Kampta 2 Yeni Melez

Bölüm -5- (Annabeth)

"Vay canına." dedi Annabeth. "Ben de Annabeth. Annabeth Julia Jackson" dedim. Sözlerim verandada bir bomba etkisi yarattı.

"Hımmmm... Şey... Bir sorun mu var❓" diye merakla sordu Alex.

"Bu... Bu gerçekten çok tuhaf. Yani... Bir kız kardeşimin olabileceği çok... Çok... Çok... Garip" dedi Yeşil Gözlü. ( Anlam karışıklığını önlemek için not : Daha sonradan okuyacağınız üzere Percy ve Annabeth, Annabeth Julia'nın Percy'nin üvey kardeşi olduğunu sanıyorlardı. Ancak soyadlarının aynı olduğunu öğrenince öz kardeşi olduğunu anladılar. )

"Nasıl... Nasıl kız kardeş❓Ne kız kardeşi ❓Kimin kız kardeşi❓Siz kız kardeş-görümce falan... Ne saçmalıyorsunuz öyle⁉️"

"Tamam Ann... Sanırım öğrenmemiz gereken çok önemli şeyler var. Şu Tanışma faslını bitirip içeri geçsek diyorum artık." Diye beni sakinleştirdi Alex.

"Tamam ben de Percy. Percy Jackson. Ağabeyinim oluyorum sanırım Annabeth. " dedi Yeşil Gözlü kendini ağabeyim olarak tanıtan çocuk. Tekerlekli sandalyedeki adama beklenti dolu bakışlar atarken az önce çocuğun söylediği şeyler aklıma dank etti. O bana soyadının Jackson olduğunu söylemişti. JACKSON‼️

"Ne, ne, ne, ne, ne⁉️ Ne dedin bakayım sen⁉️ Jackson ve sanırım ağabeyinim mi⁉️ Alex... Alex biçecek ne diyor❓Bir günde bu kadar şey kaldıra..."

➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖

Yavaş yavaş gözlerimi araladım. Bir koltukta uzanmış yatıyordum. Bir çocuğun bana sanırım senin ağabeyinim dediğine dair çok saçma şeyler hatırlıyordum. Muhtemelen otel odasındaki koltukta uyuyakalmıştım ve bunların hepsi rüyaydı. Ama oteldeyken en son denize giriyordum. Ulan kendime yalan söylemeyi bile beceremiyorum. Eğer bunlar bir rüya değilse...

"Ne⁉️" diye bağırıp koltuktan kalktım. "Bunlar... Bunlar gerçek olamaz❗️"

İlerideki masa tenisi masasının etrafında on kişi oturmuş bağırmamdan olsa gerek bana şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Ne ara bu kadar çok kişi buraya geldi be⁉️

Percy, Annabeth, Alex, tekerlekli sandalyedeki adam, iri yarı çekik gözlü bir çocuk, kızılderili tipi olan bir kız, gözlüklü sarışın bir oğlan, kıvırcık saçlı elindeki tellerle bir şeyler yapmaya çalışan başka bir oğlan.

"Ben... Benim o duyduklarım doğru muydu Alex❓"

"Evet Ann... Evet... Doğruymuş ve bende... Bende çok acayip şeyler öğrendim Annabeth Julia... Çok acayip..."

Bir tür transa girmiş gibi konuşuyordu. Dönüp bana bakmamıştı. Elinde tuttuğu pinpon topundan gözlerini ayırmadan konuşmuştu. Ve bana çok çok çok çok çok acayip anlarda Annabeth Julia derdi. Ters giden ya da garip, çok garip bir şeyler vardı. Yerimden fırladım ve;

"Siz kimsiniz ve benim canımcım Alex'ime ne yaptınız❓" diye bağırarak masadaki arkadaşımın yanına oturdum. Cümlemdeki canımcım lafını bilerek söylemiştim. Çünkü bu tip tatlı laflar Alex'i sinir ederdi. Girdiği ruh hali neyse hemen çıkacağını ve bana kızacağını biliyordum. Öyle de oldu zaten.

"Canımcım mı⁉️ Annabeth Julia kapa şu çeneni❗️"

"Owwww... Annabeth Julia mı❓Alexandra Paula sana bir şeyler olmuş❗️Ne zamandan beri tam adımımkullanır oldun ha⁉️"

"Annabeth ve Alex; sakin olun❗️Söyleyeceklerimizi dikkatle dinle Annabeth. Ama önce tanışalım istersen. " dedi Annabeth.

"Evet... Evet tanışalım."

"Ben Frank Zhang. Mars'ın çocuğuyum."

"Ben Hazel Levesque. Plüton'un çocuğuyum."

"Ben Nico di Angelo. Hades'in çocuğuyum."

"Di Angelo mu❓Alex❓" diye şaşkınca sordum.

"Bekle Ann... Bekle... Her şeyi açıklayacağım... Bekle..."

"Ben Piper McLean. Afrodit'in çocuğuyum."

"Ben Jason Grace. Jüpiter'in çocuğuyum."

"Ben Leo Valdez. Ateşli Leo Valdez. Hephaistos'un çocuğuyum."

"Ve ben de Kherion. Şimdi başlayabiliriz."

"Oh❗️Sanırım sana bunları anlatmaya ben başlamalıyım ha❓Ne dersin Ann❓" diye bana sordu Percy .

"Evet. Evet sen başla. Olur. "

"Yunan ya da Roma tanrıları / tanrıçaları hakkında bir şeyler bilir misin❓"

"Bir kaç efsane okumuşluğum var. Az çok bilirim. "

"İşte o tanrı ve tanrıçalar gerçek. Biliyorum bu çok garip olabilir ama... Gerçekler işte. Bana inandın mı❓"

"Yalan söylemeyeceğini biliyorum. Yani eğer abimsen yalan söylemezsin. "

"Wooow❗️Alex inanmakta çok zorlanmıştı. Neyse bu tanrı / tanrıçalar bazen dünyaya inerler ve ölümlülere aşık olurlar. Daha sonra da onlara 'dömi-tanrı' ya da 'melez' dediğimiz bizim gibi çocuklar doğar. Bu çocuklar yani bizler hem tanrı yani ölümsüz Kanı olan ikoru hem de ölümlü kanını taşıyoruz."

"Bizler dediğin..."

"Evet sen ve Alex de melezsiniz. Normalde melezler 13 yaşına bastıklarında satir Dediğimiz keçi-insan yaratıklar tarafından alınıp kampa getirilirdi. Ancak siz hem erken, hem de çok acayip bir şekilde geldiniz. " dedi.

"Nasıl geldik ki❓"

"Annabeth sen... Yani gölün ortasından.... BOOOOOOOM❗️SPLASH❗️OFFFF❗️POOOOOF❗️Fırladın işte. Ve sen Alex..." dedi Leo.

"Biliyorum , biliyorum . Toprağın içinden çıktım. Bunu en az yüz kez söyledin Valdez." dedi Alex.

"Bir dakika siz... neler saçmalıyorsunuz yahu❓Alex❗️Bunlar neler diyor böyle❓" dedim. Alex ilk dedi gözlerini pinpon topundan ayırıp bana döndü. Bir an için anlayacağını sandım ama derin bir nefes alıp 2 ton kafein tüketmiş gibi bana bakıp gülümsedi ve

"Kısacası sen Poseidon'un kızısın. Percy'ye senin abin. Ama öz abin. Çünkü anne ve babalarınız aynı. Yaaaa❗️Tamam❗️Şimdi bir sorun var mı❓" dedi ve gözlerini odada gezdirdi. Kimseden sen çıkmayınca da

"Harika❗️" dedi. Sonra pinpon topuna bakıp deli deli sırıttı.

"Şu... Deniz tanrısı olan Po... Po.... Poseidon mu yani❓" dedim.

"Evet❗️" dedi Percy. "Ne harika değil mi❓"

Çok beklettik😔 Çoooooook özür😞 Neyse artık okullar nerdeyse bittiğine göre düzenli bölüm gelir. Nasıldı melezler❓😃
Ann&All