10. Bölüm FİNAL

146 3 0
                                    

Sabah uyandığında Robin'in odada olmadığını farkedince hayalkırıklığıyla gözlerini kapattı. Neden sonra üzerindeki kırmızı kadife örtüyü farkedince çekip sarıldı. Uzun zamandır mimik bile oynatmadığı yüzünde belli belirsiz sıcak bir tebessüm belirdi. Ah, bu kadın.

Biraz sonra aklına gece aralarında geçen konuşma gelecekti. Sakin kalmak için çabalarken ayağa kalktı. Üstünü değiştirdi. Orduya kontrole gitmek istiyordu. Ya da Arthur'la konuşmayı planlıyordu. Kim bilir.

Önce orduyu kontrol etti. Arthur'la nihayet yalnız kaldığında masanın başına geçip büyük govdesini yavaşladı.

"Karımdan uzak dur."

Arthur, bu sefer gülmedi. Ciddi bir şekilde "Eğer majesteleri benimle ilgilenmeyi bırakırsa neden olmasın. Sonuçta aramızdaki tek taraflı değil." Son söylediği cümleyi bastırırcasına çıkarınca kan Karlus'un beynine sıçradı.

"Robin, seni sadece bir liman olarak kullanıyorken böyle sözler söylemen aptalca."

"O halde ben, majesteleri tarafından kullanılmaktan memnunum."

"Ne zaman durman gerektiğini bilmiyorsun değil mi?"

"Hayır majesteleri, izninizle gideyim."

Arthur kapıdan tam çıkacaktı ki Karlus "Yalnızca birkaç günün var ya sen buradan defolur gidersin ya da ben fişini çekerim." diye bağırdı.

Arthur, Karlus'un sözleriyle rahatsız oldu. Sanırım kafasını dağıtması için birkaç kadehe ya da imparatoriçeye ihtiyacı vardı. Durduğu yerde gerildim Ah, evet ona ihtiyacı vardı.

Karlus, ise öfkeden yerinde duramıyordu. O lanet piçin aşağılık yüzüne birkaç darbe indirmek istiyordu.

Tanrım o herifi gerçekten öldürmek istiyorum.

Arthur, kütüphaneye girdiğinde Robin'in kitaplarla ilgilenirken dalmış olduğunu farkedince arkadan sinsice yaklaştı. Gözlerini kapattığında irkilen imparatoriçe yavaş yavaş ellerine dokunurken "Arthur, sensin biliyorum, çek ellerini." Diye hayıflandı. Arthur kitapları kapatıp masanin üzerine oturarak kollarını kenetledi.

"Bu gece istiyorum."

Robin, lordun ne kastettiğini anlayınca kızardığını hisseti. "Nasıl, bu kadar rahat olabilirsin."

"Konu siz olunca sabırsız biriyim."

"Tamam o halde sıcak bir duş al ve beni bekle. Gece yarısı geleceğim."

~

Robin, heyecandan midesine ağrı girdiğini hissetti. Tamam ilk seferi olmayacaktı ama Arthur'dan çekiniyordu.

Siyah mini geceliğinin üzerine pelerini giyerken Karlus içeriye girdi ve kapıyı kilitledi.

"Napıyorsun, aç kapıyı."

Karlus, Robin'i duvara çekti. Karısının büyük göğüsleri bedenine değince içinden küfür savurup sakinleşmeye çalıştı.

"O adamın yatağına girmene izin vereceğimi mi sanıyorsun?"

"İzin isteyen yok majesteleri. Yolumdan çıkın."

Karlus, Robin'i dinlemeye gerek duymadan vücutlarını yapıştırıp, belini okşamaya başlarken öpmekten geri kalmadı. Robin, kendisini çekmeye çalışsa bile nafileydi. Ayrıca vücudu ister istemez teslim olmaya başlamıştı bile. Yatağa geçtiklerinde Karlus soyunurken Robin nefes nefese "Pisliğin tekisin." diye bağırdı. Karlus daha fazla bekleyemeden geceliği üzerinden sıyrıldı. Karısı mahrem bölgelerini kapatmaya çalışsa bile sanırım göğsü bunun için fazla büyüktü. Dudaklarını ısırarak öptükten sonra  göğüslerinin pembe uçlarını okşarken dolgunlaştıklarını farketti. Zevkle onları ağzına alırken eli hassas bölgede gezinmeye başladı. Ritim tutunca Robin'in beli ok gibi gerildi. Karlus, iç çekip küfür savurdu. Ağzının kuruduğunu farketti. Parmakları yavaşça karısını doldurmaya başladığında onu izliyordu. En derine indiginde karısının içine girdi. Bunu istiyordu. Yavaşça içinde oynarken Robin'in ağlamak üzere olduğunu görünce göğüslerini avuçladı.

Masal |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin