5. Bölüm: "KRALLIKLAR ve TILSIMLI RÜYA."

10 2 0
                                    

Merhaba melekleriiim biz geldiiik! Arayı fazla açmadan burada olduğum için çok mutluyum^^ Medyada Vişne Ağacı için hazırladığım trailer var. Bölüme geçmeden izleyebilirsiniz. Oy verip yorum yapmayı unutmayın, kendinizi belli edin azıcık :b 300 kusür kişilik bir ailemiz var, herkesin bize katılmasını çok istiyorum.

Umarım bu bölümde hayaletlerde kendini belli ederler. Sizi seviyorum.

Sıccacık okumalar!

Vişne Ağacı

5.BÖLÜM: "KRALLIKLAR ve TILSIMLI RÜYA."

"Gece gördüğün her rüyaya kulak asma küçük kız; çünkü eğer kabus görürsen, onu ona yormak zorunda kalmak senin güzel rüyanı kıyametine çevirir."

Jaymes Young - What Is Love

SYML - Where's My Love

The Neighbourhood - Baby Came Home

CARYS - Princesses Don't Cry

    Tılsımlı bir rüya ve filizlenen krallık.

    Hiçbir zaman yok olmasını istemeyeceğim bir krallık.

    Hayır istediğim bu değil, gerçekleşmesini istediğim bir rüya; tam olarak bu. Ne eksik ne fazla. Ne aşk ne de başka bir şey, ben bu zamana dek ektiğim huzuru istiyorum.

   

  Bir keresinde babam ben çok küçükken anneme nasıl aşık olduğunu anlatmıştı. Evimizin pencerelerinden dolan güneş ışığı sanki şimdi yaşanıyormuş gibi bir hissiyat veriyordu. Genç iki insandı ikisi de. İkisi de birbirine o kadar güzel bakıyorlardı ki hiç bana bakamayacaklarına şüphe etmemiştim. Anne ve babam ölselerde benim yanımdalardı.

    Anne beni duyuyorsan; sanırım ben senin kadar hazırlıklı değilim.

    Bir gün onlar gibi mutlu olmayı o kadar istiyordum ki onlar birbirleriyle gitmişti. Onlar hep beraberlerdi, birbirleriyleydiler.

    Eğer bir göle çizik atsanız ikiye bölünür ikisinin kalbine akardı berrak sular. Bir kağıda mürekkep damlatsanız tek kalem darbesine onların ömrü sığardı.

    Benim kabuslarım onların ömrüne sığardı. İyileşirdim, rahatlardım, kurtulurdum ama yanlarına kıvrılıp yatamaz harap olurdum. Gidenin ardında kalmak mıydı acıtan yoksa ona ulaşamamak mıydı? Ona ulaşamamaktı. Ben ikisine de ulaşamıyordum.

     Şimdi ise kalbim şiddetli bir fırtınaya tutulmuştu.

     Hayır, fırtına benim. Fırtınayı kalbimde yaratanda benim onu dindirecek olan da. Ama yapamıyorum. Ellerimi iki yanımdan uzatsam yapacağım ama yapamıyorum. Uzatamıyorum ellerimi, kapatamıyorum gözlerimi, acı yok belki de ama korkuyorum. Sonunu bilememekten, sızlamaktan...

    Hep korkmuşumdur.

    Bunlardan.

    İçime derin bir nefes aldım ve dediklerini içimde tarttım. Bana bir krallıktan bahsediyordu, sevdiğin adam diyordu. Sevdiğin adam... Ben seviyor muydum ki?

     Peki krallıklar öylece hemen kuruluyor muydu?

     Yıkması zordu ama kolayca kuruluyor muydu benim kalbimde saltanatlar? Hayır, değildi. Öyle değildi... Olamazdı çünkü bildiğim bir şey yoktu ki benim. Sevmeyi bilirdim. Karşılıksız, bir şey beklemeden sadece kalbinle onun kalbine yeşermek; bunu iyi bilirdim. Annemi, babamı, arkadaşlarımı hatta ağaçları, hayvanları, çiçekleri severdim.

VİŞNE AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin