Episode 11

399 41 8
                                    

Sparks fly

Mini mini oruspular

Taehyung:
Dün noldu lan?
Nerdeydin

Hoseok:
Neredeydin bilmiyorum ama iyi ki katılmamışsın

Jimin
Jungkook şerefsizi çağırdı

Jin:
Ve sen de gittin mi?

Taehyung:
Jimin beni çok endişelendiriyorsun.

Jimin
Adam kötüyüm dedi|
Değilmiş şerefsiz|
Sevişmeye gittim

Hoseok:
Çöpsün çöp
Neyse sen gittikten sonra araban açık diye okuldan bir mal katıldı senin arabanla

Jimin
Ne?
Arabamı siz aldınız sanmıştım.
Arabam nerde o zaman?

Jin:
Dur onu anlatıyoruz

Hoseok:
Yarış bitince arabanın frenleri patladı tepeden yuvarlandı araba.
Çocuk atlamış da araban pert

Jimin:
Ne?
Ben yarıştan önce arabamı kontrol ettirdim frenleri falan patlamış olamaz
O gerizekalı duramamıştı.

Jin:
Jimin baya baya patlamıştı
Biz de sen biliyorsun zannettik

Jimin:
Bilmiyordum amına koyayım
Beni acilen çağırdı

Taehyung
Jimin bence Jungkook bunu biliyordu

Jin:
Hemen karar vermeyin

Taehyung:
Yoksa neden çağırsın

Jimin:
Tabiki biliyordu şerefsiz
Kendisi yaptı
Oruspu çocuğu

Hoseok:
Jimin kendisi yapsa neden seni çağırsın?

Jimin
Çünkü ben onu zorla oraya getirdim orada olduğunda onun yaptığını anlayacağımı biliyordu

Taehyung:
Jimin ben bunu demek istemedim
Seni korumak için çağırdı bence

Jimin:
Bırak ya

//

Jimin:
Bil bakalım kırmızı başlıklı kıza ne olmuş?

Jungkook:
Ben turuncu başlıklıya ne olduğunu biliyorum :D

Jimin:
Ha ha balkabağı
Kurt yemiş Jungkook
Eğer sorduklarıma doğru cevabı vermezsen seni de bu üniversitede yaşatmayacağım

Jungkook:
Bende o tehdit olaylarının çalışmadığını duymadın mı?
En son araba ile çarptın ama hala burdayız?

Jimin:
Çok koymuş herhalde sana

Jungkook
Beni bilmem ama sana çok koymuşum:)

Jimin
Kes boşu
Dün gece yaptığın küçük aptal plandan bahsedelim.

Jungkook:
Basketbol sahasındayım neden burada bahsetmiyoruz?

//
Seken topun sesi ışıklandırması az olan saha da yankılanırken potaya çarpan top son anda çıkmıştı.

Adımlarını topa yönlendiren beden açılan kapıyla sektirdiği topu tuttu.

"Derdin neymiş öğrenelim." Elindeki topu gelen bedene gönderirken topu tutan adam denediği atışı basket yapmıştı.

"Dün gece arabamın frenlerini sen bozdun." Elindeki topu birkaç kez sektirirken konuştu.

"Bunu neden yapayım? Hadi yaptım, neden seni yanıma çağırim."

"Senden şüpheleneceğimi biliyordun. Hesaba katmadığın bir şey vardı. Arkadaşlarımdan biri o arabaya binebilirdi." O konuşurken attığı top tekrar girmeyen adam derin bir nefes verdi. Basketbol takım kaptanıydı o. Şuanki performansı ilgi odağı baskette olmayan Jimin'i bile meraka düşürmüştü.

"Bunu yapmak için bir nedenim yok."

"Birbirimizi sevmememiz zaten bir neden." Güldü elindeki topu ona atarken Jungkook.

"Aylardır sana bir karşılık vermiyorum. Neden şimdi seni öldürmeye çalışim?" Elindeki topu tekrar sokan yeşil gözlü onun eline aldığı topu potaya atmasını izledi.
Tekrar dışarı çıkmıştı top.

"Elini getir?" Jungkook konudan alakasız cümle ile afalladı.

"Ne?"

"Bileğini getir." Adımları ona yaklaşırken sol bileğini uzattı ona. Basketbol oynarken solunu kullanıyordu.

Bilek kısmında gezinen el aniden bastırırken hissettiği acı yüzüne yansımasa da anlamıştı turuncu saçlı. Adımları salonun köşesindeki acil yardım çantasından sargıyı çıkartarak bileğine sararken beyaz tenli izliyordu onu.

"Ben yapmadım, tesadüftü."

"Başka yapmaya cesareti olacak insan yok."

"Gurur duydum." Onun gevşek tavrına yeşil gözlü olan gülerken diğerinin de yüzünde bir gülümseme belirmişti.

"Oynayalım mı?" Jungkook'un teklifi geri çevrilmedi. Elinde aldığı top ile karşısında savunmasını yapan adama baktı Jimin. Basketbol oynamaktan hoşlandığı alanlardandı.

Çok arkadşaı olmazdı ve üniversite hayatı dışarısında takıldığı insanların özel üniversitedeki kabadayılara benzemediğinin farkındaydı.

Topu birkaç kez sektirerek ilerlerken yapmaya çalıştığı atış karşısındakinin bloğu ile yeri bulurken sinirli bir nefes vermişti.

"Bu basketbolda boy avantajı yok mu ya? Ben kısayım ya benim attıklarım 5 puan olsun mesela." Güldü onun tavsiyesine siyah saçlı olan.

"Yenileceğini anladığında ne de güzel uyduruyorsun." Jimin kendisiyle dalga geçen bedenin savunmasına geçerken dakikalarca orada kaldı.

Farklı bir sürü hareket ile giren top turuncu saçlıyı yormuştu. En son topu sektirerek üstüne doğru gelen bedene farklı bir savunma göstererek üstüne atladı.

Üstündeki beden ile dengesini sağlayanayan Jungkook yere düşerken ikisi de gülüyordu. Ellerini iki yana açmış bedenin üstnden kendini yana atarken konuşmuştu Jimin.

"Buna boy avantajı deniyor işte." Jungkook gülerek gözleri tavanda cevaplamıştı onu.

"Hayır buna hile deniyor kızıl. Sen seviyorsun."

"Seviyorum."

You Get Me So HighHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin