Eve vardığımda annem ve babam yoktu. Aslında babam işte ama annemin nerede olduğunu bilmiyorum. Evi gezerken mutfak masasının üstünde bir kağıt parçası gördüm. Alıp okuduğumda annemden olduğunu anladım. Not da,
Güzel kızım, şimdi Fatoş teyzenin evimdeyim. Günü varmış benide çağırdı. Saat altı gibi falan gelirim. Hadi görüşürüz, annen seni seviyoorr..♡
Yazıyordu, saate baktığımda üçü çeyrek geçiyordu. Daha gelmesine yaklaşık üç saat vardı.
Acıktığım için dolabı açıp ne yiyebilirim diye bakıyordum.
-Ya tamam biraz fazla yemek yiyorum ama acıkıyorum ne yapabilirim. Ve yiyorum ama kilo almıyorum arkadaşlar o yüzden No Problem!-
En sonunda kendime sandviç yapmayı karar verdim. Yemeğimide tabağınma koyduktan sonra kendi masamda yemek için odama yöneliyordum ki kapı çaldı. Aslında ilk başta umursamadım ama ısrarla çalınca önemli bir durum olmuştur diye açtım. Karşımda benim yaşımda belki bir iki yaş büyük bir kız duruyordu . Belki yanlış gelmiştir diye pek konuşmak istemedim ama o öyle durmuyordu.
"Şey, merhaba ben yeni komşunuz buraya bugün taşındık. Bende hemen ortama ısınmak için birileriyle tanışayım dedim. Annemde bu katta benim yaşımda bir kızın oturduğu söyledi galiba o sen oluyorsun. Ben Ebrar bu arada."
Evet bugün binanın önünde nakliye aracı vardı birilerinin taşınacağını anlamıştım ama muhabbete girmek gibi bir niyetim yoktu. Ama kız o kadar samimi konuşuyorduki sohbet etmemek mümkün değil.
"Memnun oldum bende Elanur. İçeri girmez misin?"
Nee!! Ben daha yeni tanımadığım bir kızı eve mi davet ettim!!!
"Aa gerçekten mii? Tabii ki gelirim hem biraz sohbet etmiş oluruz hemde anne ve babanla da tanışırım."
"Şey annem ve babam yok ama sen geç otur ben kahve yapıp geleyim."
"Olur!" Tam mutfağa girecekken gözüm odamdaki masamda duran sandviçime takılı kaldı. O an karnımın guruldaması ile daha fazla durmamam gerektiğini anladım ve kahve yapmaya koyuldum.
~~~
Saat sekize geliyordu ve ben odamda yatağıma yatmış kulağımda kulaklık ile boş boş tavana bakıyorum. Annemin odaya girdiğini kulaklığımı kulağımdan çekince fark ettim.
"Çok şükür , iki saattir bağırıyorum burada."
"Off ne oldu anne?"
"Yeni komşunun kızı gelmiş sohbet etmişsiniz, niye hiç demiyorsun?"
"Anne kız bir anda geldi sohbet ettik ve ne yani demek zorundamıyım?"
"Zorundasın tabii, eve biri giriyor tabii haberim olacak!"
"Tamam anne tamam." Muhabbetin daha fazla uzamaması için kulaklığımı takıp gözümü kapattım. Annemin de çıkması umuduyla uykuya dalmaya başladım..
~~~
İkinci dersin başlamasına iki dakika vardı ve ben ne kahvaltı yaptım nede ağzıma okulda tek bir lokma attım.
- Yaa benden bahsediyoruz arkadaşlar lütfen yemek benim için neredeyse yaşama sebebim bunlar o kadar kolay değil, Tağammı?! -
Kantindeyim fakat tahmin edebileceğiniz gibi upuzun bir sıra var belliki yine aç kaldım. Önümdekilerin azalmadığını görünce sınıfa çıkmaya karar verdim. Sınıfa girdiğim an zil çaldı. Böyle şeyler olunca kendimi hep şanslı hissediyorum. Sırama geçtiğim an Semih bana döndü. 'Ne oldu' der gibi bakarken konuşmaya başladı.
"Ya aşaģıda baktım yine sıranın sonundasın bende sanada alayım dedim, al bu tost ile ayran senin." O an hayatımdaki en huzurlu hissettiğim andı çünkü bana para değil,telefon değil ya bana YEMEK VERİYOR.
"Ayy Semih çok teşekkür ederim dur ben sana parasını vereyim."
"Saçmalama istersen Elanur!"
"Neden?"
"Tabii ki senden para almayacağım."Hiç itiraz etmeden elindeki yemeği aldım ve yemeğe koyuldum.
"Bence almalısın." Bu ne Semih in nede benim sesim bu Doğanın sesiydi. Ona dönüp baktığımda bana bakmıyordu, buna aslında alıştım ama yine de zoruma gidiyor.
"Sanane Doğan almak istemiyorum almayacağım, bir sorun mu var?" Derin bir iç çektikten sonra bizim oturduğumuz sıraya döndü ve konuşmaya devam etti.
