim. Hemen soruma cevap vermek yerine biraz düşündü. Büyük ihtimalle bu bilgiyi nereden bildiğimi sorguluyordu. Dark shadow gizli bir örgüt gibiydi. İhtiyacı olanın yanındaydı ama fazla malzeme vermezdi. Ve bu işlerin sonunda olan hep karşı tarafa olurdu. Güçlü bir örgüttü. Tabi abilerim olmazsa bir hiçti. Mori omunda soruma cevap verdi.
-Evet. İyi bir örgüttür. Bize yardımcısı olmuşluğu var.
Bunun üzerine hemen sorumu yapıştırdım.
-Size düşman olsa ne olurdu?
Abilerimin ne kadar hırslı olduğunu biliyordum. Bu benim kararım da olsa liman mafyasını bu yüzden mahvedebilirlerdi. Morinin gözleri sorduğum şeyle iyice açılmıştı. Tek dediği şuydu.
-Ne demek istiyorsun?
Gülümsedim. Ve konuştum gözlerinin içine bakarak
-Hiç sadece bir varsayımda bulundum. Neyse ekibim nerede kaldıııı?
Diyip iç çektim. Konu değişikliği şu an ortamın havasının yumuşatırdı. Zaten ben konuyu değiştirdiğim anda kapı açıldı. Bir dakika. HAYIR. SAÇMALAMA. CHUUYA VE DAZAİ MI????????!!!!!!
-Siktir.
-Siktir.
Chuuya'nın ve ben aynı anda ettiğimiz küfürle birbirimize baktık. Ben sırıtırken chuuya mori ye nakış isyanda bulundu.
-BEN HAYATTA KABUL ETMEM BU KIZI. KENDİSİ ZATEN ORUSPUNUN ÖNDE GİDENİ
Eğleniyordum. Ama son söylediği sinir bozucuydu.
-HAAA ORUSPU MU??? KENDİNE BAK. SABAHTAN BERİ DAZAİ İLE DOLAŞIP İÇEN BEN DEĞİLİM.
Son söylediğimde sinirlendi.
-Ne dedin sen?
Bunu derken etrafında kuramızı bir çizgi belirmeye başladı. Etraf birbirine girerken ben hala gülümseyerek bakmıyordum. O sırada Dazai bey teşrif edip onun bileğini tuttu ve konuştu.
-Y/n-chan ile iş yapmak büyük zevk.
O sırada çoktan önüme geçmiş elimi ellerinin arasına alıp eğilmişti. Hemen elimi çekip burnunu tutarak onu doğrulttum.
-Yavaş olun beyefendi. Çok hızlısınız.
-Ah~ Y/n-chan teklifim hala geçerli. Mutlaka beraber intihar etmeliyiz.
-ben ne demiştim? Önce sen ederesin intihar etmeyi. başarırsan ben de yaparım. Kesinleştiririz.
Bunu dediğimde Dazai sırıtarak moriye döndü. Aynı şekilde çok sağolsun beni de belimden tutarak sürükledi. Mori bu halimize kıkırdarken biz hala chuuya ile bakışıyorduk. O beni tehdit ederken ben ona gülümsüyordum. Tanrım gıcık etmek için doğmuşum bu sorada mori konuştu.
-bugünlük y/n'nin katılması şerefine dinlenin yarın görevinizi vereceğim.
Bunun üzerine odadan çıktık. Dazai hala belimi bırakmamıştı. Chuuya bana döndü ve gözlerini kısarak konuştu.
-Avukat ağzımı bozdurma. Düzgün bir şekilde görevleri yapıcaz sadece anlaşmamız umrumda değil. ben gidiyorum siz ne halt ediyorsanız edin.
Bunu duyduğumda istemsizce gülüp dazai'ın kolundan kurtuldum. Biraz hızlıca yürüyüp chuuya ya yetiştim. Kulağına yaklaşıp konuştum.
-Emin ol iyi anlaşacağız. Sana sorun çıkarmaktan çok yardımcın olmak görevim.
Bunları derken şapkasını çalıp kaçtım. O bana doğru gelirken çoktan dazai'ın arkasına kaçmıştım. Dazai zorla şapkayı akıp chuuya'ya fırlattı. Sinirim bozulmuştu.
Dazai dalga geçerek şapkayı verirken ben etrafı dolaşma kararı almıştım. Onlara çaktırmadan kaçtıktan sonra alt katlara inme kararı verdim. En alt kattan başlayıp etrafı gezecektim. Bodruma geldiğimde etrafı incelemek için yavaş yavaş yürümeye başladım. Etraf sessizdi taki birkaç nefes duyana kadar. Gücümü etkinleştiril yavaşça nefes sesine doğru yöneldim. Saklanarak baktığımda sadece birisinin çalıştığını gördüm. Siyah ve uçları beyaz saçlı biriydi. Yorgun olduğu her halinden belliydi. Ben onu incelerken bir anda yanımdan geçen kuramızı bir şeyle dona kaldım.
-Sende kimsin?
Arkadaşlar yardıma ihtiyacım var o yüzden size birkaç soru soracağım.
1)Kitabın ana shipini normalde Dazai x reader yapmayı planlıyordum. Ama chuuya da olunca arada kaldım? Siz ana sahip olarak hangi shipi istersiniz?
2)İleride biraz daha aksiyon ekleyeceğim ama şunu sormak istiyorum yan shipleri ekleyeyim mi?
Bu ili sorunun cevaplarına göre devam edeceğim. Çünkü şu an hikaye akışında bir tıkanıklık yaşıyorum. Yardımcı olursanız çok sevinirim.
Lütfen oy atmayı unutmayın.
Umarım seversiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bungou Stray Dogs x Reader
Teen Fiction"Bu kadar ileri gidemezsin" Dedi elimdeki silaha korkarak bakarken. Silahın namlusunu başıma döndürürken konuştum. "Emin misin?" Diğerlerinin arkadaki konuşmalarını, yalvarmalarını duymamazlıktan geliyordum. Bunu yapmak zorundayım değil mi? Yoksa...