"Hadi Jeongin son biryer kaldı!"
Hyunjin arkasını dönüp bağırdığında sıcaktan bayılmak üzere olduğu için tıpkı bir kaplumbağa gibi yürüyordu Jeongin, o kadar yavaştı ki Hyunjin'den epey geride kalmıştı.
"Hani az kalmıştı!"
Kaşlarını çatarak bağırdığında Hyunjin hızlı adımlarla yanına gelmiş ve şapkasına vurarak yüzüne düşmesini sağlamıştı, artık ona her sinir olduğunda bunu yapıyordu.
"Birkaç saat önce bankta ağlamasaydın Minho'ya çoktan uğrayıp buraya varmıştık sulugöz."
Hyunjin dalga geçerek konuştuğunda şapkasını düzeltip yüzünü görmesini sağlamıştı Jeongin, sonra da sarışını sinir edecek bir şekilde dil çıkarmıştı.
Hyunjin'e sarılıp ağlamasının üstünden yaklaşık üç saat geçiyordu, çocuk sakinleştikten sonra Hyunjin ona konu hakkında hiçbir şey sormamıştı o da ona neden ağladığı hakkında tek kelime etmemişti.
Bu üç saatlik süreçte manava uğrayıp bir şeyler almış daha sonra balıkçıya gidip akşam yemeği için Bayan Jiwo'nun istediği balıktan almışlardı, işin kötü tarafı ise Karina orada çalışıyordu bu yüzden onu ve Hyunjin ile olan iğrenç flörtleşmelerini tekrar görmek zorunda kalmıştı Jeongin. Karina ona sinir bozucu bir şekilde gülümseyip yanaklarını sıkmıştı, Jeongin kesinlikle nefret ediyordu.
"Sırtıma alayım mı seni?"
Hyunjin gülümseyerek cevabını beklerken çocuk ise sinirini bozmak için düşünüyormuş gibi yapıp yumruğunu çenesinin altına yaslamıştı, tabi daha fazla yürümeye katlanamayacağı için birkaç saniyelik düşünme molasından sonra cevabı 'olur' olmuştu.
Hyunjin arkasını döndüğünde sırtına binmişti Jeongin. o ise düşmemesi için çocuğu bacaklarının altından tutmuştu, her hareketinde ürperdiği için kalbi çok hızlı atmaya başlamıştı çocuğun.
Bir süre sohbet ederek ve kendi hallerine gülerek o şekilde yolculuk yapmışlardı, tabii bu süreçte yanlarından geçen insanlar onlara yargılar gibi bakıyorlardı.
Kısa yolculuktan sonra gidecekleri yere vardıklarında Hyunjin kendi etrafında birkaç tur dönerek çocuğun kendisine daha çok yapışmasını sağlamıştı.
"Düşüreceksin beni dur!"
"Bir şey olmaz."
Hyunjin birkaç kere daha dönmüş daha sonra hafiften arkaya doğru eğilerek inmesini sağlamıştı siyah saçlının. Dönüp ona baktığında ise dayanamamış ve ikisi de kahkahalarla gülmeye başlamışlardı, bütün yolu insanların bakışları arasında bu şekilde gelselerde takmıyorlardı.
Son durakları olan küçük dükkana girdiklerinde vazgeçilmez küçük zil çınlamış ve bir köşede ayaklarını masaya uzatarak oturan çocuk bakışlarını kapıya çevirmişti.
"Seni buralarda görür müydük Hwang?"
Çocuk oturduğu sandalyeden kalkıp ikiliye doğru ilerlemiş ve Hyunjin'in omzunu patpatlamıştı, Hyunjin ise çocuğun parmakları arasındaki sigaraya iğrenerek bakmakla meşguldü.
"Tahmini olarak ne zaman dükkanda sigara içmeyi bırakırsın hyung?"
"Hiçbir zaman."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
peach lavender boy, hyunin
FanfictionJeongin 17 yaşının ilk yaz tatilinde aile dostlarının sahil kasabasındaki evlerine yerleşir. Yan shipler: minsung changlix chanmin soundtrack: Moonlight on the river by Mac DeMarco ...