"Sorun falan yok olsa bile benim sorunlarım hep önemli sorunlar olur sizin gibi önemsiz ve küçük sorunlar olmaz." Önemsiz derken üstüne bastırarak söylemesi biraz dokundu. Bu sefer konuşma sırası galiba bana geçmişti. Yüzüne bakmadan aynı onun yaptığı gibi konuşmaya başladım.
"Doğan maalesef bizimde seninle konuşacak kadar değersiz vaktimiz yok." Ooo arkadaşlar Ela vurdu ve gol olduu.
Şaşkınlıkla yüzüme baktığını her milimim ile hissediyordum. Tam oda bana bir şey söyleyecekti ki hoca sınıfa girince susmak zorunda kaldı..
~~~
Şu anda ne yaptığımı bence tahmin edebiliyorsunuz. Eveet yemek yiyorum ama bu sefer yanımda Semih'de var. O çay içerken bende dürüm yiyordum. Ve öyle bir sohbete dalmıştık ki sanki etrafta kimse yok gibi kahkahalarla konuşuyorduk. O sırada yanımıza bir kız geldi ve sohbetimiz onun yüzünden bölündü.
"Şey Semih biraz konuşabilirmiyiz?"
"Ne oldu Yağmur, yine ne var?" Galiba bu ilk konuşma istemesi değildi.
" Ya bir gel işte Semih hadii."
"Off tamam geliyorum. Görüşürüz Elanur."
"Görüşürüz." Semih gittikten sonra biraz daha oyalanmaya karar verdim.
Gözümü telefondan kaldırdığımda katinde tek olduğumu fark ettim. Saate baktığımda 14.47 olduğunu fark ettim. Bu babam gelmiş ve 17 dakikadır beni bekliyor demek oluyor. Hemen hızlıca merdivenlerden çıkayım derken ayağımın takılması ile yere yapışmam bir oldu. Galiba ayak bileğimi incittim. Uzun çabamdan sonra ayağa kalkıp dışarı çıkabildim.
Evet tam yirmi dakikadır babamı dışarıda bekliyorum. Ve ne gelen var ne giden. En sonunda okulda beklemeye karar verdim. Okula gidiğim an sınıfa çıkmaya çalıştım fakat bileğim acısıyla pek kıpırdayamıyordum. O yüzden katında olduğum bir sınıfa girmeye karar verdim. Sınıfa girdim ve defterimi çıkarıp resim çizmeye başladım.
- size demedim ama çok güzel bir resim yeteneğim var . Tam iki yıl dersini aldım ve gerçekten çok güzel resim çiziyorum. -
Resmim bittiğinde gururla havaya kaldırdım ve resmime baktım. Babam aradımı diye bakmak için telefonu elime aldığımda bir mesaj bildirimi vardı.Kimden: Babamm
Elanur kızım bugün işlerim uzadı, o yüzden ben almaya gelemeyeceğim yürüyemem çok uzak diyorsan bir otobüs ile eve git hadi görüşürüz kızım.Gönderilme saati: 13.26
Ve şu an saat 15.34. Lütfen, Lütfen, Lütfen.. İçimden bir yandan dua ederken diğer yandan ayağımın acısı ile kapıya ulaşmaya çalışıyordum. Lütfen, Lütfen kapı açık olsun, Lütfen...
HAYIIRR!! Kapı kilitli ve kaldığım yere bakın yaa! Şu anda kendi sınıfımda rastgele bir sıraya kafamı koyup yatmıştım. Annemi sırf telaşlandırmamak için arkadaşımda kalacağım diye mesaj attım. Şu anda ne yapacağımı bilmiyorum telefonumun şarjı iki ve ben okulda tekim.
Tam uykuya dalacakken boş koridorda bi ayak sesi yankılandı koşuyordu sanki. Telaşla kafamı kaldırıp etrafa bakındığımda doğrumu duydum diye dinlemeye başladım fakat uzun süre ses gelmedi. Şu anda kalbim ağzımda atıyor etraf zifiri karanlık ve ben öylece sırada biri gelecekmiş gibi tetikte bekliyordum. Uzun süre gelmeyen ayak sesleri yeniden koridorda yankılanınca istemsiz bir şekilde ağzımdan küçük bir çığlık çıktı. İki dakikalık bir bekleme sonucunda ayak sesleri benim olduğum sınıfa doğru gelmeye başladı. Ben daha da korkmaya başlarken bende izinsiz göz yaşlarım teker teker akıyordu . Tam sınıfın önüne geldiğinde hiç beklemeden koşarak kapının önünden geçti. Bu sefer sırf sesimi çıkarmamak için elimi sıkıca ağzıma kapatım ve öyle ağlamaya devam ettim. Bir süre sonra bu sesler kesildi ve bir daha gelmedi. O kadar çok korkmuştum ki uyuyamamıştım fakat üç dört saat sonra gözlerim otomatik olarak kapanıyordu ve bu benim pekte hoşuma gitmesede uyku beni içine çekiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜSTÜ KAPALI BANK
RomanceBu bir Üstü kapalı bank hikayesi. Tüm herşey bir bank ile başladı ve tüm herşey bir bank ile sonlandı. Bu Elanur ile Doğan'ın hikayesi. Herkesin gözü önünde ve herşey apaçık bir şekilde. Sevginin asaleti ile bu yolda daha ne kadar dayanabilirlerki...