7. Bölüm

82 3 0
                                    

Ve evet her zaman şöyle bir kural vardır ki;
Bir şeyin olmasından ne kadar korkarsan o şeyi kendine daha çok çekersin ve o şeyi oldurursun! Tıpkı şuan olduğu gibi. Aptal İlker dolabımda birsürü kıyafet olmasına rağmen hiçbirini beğenmeyip beni zorla alışverişe çıkardı. Zaten Uraz'la buluşmamıza daha çok vaktimiz olduğu için zorla kabul etmek zorunda kalmıştım. Alışveriş merkezine gittiğimizde beni yine zorla bir mağazaya soktu ve yine zorla giymekten hiç hoşlanmadığım minicik etek parçalarından birini yanında bir bluzla birlikte elime tutuşturdu. Ve ben yine sesimi çıkarmayıp verdiklerini giyip kabinden çıktım. Beni baştan aşağı süzdükten sonra eliyle 'okey' işareti yapıp kabine geri gönderdi. Oflaya puflaya kabine geri dönüp kendi kıyafetlerimi giydim. Ardından İlker'in seçtiği kıyafetleri alarak mağazadan çıktık. Yolun yarısında işleri olduğunu söyleyip ayrıldı ve bende yola tek başıma devam etmek zorunda kaldım. Eve geldiğimde mağazada oldukça çok vakit geçirdiğimizi anladım çünkü Uraz'la buluşmamıza sadece yarım saat vardı. Hemen İlker'le aldığımız kıyafetleri giyip ayağıma çizmemi ve üzerime de deri ceketimi geçirip hafif bir makyaj yapıp evden çıktım. Buluşma yerine gittiğimde beyefendinin henüz gelmemiş olduğunu görünce sevindim. Fazlasıyla heyecanlıydım ve bu salak nerd-
Ah bu ne be? Bu çocuk bu kadar yakışıklı mıydı? Aman Allahım bacaklarım neden titriyordu ki? Neyse Selen sakin ol kızım. Geliyor.
"Merhaba." diyerek gülümsedim.
"Merhaba." diye karşılık verip elimi sıktı ve hayır. Şaka mısın? Askerlik arkadaşın falan mıyım? Tokalaşmak da nedir?
"Ee napıyoruz?" diye sorduğunda ben hala tokalaşma şokunu atlatamamıştım.
"Bilmiyorum." diye ters bir şekilde cevap verdim ama o öküz tabi ki trip attığımı anlayamamıştı.
"Bir arkadaşım var onun evine gidelim. Olur mu?"
"Ne? İyi de dışarıda buluşacağız demiştik. Bu arkadaş işi de nereden çıktı şimdi?"
"Of. Tamam,gel benimle." dediğinde tabi ki onu takip ettim. Keşke etmeseydim çünkü gittiğimiz yer resmen adam öldürmelik ve cesedini gömmelik bir yerdi. Ee bu ne be böyle dikilicez mi? Diye içimden geçirirken:
"Ee böyle dikilicez mi?" diye sordu. Sanırım düşünce okuma gücü vardı.
"Ne yapalım?" resmen çocuğu tersliyordum. Ama o da bana öküz gibi davranmasaydı banane.
"Üşüyorum ben." diyerek elini cebine soktu.
"Napayım?" diye yine ters bir şekilde konuştum. Eh be Selen tamam o öküz de,sana noluyor acaba?
"Sarıl." dediğinde ben gittim. Yani ciddi anlamda mala döndüm. Ah, o kadar tatlıydı ki! Ve tabii ki sarıldım. Kokusu.. Kokusu o kadar güzeldi ki resmen 'Uraz bunu Selen'le buluşmaya giderken sıksın, Selen de bunu koklasın' diyerek üretilmişti. Ben bu düşüncelerle boğuşurken Uraz'ın dudakları benim dudaklarımla buluştu. Evet öpüşüyorduk, bu mükemmeldi. Ve sanırım biraz daha devam edersek birazdan bayılacaktım.

SADECE ARKADAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin