Pembe Yapraklı Beyaz Kardelen

344 38 4
                                    

Koşarak cama yöneldim.Perdeyi , paçası yarıya kadar toplanmış pembe kardelenli pijamamla açtım.Her yer bembeyazdı tıpkı o beyazlığı görünce olağanca irilettiğim gözlerimin beyazı gibi.. Kar yağmış sokaklara , henüz ayak basılmamış ve hatta gün bile doğmamıştı.. Babam uyandırmıştı işe gitmeden bizi , kardeşlerim ve ben yılın ilk karı ile açmıştık gözlerimizi.. Doğan güneşe merhaba demek için ayaktaydık. O gün aceleyle çekirdeği ile yediğim iki yeşil zeytin kaldı aklımda ve birde sen..
Daha o günün sen ile olan kısmına gelmedik elbette ama aklımdan sökseler çıkmıyorsun işte..
Evimizin arasında iki sokak vardı , seninle ileride adım adım yürüyeceğimiz sokaklar.
İki sokak var ama hep birbirine çıkar , başka yola sapmaz..
O iki sokak işte ; sen ve ben..
Hep birbirimize çıkarız..
Eldivenlerimi giymiş , koşuyorum benim sokağımda , yolum senin sokağına yöneliyor ve sen. İşte o köşe başında ki 13 yaşındaki çocuk. O zamanlar modaydı ya dikmiş saçlarını havaya , kaşlarına düşen kahkülleri havada.. Mavi beyaz ve siyah ipten örülmüş atkısı o keskin gözlerini ortaya çıkaracak kadar kapatmış yüzünü. Üzerinde siyah bir mont.Yeni genç olmaya hazırlanmış vücuduna tam oturmuş.Bir elini bana sallıyor bir eli sol arka cebinin yanında.Koşarak ben sokağını bitirdim , sen sokağının sınırlarına girdim. Gülümsüyordum çünkü hem kar hemde 9 yaşımın en güzel kardeleni duruyordu karşımda..
Ve senden geç gelen ilk darbe , biraz daha büyümüş tombul ellerinde sakladığın kar topu , hayır demeye kalmadan yüzümde hissettiğim soğukluğunu.. Gözlerim doldu tam ağlayacaktım ki :
-Sen erkek gibi kızsın , ağlama..
deyişin hiç çıkmıyor aklımdan. Ben ne zaman ağlasam ya erkek gibi kız oluyordum ya da kızlar ağlamaz oluyordu.. Kıyamıyor muydun bana ? O zaman şuan gözümden akan yaşlara da kıyamasana..
O gün yüzümü tuttuğunda ve göz yaşlarımı sildiğindeki , narin ellerinin sıcaklığı hala yanağımda. Ama silmiyorsun şimdi göz yaşlarımı..
Akşam ezanı okunana kadar yere çizdiğimiz resimleri müzeye koysalardı keşke..
Yere yatıp kollarımızla yaptığımız kelebekler... Gerçi ben kelebek derdim sen de 'hayır o pokemon' diye bana bağırırdın.. Çocuktuk işte..
Sen , sen sokağının başındaki 13 , Ben , ben sokağında sana koşan 9..
Ve bugün yine yağdı senin ilk karı göklerden.Ama ben koşamadım cama , açamadım perdeyi bana bedenlerce küçük olan pembe kardelenli pijamamla.. Ayaklarım o küçük halinden kat kat büyümüştü , yine deliriyordum karı görünce ama sen sokağının başında beklemiyordu kimse beni.. Sınırlarına koşuyordum senin ama iki küçük çocuk kara yatıp kelebek yapmıyordu kollarıyla..
Bir banka oturdum usulca , sanki her zamankinden daha yaşlıydım yokluğunda..
Bembeyaz dallara bürünmüş bir ağaca iki serçe kondu , sokaklarımızın adı gibi onlara sen ve ben dedim..
İlk sen uçtu bir dala ve ardından ben.. Ve tekrar uçtu sen ama gidemiyordu ben arkasından , uçamadı.. Kanadı dala takılmıştı , sadece ötüyor ama uçamıyordu..
Geriye ne kaldı biliyor musun?
Ben , sensizlik ve kırık bir kanat..
Gece Mavisine Beyaz Bir Yıldız :
Herkesin vardır beklediği ; bekleye bekleye bittiği , vardır elbet giderken her adım sayısına 'Gitme Kal' dediği..
Herkesin vardır birbirine çıkan sokağı ve vardır elbet 9 yaşının en güzel pembe yapraklı beyaz Kardeleni..

Sen BilirsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin