8. Bölüm

76 2 0
                                    

145-146... Ve Uraz'ın dudakları benimkinden ayrıldı. Evet hiç abartmıyorum tam 146 saniyedir öpüşüyorduk. Ne? Saymış olamaz mıyım? Tabii ki saydım yani. Dudaklarımdan ayrılıp bana baktığında gözünde hiç iyi şeyler görmedim. Elleri göğüsüme dokunurken eline vurup:
"Noluyor be?" diye atarlı bir şekilde sordum.
"Hiç,izin ver hadi." diyerek yine ellemeye teşebbüs etti. Mal,abaza.
"İzin vermiyorum." diyerek arkamı döndüm. Fakat sonra bay öküzden hiçbir ses gelmeyince yüzsüz gibi gidip boynuna sarıldım. O kadar güzeldi ki. Hiç bitmesin istiyordum. O an hiç ummadığım bir şeyi yaptım. Yani ağzım yaptı.
"Uraz?"
"Hı?"
"Seni çok seviyorum." seni çok seviyorum mu? Ama,bir gerçek vardı ki; bunu içimden gelerek söylemiştim. Ve sanırım bu çocuktan ciddi anlamda hoşlanmıştım.
"Biliyorum." biliyorum mu? Öküz.
"Bende desene." yüzsüzsün kızım Selen.
"Sevmiyorum ki." mal.
"Sevecek misin?" yüzsüz.
"Bilmem." öküz.
Ve yine sessizliğin ardından Uraz'ın dudakları benim dudaklarımla buluştu. Sonra bilin bakalım noldu? Beyefendi sıkıldı ve bana aynen şu cümleyi kurdu:
"Arkadaşıma geleceksen gel,gelmeyeceksen bir daha görüşmeyiz"
"Arkadaşına gidip ne yapacağız ki?" diye gayet mantıklı bir soru sordum.
"Burada yapamadıklarımızı orada yapacağız."
"Peki,izin vermezsem?"
"İzin isteyen olmadı. İzin vereceksin"
"Peki,gelmezsem?"
"Gelmezsen bir daha görüşmeyiz."
Omuz silkip cevap verdim:
"Sen bilirsin,görüşürüz."
"Görüşürüz." diyerek elimi sıktı ve uzaklaştı. Peki ben ne yaptım? Mal gibi kaldım. Tebrikler Selen, her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdın. Sayende ilişkiniz başlamadan bitti. Eh,çocuk abazaysa ben napayım kardeşim? Boşver. 'Senin için küçük ve güzel bir anı olarak kalacak.' diyerek kendimi avuta avuta eve gittim.

SADECE ARKADAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin