7 ★ Aynı Ev

390 45 96
                                    

Song: Charlie Puth, Jungkook = Left and Right

Oreskin'de oturmuş, aklı tamamen beş karış havada çalışan sevgilisini izliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oreskin'de oturmuş, aklı tamamen beş karış havada çalışan sevgilisini izliyordu. Herkesi çabucak yollamaya çalıştığı için biraz da huysuzdu. Bir an önce hepsinin gitmesini ve Severus ile sohbet edebilmeyi istiyordu.

Severus buzlu kahvesini içti. Sonra gözleri kalp şeklindeki buzlara kaydı ve güldü. Sirius'un buz kalıbını satın alıp evden getirdiğini ve burada buz yapmak için insanları kısa süreliğine işinden alıkoyduğunu duymuştu ve bunu düşünmek onu eğlendiriyordu.

Ayrıca, artık filtre kahvesini kendisi yapıyor ve Sirius yüzünden sürekli tuhaf tuhaf şeyler içiyordu. Artık buna alışmış gibiydi. Yine de klasik huysuzluğu sadece filtre kahveyle geçiyordu.

Son müşteri de gidince ve Oreskin hafta sonunun şaşırtıcı durağanlığına girince Sirius tezgahın üstünden atladı ve yanına geldi. Hemen yanına oturup onu çekti ve dudaklarını birleştirdi.

"Buradan kurtulacağım günü dört gözle bekliyorum." dedi Severus'a sarılırken. Severus güldü ve sevgilisinin yüzüne baktı.

"O zaman daha az vakit geçireceğiz."

"Sen öyle san," dedi Sirius boynuna öpücükler kondurarak. "Yanından ayrılmayacağım."

Severus kısık bir sesle gülüp yüzünü ona doğru çevirdi. Sirius anında başını kaldırıp dudaklarını birleştirdi ve tutkuyla onu öptü.
Frank onlara bağırana kadar öpüştüler.

"Kafemde ne yapıyorsunuz siz?!"

Severus gözlerini devirerek sevgilisinin dudaklarından ayrıldı. Neyse ki Frank bulunduğu yerden Sirius'un elini göremiyordu. Çünkü tam olarak Severus'un kalçasındaydı. Severus elini itip Frank'e döndü.
"Nasılsın Frankie?" dedi alay ettiğini gizlemeye çalışarak. Frank dehşetle kendini gösterdi.

"Ben mi?"

"Evet sen."

Frank yüzünü buruşturdu. "Git gide ona benziyorsun," dedi Sirius'u göstererek. "Gidiyorum ben, siz de sakın kafenin içinde tuhaf şeyler yapmayın."

O giderken Sirius kıkırdadı. "Yüzü çok komikti," derken dönüp Severus'u öptü. "Ve sen çok seksisin. Kaçmaya ne dersin?"

Severus gözlerini devirdi. "İşi bir kez daha asarsan, Frank de seni asar."

Sirius belini geriye büküp birkaç kemik sesi çıkardı. "Merak etme, Frankenstein asla beni asmaz. Beni seviyor! Bence yarım saat idare edebilir."

Severus gözlerini devirdi. "Bir yere gitmemiz yarım saat sürer."

"Bence arabanla, arabanda-"

"Asla olmaz."

Sirius ne kadar çekici olduğunu bilerek başını yana eğdi ve kaşlarını kaldırdı. Severus kararlı bir şekilde kaşlarını çattı, mümkün değildi. Annesiyle daha fazla sorunu olacaktı ve Frank deliye dönecekti.

Dark Roast Coffee (Snirius)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin