kingdom, hyunin. ✓

three, mom i found my prince.

"Oğlum bak, bu prenses çok iyi birisi-" Kraliçe Yang yine oğluna evlenmesi için birilerini bulmaya çalışıyordu.

"Anne, ben evleneceğim kişiyi buldum." Kadın böyle bir şeyi beklemediği için şokla gözleri büyüdü. Oğlu bunca zamandır kendisinin seçtiği kişileri reddetmişti.

"Kim?" Kraliçe Yang merakla sordu. Umuyordu ki bulduğu kişi soylu birisiydi.

"Anne daha çok yeni..."

"Söyle oğlum hemen ailesine mektup gönderelim." Annesi bu evlilik işi için o kadar aceleciydi ki bıkkınlıkla nefes verdi.

"Prens Hwang Hyunjin."

"Aman tanrım! Neden daha önce aklıma gelmedi... O güzel prens herkesin dilinde! Sana çok güzel eş olacaktır. Hemen ailesine mektup yazayım." Kadın heyecanla gülümsedi ve oturduğu yerden kalktı.

"Anne, bırak ben ilgileneyim." Annesi biraz üzülse de kafa salladı. Ardından saraya doğru yanındaki hizmetçileri ile yürüdü. Madem ailesine düğün haberi vermiyordu. O zaman Hwang ailesini yemeğe çağırırdı.

Kraliçe Yang'ın gitmesiyle Prens Jeongin bahçede yalnız kaldı. Bunu gören asker Changbin prensin yanına oturdu.

"Az önce bir şeyler duydum prens. Evleniyor musunuz?" Changbin merakla sordu. Jeongin ile yakınlardı bu yüzden onunla konuşmak zor değildi.

"Umarım ki, evet. Sonunda kendime göre birisi bulduğumu hissediyorum."

"Peki o kişi kim?"

"Prens Hyunjin." Changbin şaşırarak baktı. Şöyle bir düşündüğünde ikisinin gerçekten yakışacağına karar vermişti.

×××

"Prens Hyunjin!" Jisung koşarak Prensin yanına geldi. Nefes nefese kalmıştı. Durup biraz soluklandı.

"Kral, Kraliçe ve siz Yang krallığına gidecekmişsiniz. Bir an önce hazırlanmalısınız. Size yardımcı olayım." Hyunjin kafası karışmış bir şekilde baktı. Bu yolculuk nereden çıkmıştı şimdi?

"Abim?"

"Veliaht prens in-yeop gelmeyecekmiş, kraliçe Yang onu çağırmamış sadece üçünüzün adı var." Hyunjin abisinin gelmeyecek olmasına şaşırdı. Genelde çağırılmayacak birisi varsa prens Hyunjin o kişi olurdu. Sevinmeden de edemedi ilk defa abisi yerine onu çağırmışlardı. Bu biraz tuhaf geldi.

"Peki neden gidiyoruz?" Jisung duyduğu şeyleri söyleyip söylememek arasında kaldı. Kral ve Kraliçe Hwang evlilikten bahsediyordu.

"Prensim," biraz durup cümlelerini toparlamaya çalıştı. Uzun yıllardır Hyunjin'e hizmet ediyordu ona sadık kalacak ve söyleyecekti. "bunu size söylememeliyim ama kral ve kraliçe evlilikten bahsediyordu..."

"Ne?" Hyunjin ne diyeceğini bilemedi. İlk defa birilerinin onu önemsediğini düşünmüştü. Ancak sonu evliliğe çıkmıştı. Üzgünce kafasını eğdi. Yine hiçbir şey istediği gibi gitmiyordu.

"Efendim üzülmeyin prens Jeongin mükemmel birisidir." Jisung biraz olsun teselli vermeye çalıştı. Daha önce Veliaht Jeongin'i görmüştü ve gerçekten harika birisi olduğunu düşünüyordu.

"Prens Jeongin?" Birkaç gün önce tanıştığı tüccarın adı da Jeongin idi. Prens Jeongin yerine Tüccar Jeongin'i görmek isterdi. Onun hediye ettiği pembe ortancalar odasının en güzel köşesindeydi.

"Evet eğer isterseniz bir çizimini bulabilirim." Hyunjin kafa salladı ve yanına almak için eşyalarını hazırlamaya başladı. Jisung odadan çıkmak için kapıya doğru yürürken Hyunjin ona seslendi.

"Benimle Yang krallığına gelebilir misin? Tek başıma gitmek istemiyorum... Minho da gelirse sevinirim." Jisung her seferinde kendisi için Minho'yu da yanında götürmesini seviyordu. Hyunjin gerçekten Jisung'u önemsiyordu.

"Tabii ki prensim. Ben gidip Veliaht Jeongin'in çizimini bulayım."

Yalnız kalmasıyla üzgünce gülümsedi. Evlenip aile kurmak çok fazla sorumluluk demekti. O eğlenmek, gezmek istiyordu.

Eşyalarını çantasına zar zor sığdırdı. Jisung elindeki birkaç kağıtla odaya girdi. Kağıtları prensin eline uzattı.

Hyunjin kağıtlardaki yüze bakarken çok şaşırdı. Bu prens Jeongin miydi? Dün ona çiçek alan kişiye çok benziyordu. Biraz daha inceledikten sonra fark etti ki aslında Jeongin tüccar değil bir prensti. Hem de yakında ülkesinin başına geçecek bir prens.

"Bu.. bu bana dün çiçek alan adam." Hyunjin sonunda şoku atlatıp konuştuğunda Jisung'un gözleri büyüdü.

"Emin misiniz prensim?" Hyunjin kafasını salladığında Jisung pembe ortancalara döndü. Hyunjin de Jisung'un dün dediği şeyi hatırlayınca anladı ki bu bir tesadüf değildi.

Pembe ortancalar evlilik anlamına gelirdi.

Hyunjin artık yolculuk için üzgün değil meraklıydı. Ona neden bir tüccar olduğunu söylemişti merak ediyordu.

-Jae