Arabayı şehrin göbeğindeki büyük sinemanın yanında durdurdu ve birkaç saniye içeri baktı. Sonunda, burada buluşmaya karar vermişlerdi. Arabadan inip ışıkları yanan küçük binaya ilerledi. Gözleri kalabalık girişteki çekici genç adama takıldı.
Sirius kapının yanındaki duvara yaslanmış telefona bakıyordu. Üzerinde beyaz, geniş yakalı bir tişört ve deri ceketi. Altında yırtık siyah pantolonu vardı. Deri botları ise sabırsızca yere vuruyordu.
Ve çok yakışıklı görünüyordu. Bu kadar yakışıklı olması dünyanın %95'ine haksızlıktı.
Başını iki yana salladı ve ellerini dar kot pantolonun ceplerine sokup randevusuna ilerledi. Hissetmiş gibi, Sirius aniden başını kaldırıp ona baktı ve gülümsedi.
Telefonunu hızlıca kaparken son anda Severus onun kendisi ile olan konuşmasında olduğunu görebilmişti.Tabii başka birini büyük harflerle 'SEKSİ' olarak kaydetmemişse...
"Sonunda geldin, seksi!" dedi heyecanla. Severus tek kaşını kaldırdı.
"Sonunda? Anlaştığımız saate daha 5 dakika var."
Sirius yanına gelirken iç çekti. "Biraz ayarı kaçırıp 20 dakikadır burada bekliyor olabilirim."
Severus ona gülümsedi. Sirius aniden yanağını öpünce şaşırdı. "Hadi gidelim!" dedi Sirius elini tutarak. Üç film seçenekleri vardı. Uzaylılar ile ilgili bir bilim kurgu, polisiye bir gerilim ve vıcık vıcık romantik bir yaz filmi.
Sirius polisiye olanda ısrar etse de Severus, uzaylılara daha çok ilgi duyuyordu. Bir süre karar vermek için atıştılar. Sonra Sirius sinirle gidip iki bilet aldı. Romantik, vıcık vıcık olana...
Etraftaki herkes, filmin sıkıcılığından fenalık geçirmişti. Çoğu da birlikte geldikleri sevgililerini sömürmekle meşguldü. Severus en son lisede böyle bir ortamda bulunmuştu.
O zamanki salak sevgilisi Hank'i hatırlayıp ürperdi."Sev," diye seslendi Sirius. Severus dönüp ona baktı. "Lütfen ben ölmeden önce çıkabilir miyiz?"
"Diğer filmlerin seanslarına daha çok var ama."
Sirius iç çekti. Cidden bayılacak gibiydi. "Keşke uzaylı filmine gitseydik."
Severus sessizce güldü. Sonra ona yaklaştı. Sirius şaşkınca bakarken dudaklarını birleştirdi. Birkaç saniye öyle durup şok olmuş genç adamdan uzaklaştı. Sirius'un gri gözleri kocaman açılmıştı.
"Ö-öptün mü beni?"
"Görünüşe bakılırsa burada öyle yapıyorlar."
Sirius yutkundu. "Bir daha öpebilir miyim?"
Severus gülümseyip ona eğildi. Kalbi hızla atarken tekrar dudakları birleşti. Bu kez çok tutkulu ve uzun bir öpücüktü. Nefes almak için uzaklaşmak dışında birbirlerinden ayrılmadılar. Sirius'un eli belini bulurken Severus onu koltuğa ittirdi ve biraz üzerine eğildi. Filmde denizin sesi rahatsız edici bir şekilde yankılanırken Sirius dudaklarına inledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Roast Coffee (Snirius)
FanfictionShipstale #2 = Dark Roast Coffee [𝚃𝚊𝚖𝚊𝚖𝚕𝚊𝚗𝚍ı] Sadece kahve almak istiyordu ve aptal Barista ona vermemekte ısrarcıydı. Onunla alay ediyor, flört eder gibi konuşuyor ve her seferinde Severus'a yanlış kahve vermeyi başarıyordu! Ve sefer her s...