8. Bölüm

100 3 0
                                    

İyi okumalar💖

İmparator kulübeye girdiğinde gri pelerinin şapkasını indirdi. Acı çekerek yatakta yatan kıza iğrenerek baktı. O Karlus savunmasızken yatağına girmiş, bir günah işlemişti ve şimdi cezasını kendisi çekiyordu.

Kocakarı konuşmaya başlayacakken muhafızlar kılıçlarıyla kadını susturdular.

"Senin burada artık bir önemin yok. Bir daha kızınla görüşemeyeceksin."

Muhafızlar kadınla beraber dışarı çıktıklarında ikisi yalnız kalmıştı. Karlus duvara yaslanmış, kızı izliyordu.

Kız konuşmaya başladı.

"Majesteleri annem... annem ona bir şey yapmayın. Bu onun suçu değil. Bebeği aldırabilirim."

"Benim kanımdan birisini öldürmekten bahsetme. Bir şeyler yapıyorsan en azından sorumluluklarını al."

Sinirle purosunu yaktı.

"Seninle ilgilenmesi için doktor göndereceğim. İyileştiğinde kalman için evde ayarlarım. Arada gelir uğrarım. Senin için yapabileceklerim bunlar. Benden romantik bir ilişki bekleme."

Kulübeden çıkmadan önce "Ve unutma doğurduktan sonra mutlaka babalık testi yaptıracağım. Siz ikiniz doğruyu söylediğinizden emin olun." diye ekledi.

~

Arthur saraya döndüğünde soluğu Robin'in yanında almıştı.

"İmparatoriçe'm sizi özledim!"

Robin Arthur'un parlayan gözlerine güldü. Ordunun liderinin bir çocuk olduğunu düşündü.

"Sakin ol Arthur. Bir yere kaçmıyorum buradayım."

Arthur utanarak saçını karıştırdı.

"Sihirbazlık gösterisi görmek ister misiniz majesteleri?"

Robin alaycıl bir tutum sergileyerek göstermesini söyledi.

Arthur önce elini gösterdi. Avuçları boştu. Daha sonrasında elini Robin'in kulağının arkasına atıp bir gül çıkardı.

"Bekle bu numara çok klasikti. Senden daha farklı bir şey beklerdim."

Arthur, gülü, önüne düşen saçlarla beraber Robin'in kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Bu sadece küçük bir gösteriydi. Asıl numaramı şimdi göreceksiniz."

Arthur, imparatoriçeye iyice yaklaşıp belini kavradı. Eğilip Robin'i öpmeye başladığında Robin şaşkınlıktan tepki vermedi. Arthur öpmeye devam etti. Gözleri kapalıydı. Bundan zevk alıyormuş gibi görünürken geri çekildi.

"Majesteleri."

Robin kafasını salladı.

"Madem bir işi yapıyorsun tam yap."

Kollarını Arthur'un boynuna dolayıp onu yavaşça öpmeye başladığında Arthur'da karşılık vermeye başladı. Eli ımparatoriçe'nin beli ve sırtı arasında mekik dokurken daha tutkulu öpüşmeye başlamıştılar. Robin'i itip duvara yasladı.  Nefes alması için kendisini geri çektiğinde Robin'in boynunu öpmeye başladı.

Robin, bunu devam ettirirlerse bırakmayacaklarını biliyordu. Bu yüzden Arthur'u üzerinden itti. Daha demin muzip bakışlar atan adam karşısında sersemlemiş duruyordu.

"Buna daha fazla devam edemeyiz."

Arthur tatmin olmamış gibi bozularak "Peki majesteleri."

"Bundan kimsenin haberi olmasın, sır olarak kalsın."

"Endişelenmeyin majesteleri kellemden olmayı bende istemiyorum."

~

Karlus Robin'in içeceğini yeniledi.

"Arthur geri dönmüş."

Robin, bu sabahı düşünerek kızardı. Anın büyüsüne kapılarak yaptıkları yanlıştı. Karlus'un yüzüne bakamamalıydı.

"Evet bugün döndü. Biraz konuştuk."

"Öyle mi ne konuştunuz çok sevgilu Dük Arthur'la ?"

"Sadece yaptığı işleri rapor verdi. Hepsi bu kadar. "

Karlus, kanepeyi çektikten sonra Robin'in saçından bir tutam alıp oynamaya başladı.

"Dudağındaki yarayı kim yaptı?"

"Önemli bir şey değil. Sabah kahvaltısında yanlışlıkla alt dudağımı ısırdım."

Karlus, Robin'in kulağına doğru eğilip "Eğer başka bir adam varsa bana söyle." diye fısıldadı.

Robin nefessiz kaldığını hissetti ama soğukkanlı davranarak yalanına devam etti.

"Başka bir adam yok. Sadece kaza."

"Peki sen öyle diyorsan."

Başka bir adamı öptüyse nolmuş yani. İkisi arasındaki evlilik politik değil miydi sonuçta, üçüncü kişilerin ne önemi vardı?  Robin, Karlus ve imparatorluk için küçükken seçilmiş ve yetiştirilmiş bir kadındı. Şimdiyse çıkar ilişikisi içerisindeki kocası ona başka bir erkeğin olup olmadığını soruyordu

"Tuhaf bir soru sordun. Seninle aramızda böyle bir ilişki yok."

"Seni rahatsız edeceğini düşünmüyordum."

"Bu konuyu kapatalım."

"Geçenlerde cariye almamdan korktuğunu söylemiştin."

"Evet hatırlıyorum ama bunu başka bir amaca yorma. Ben sadece bunca yıllık çabalarımın çöpe gitmesini istemiyorum. Sadece imparatorluğun varisini dünyaya getiren tek kişi olarak kalmak istiyorum."

"Anlıyorum Robin o konuşma senin şu saygınlık takıntından başka bir şey değildi. Sadece üzerinden zaman geçerse belki fikrini değiştirirsin sanmıştım. Yanılmışım."

"Olması gereken bu Karlus. Senin nazik davranışlarını başka bir tarafa yoracağımdan endişeleniyorsan endişelenme. Böyle bir şey olmayacak."

"Tamam, tamam tartışmayı bırakalım." Üzerine eğildi

"Üstelik senin şu dudaklarına birde ben bakayım."

Robin, Karlus'un nazik öpüşüne kendisini çabucak teslim etmişti. Karlus'u aldattığı için kendisini kirlenmiş hissediyordu ama pişmanlık duymuyordu. Gerçekten utanç verici olanda buydu zaten. Hatasını telafi etmek için Karlus'un dudaklarına bastırdı. Bu aslında Robin'in bugün olanlardan dolayı özür dileme şekliydi ama Karlus'un bundan haberi yoktu.

Karlus dudaklarını ayırmadan Robin'i kucaklayıp odalarına taşıdı. Bu sırada kendilerini izleyen Arthur'un farkında değillerdi. Arhur yumruğunu sıkıp dışarı çıktı.

Karlus kapıyı kapadı ve üstündekileri çıkardı  Karısının üstüne eğildiğinde kalbinin sesi duyuluyordu. Robin'in elini kavrayıp kalbinin üstüne dokundurttu

"Duyuyor musun, bir gün ölürsem senin yüzünden olacak."

Karısının üzerine eğilip yumuşak dudaklarını emmeye başladı. Eli karın bölgesinden aşağıya doğru kayıyordu.






Masal |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin